Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17801
Karar No: 2022/4947
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17801 Esas 2022/4947 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/17801 E.  ,  2022/4947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tespite İtiraza İlişkin
    DAVA TÜRÜ : Kadastro

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen hükmün, duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı ... mirasçısı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı ... mirasçısı ... ve diğerleri vekili, müdahil Hazine vekili ile davalı ... mirasçıları, ... mirasçısı ... ve ... mirasçısı ... ve ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.04.2021 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden ... mirasçısı ... vekili ve müdahil Hazine vekili ile karşı taraftan müdahil ... vekili ile ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Kızıltepe İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 19, 20, 21, 22, 23, 24, 34, 37, 38, 39 ve 40 parsel sayılı sırasıyla 895, 1450, 1085, 2825, 1680, 306, 2110250, 304375, 230750, 31500, 742250 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tutanakların beyanlar hanesinde 20 parsel üzerindeki evin Dakko ...’e, 21 parsel üzerindeki evin müştereken ... ... ve ......’a, 23 parsel üzerindeki evin ... ...’a, 24 parsel üzerindeki Jandarma karakol binasının Milli Savunma vekaleti Jandarma Um. Komutanlığına ait olduğu şerhi yazılarak 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 parseller tapu kayıtları, 34, 37, 38, 39 ve 40 parseller tapu ve vergi kayıtları nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... tarafından Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu kaydına dayalı olarak açılan dava, davaya konu parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
    Kadastro Mahkemesinde, davacı ... ve arkadaşları, tespite esas tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak tapu kaydındaki bir kısım payların hukuki değerini yitirdiği iddiasıyla; davacı ..., tespite esas tapu kaydı, harici pay satın alma, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır.
    Yargılama sırasında Hazine, tespite esas tapu kayıt maliklerinden bir kısmının Suriye uyruklu olduğu ve mallarına Hazinece el konulduğundan bahisle; ..., ..., ..., ..., ...... ..., ..., ..., ... ve ... ise kadastro tespitinden sonra tespite esas tapu kayıt maliklerinden kayden hisse devraldıklarını belirterek ayrı ayrı davaya katılmışlardır.
    Mahkemece davalar birleştirilerek -ve "hakimin reddi talebi hakkında karar verilmeden hüküm kurulmasının" isabetsizliğine değinen usule ilişkin bozma ilamına uyularak- yapılan yargılama sonunda; davacı ... ve mirasçılarının açtığı davanın kısmen kabulüne, müdahil Hazinenin davasının reddine, Kadastro Kanunu’nun 40. maddesi gereğince hisse satın alan müdahil ..., ... ve mirasçıları, ... ve mirasçıları ve ...’ün açtığı davanın kabulüne, müdahil ..., ..., ..., ... ..., ..., ...... ...'in Kadastro Kanunu’nun 40. maddesi gereğince tapuda hisse aldıkları ancak yargılama sırasında bu hisseleri devrettikleri anlaşıldığından davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çekişmeli 19, 20, 21, 22, 23, 24, 34, 37, 38, 39 ve 40 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 40. maddesi gereği yapılan devirler dikkate alınarak fen bilirkişisi ...’nin 23.12.2015 tarihli raporu uyarınca taşınmazlar 42.577.920 hisse kabul edilmek suretiyle, hükümde belirtilen payları oranında Karamani muhtarı ... ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçısı ... ve diğerleri vekili, davacı ... mirasçısı ... vekili, müdahil Hazine vekili ile davalı ... mirasçıları, ... mirasçısı ... ve ... mirasçısı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı ... mirasçısı ...’in hükümde belirtilen payına ilişkin olarak yapılan maddi hata dışındaki tüm; ..., ..., ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davacı ... mirasçısı ... vekili, müdahil Hazine vekili ile davalı ... mirasçıları, ... mirasçısı ... ve ... mirasçısı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
    Davacı ..., babası ...’nun dava konusu taşınmazlara uygulanan K.evvel 304 tarihli ve 26 ila 31 sıra numaralı tapu kaydı maliklerinden ... ...’nın mirasçıları olup, aynı zamanda T. sani 327 tarihli ve 33 ila 38 sıra numaralı tapu kaydının da malikleri olan ..., ..., ... ve ...ile ... oğulları ... ve ...’nun paylarını, yine tespite esas tapu kaydı tedavüllerinden Aralık 1940 tarih 1 ila 6 sıra numaralı kayıtta mevkufi kayıt bırakıldığı belirtilen ..., ..., ...,... ve ...’in paylarını haricen satın aldığını, 35 yıldan bu yana kendisinin zilyet olduğunu belirterek bahsi geçen kişilere ait payların adına tescilini istemiştir.
