Esas No: 2022/1126
Karar No: 2022/4980
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1126 Esas 2022/4980 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/1126 E. , 2022/4980 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 29.06.2015 dava dilekçesi ile, Alanya İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın müvekkillerine murislerinden intikal ettiğini, müvekkilleri lehine eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmekle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, bu sefer hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nin 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine yöneliktir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; Mahkemece dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığına ilişkin olarak kadastro müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta sorulan hususa ilişkin bilgi ve belgenin bulunmadığının bildirildiği, ancak harita mühendisi bilirkişi tarafından taşınmazın 1956 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 485 parsel olarak tespit görmüş ise de Alanya Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 04.11.1959 tarihli ve 1956/356 Esas, 1959/202 Karar sayılı ilamı ile Devlet Ormanı olarak tespit gördüğünün, daha sonraki dönemde tapuya tescil edilmediğini bildirdiği, Mahkemece ilgili dosyanın getirtilip incelenmediği, orman mühendisi bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında kaldığı bildirilmiş ise de 1985 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosuna ve 1987 yılında yapıldığı anlaşılan 2/B madde uygulamasına ait tutanaklar getirtilmediğinden ve taşınmazların ... fotoğraflarına göre konumları gösterilmediğinden bu husus denetlenememektedir. Mahalli bilirkişilerin taşınmazların kullanılan yerlerden olduğuna ilişkin beyanları ... fotoğrafları denetlenmediği gibi, denetimde komşu parsellerin dayanak kayıtlarından da yararlanılmamış; taşınmazların imar planı kapsamında olup olmadıkları araştırılmamış, (dosya içerisinde bulunan Belediye yazı cevabındaki revizyon ve ilave uygulama imar planının 2011 tarihli olduğu ancak ilk imar planına ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi, belge bulunmadığı) davacıların murisi adına belgesizden edinilen taşınmazlara yönelik miktar araştırması yapılmamış, ayrıca imar-ihya yönünden inceleme yaptırılmadan karar verilmiş olması karşısında zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tereddüt oluşmuştur. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Alanya Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 04.11.1959 tarihli ve 1956/356 Esas, 1959/202 Karar sayılı dosyası ile, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri; dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları ile kadastro çalışma paftaları; (özellikle 129 ada 132, 482 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmen tescil dosyaları ile taşınmazın güneyinde bulunan komşu taşınmaza ilişkin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1055 Esas sayılı dosyası ile 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/612 Esas sayılı dosyası) dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde memleket haritaları ve bu haritaların dayanağı en eski tarihli ve dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi farklı dönemlere ilişkin en az üç ayrı ... fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı ve bundan sonra mahallinde, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi, bir jeodezi-fotogrametri harita mühendisi bilirkişisi ve üç ziraatçı bilirkişi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, Alanya Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 04.11.1959 tarihli ve 1956/356 Esas, 1959/202 Karar sayılı kararına konu olduğu rapor edilen 485 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro paftası ve krokisi zemine uygulanmak suretiyle davacılar tarafından eldeki davada talep edilen taşınmaz ile aynı olup olmadığı kesin ve net bir şekilde saptanmalı, bunun yanı sıra orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ... fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı; taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırlarının dışında bulunduğunun anlaşılması halinde, memleket haritaları ile bu haritaların düzenlenmesine esas alınan ... fotoğrafları ve amenajman planı bilirkişiler marifetiyle çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak, dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, ... fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın önceki ve halen niteliğinin ne olduğu, kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı; klizimetre (eğim ölçer) cihazı ile taşınmaz bölümlerinin gerçek eğimi (en düşük, en yüksek ve ortama eğiminin) memleket haritasındaki münhanilerden de yararlanılarak belirlenmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellere ait tespit tutanağı ve dayanağı kayıtlar uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri tespit edilmeli ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını, önceki ve halen mevcut niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, yine çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazların imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılmalı, bu hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar temin edilerek dosya içerisine alınmalı ve taşınmazın hangi tarihte imar planı kapsamına alınıp alınmadığı net olarak belirlenmeli, tüm bu araştırmalardan sonra, taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve dava tarihine veya taşınmazın imar planı kapsamında olması ve imar planının tespit tarihinden önce kesinleştiğinin anlaşılması halinde imar planının onaylandığı tarihe kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalı; taşınmazın öncesi orman veya 6831 sayılı Kanun'un 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12'yi aşan çalılık niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun yapıldığı tarihten dava veya imar planı kapsamına alınma tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı hususu gözetilmeli ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 29.03.2019 tarihli ve 2018/869 Esas, 2019/177 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.