    Müdahil Hazine, 16.02.1966 tarihli ek kadastro tutanağında malik ... ... ve evlatları ..., ..., ... ve ...ile ... evlatları ... ve ...’nun Suriye uyruklu olduklarının belirtilmesi nedeniyle Bakanlar Kurulunun 01.10.1966 tarih 6/7104 sayılı kararıyla Suriye uyrukluların mallarına Hazine tarafından el konulduğunu belirterek davaya katılmıştır.
    Mahkemece özetle, taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının taşınmazlara uyduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp tarafların aynı tapu kaydına dayandıkları, taraflar arasındaki ihtilafın tespit sırasında taşınmaza uygulanan tapu kayıtlarının hissedarlarından bir kısmının hisselerini haricen devredip devretmediği noktasında toplandığı, davacı ... tarafından dosyaya ibraz edilen 01.03.339 tarihli satış senedinin incelenmesinde hissedar olarak görülen ... ... oğlu ..., ..., ... ve ...ile ... oğlu ... ve ...’nun ayrı ayrı 6 parça tapulu taşınmazlardaki hisselerini davacının babası ...’na devrettikleri, tapulu taşınmazların harici satışının kural olarak geçersiz olduğu, ancak Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinin bunun istisnası olduğu, kanun hükmü gereği harici satışın kayıt malikinin kendi beyanı veya tanık beyanları veya belge ile ispatı gerektiği, dosya kapsamında tapulu taşınmazın harici satışı ile ilgili olarak somut bilgi içeren beyan bulunmadığı gibi satış senedinde imzası bulunanların vefat etmeden önce beyanlarının da alınmadığı dikkate alındığında harici satışa itibar edilemeyeceği, davacı ... tarafından paylarını sattıkları belirtilen diğer kişilerin harici satışının da ispat edilemediği, davacı ...’nun harici satışla hisse satın almaya dayalı olarak açtığı davanın ispatlanamaması nedeniyle reddi gerektiği, ancak tapuda mirasçılarından bir kısmının hisse satın alması nedeniyle Kadastro Kanunu’nun 40. maddesi gereğince hisse devri dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği; Hazine tarafından tespit maliklerinden Karamani muhtarı ... ... ve ..., ... gibi mirasçılarının Suriye uyruklu oldukları iddia edilmiş ise de, dosyaya getirtilen nüfus kaydına göre Karamani Köyü Suriye topraklarında kalmasına rağmen ilgili kişilerin Türk vatandaşı oldukları ve Suriye vatandaşı olmadıkları anlaşıldığından Hazinenin bu yönde açtığı davanın reddi gerektiği gerekçesiyle ve netice itibariyle dava konusu taşınmazların tespiti sırasında uygulanan tapu kayıtlarındaki hisse devirleri hususunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tapudaki hisseleri oranında taraflar adına tescili yönünde yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Eldeki davada kadastro tespitine esas tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Mahkemece, 16.02.1966 tarihli ek kadastro tutanağında Suriye vatandaşı oldukları belirtilen tapu maliklerinden Karamani muhtarı ... ... ve evlatları ..., ..., ... ve ...ile ... evlatları ... ve ...’nun Suriye uyruklu olmadıkları, Türk vatandaşı oldukları gerekçesiyle Hazine davasının reddine karar verilmiştir. Ne var ki, dosya içerisinde bunlardan yalnızca ... ve ...’e ait nüfus kaydının bulunduğu, diğerlerinin nüfus kaydı dosya içerisinde yer almadığı gibi, nere vatandaşı olduklarına dair gerekli araştırmanın da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, sadece ... ve ...’e ait nüfus kaydından yola çıkılarak diğerlerinin de Türk vatandaşı olduğunun kabulü mümkün değildir.
    Davacı ...’nun tespite esas tapu kaydı tedavüllerinden Aralık 1940 tarihli ve 1 ila 6 sıra numaralı kayıtta mevkufi kayıt bırakıldığı belirtilen ..., ..., ..., ve ...’in paylarının haricen satışına yönelik herhangi bir belge sunulmadığı, bu kişilerin satışını somut ve maddi olaylara dayalı şekilde anlatabilen yerel bilirkişi ve tanık da bulunmadığına göre mahkemece davacının bu yöndeki iddiasının ispatlanamadığı yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dosya içerisinde, dava konusu taşınmazlara uygulanan K.evvel 304 tarihli ve 26 ila 31 sıra numaralı tapu kaydı maliklerinden ... ...’nın mirasçıları olup, aynı zamanda T. sani 327 tarihli ve 33 ila 38 sıra numaralı tapu kaydının da malikleri olan ..., ..., ... ve ...ile ... oğulları ... ve ...’nun bu tapu kayıtlarındaki paylarının haricen davacı ... murisi ...’na satış ve teslimine ilişkin 01.03.339 tarihli senedin noter onaylı tercümesi bulunmaktadır. Davalı ...’in 13.11.1967 havale tarihli dilekçesi ile dosya kapsamında davacı tarafın zilyetliğine ilişkin beyanlar göz önüne alındığında davacının senedine itibar edilmesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b şartlarının bu kişilerin payı yönünden oluştuğunun kabulü gerekir. Ne var ki, bunlardan ... ve ... hariç diğerlerinin Suriye vatandaşı olup olmadığı yönünde gerekli araştırma yapılmamıştır.
    Öte yandan, tapu maliklerinin pay durumunu belirten ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tapu dökümü denetime elverişli şekilde açıklanmadığı gibi, tapu maliklerinin belirlenmesinde de hataya düşülmüştür. Dosya içerisinde yer alan tapu kaydı tedavüllerinin incelenmesinde; bilirkişi raporunda yer verilen Mart 1959 tarihli ve 10 ila 17 numaralı kayda rastlanmamıştır. Tapu tedavüllerinden Mart 1952 tarihli ve 10 ila 15 sıra numaralı kaydın iktisabı incelendiğinde, Aralık 1940 tarihli ve 1 ila 6 sıra numaralı kayıtlarda, bu kaydın geldisi Ağustos 326 tarihli ve 97 ila 102 sıra numaralı kayıt maliklerinden ...’ten dolayı payı mevkufi kayıt bırakılan ... kızı ...’nin payının Mart 1952 tarihli ve 10 ila 15 sıra numaralı kayıtlarda temyiz edenler murisi ... ve ... ile ... adına intikal gördüğü ve ...’nin yine tapu iktisabında adı geçen aralarında temyiz edenler murisi ...’ın da bulunduğu bir kısım mirasçılarının payının ise intikale talip olmadıklarından Mart 1952 tarihli ve 10 ila 15 sıra numaralı kayıtlarda mevkufi kayıt bırakıldıkları anlaşıldığı halde bu intikaller dikkate alınmayıp ... payının kendi adında bırakıldığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle; tapu maliklerinden Karamani muhtarı ... ... ve evlatları ... ve ...ile ... evlatları ... ve ...’nun Türk vatandaşı mı yoksa Suriye vatandaşı mı oldukları ilgili kurumlardan sorularak etraflıca araştırılmalı, Suriye vatandaşı oldukları tespit edildiği takdirde elde edilen bilgilere göre yasal düzenlemeler çerçevesinde, ...’na yapılan pay satışının geçerli olup olmadığı değerlendirilmeli, yapılacak inceleme ve araştırma sonucu pay satışının mümkün olduğu anlaşıldığı takdirde bunlardan ... oğlu ...’nun payının kayden intikal gördüğü 1967 yılına kadar davacı ...’in davası yönünden Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi koşulları oluşmuş olacağından ...payına yönelik kayden satışların hüküm ifade etmeyeceği dikkate alınmalı, açıklanan hususlar çerçevesinde bilirkişiden tapu tedavüllerini detaylı ve denetime elverişli şekilde gösteren, malikleri ve paylarını doğru şekilde, açıkta pay kalmayacak şekilde açıklayan rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de ... payının maddi hata sonucu atıf yapılan bilirkişi raporundan farklı gösterilerek pay payda eşitliğini bozacak şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... mirasçısı ..., ..., ... ve ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, davacı ... mirasçısı ... vekili, müdahil Hazine vekili, davalı ... mirasçıları, ... mirasçısı ... ve ... mirasçısı ... ve ... vekili ile davacı ... mirasçısı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.050,00 TL avukatlık ücretinin ... mirasçıları ..., ..., ..., ... ...'dan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan Hazine ve ... mirasçısı ...'na verilmesine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi