Esas No: 2022/2794
Karar No: 2022/4946
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/2794 Esas 2022/4946 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, kullanım kadastrosu sırasında Silifke'deki taşınmazların orman sınırı dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak Maliye Hazinesi adına tespit edilmesi ve daha sonra davacılar tarafından satın alındığı iddiası üzerine açılan dava sonucunda ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar vermesi üzerine yapılan istinaf başvurusunun esastan reddedilmesini onadı. Ancak, temyiz incelemesi sonucunda, taşınmazların tespit tarihi olan 28.03.2017'den önce davacılar tarafından kullanılmaya başlandığı anlaşıldı. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildi ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kararı bozuldu. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 6292 sayılı Kanun'un 6/2. ve 11/14. maddeleri, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi, 3402 sayılı Kanun ve 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen EK-4. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Silifke Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Silifke Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, Silifke İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 151 ada 177 ve 178 parsel sayılı sırasıyla 5136.70, 1309.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldıkları şerhi yazılarak tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Söğüt ve ... Söğüt, taşınmazları 15.06.2016 tarihinde zilyedinden satın aldıklarını ve kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu belirterek dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 151 ada 177 ve 178 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, taşınmazların beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldıkları şerhinin aynı şekilde bırakılmasına karar verilmiş, hükmün davacı ... Söğüt ve ... Söğüt vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, 6292 sayılı Kanun’un 6/2. ve 11/14. maddeleri gereğince taşınmazın kullanım durumunun veya üzerindeki muhdesatın kime ya da kimlere ait olduğu hususunun 31.12.2011 tarihinden önceki duruma göre belirlenmesi gerektiği, davacıların dava konusu taşınmazlardaki fiili kullanımının 15.06.2016 tarihli zilyetlik devir sözleşmesi ile devraldıktan sonra başladığı, dava konusu taşınmazlar daha önceden herhangi bir kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığından, davacıların daha önceden yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamalarında zilyetliği devraldığı kişiler lehine kullanım şerhi verildiğine dair bir kayıt bulunmaması nedeniyle satın alma iddiasına ve yapılan satışa da değer verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından aynı gerekçeyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Temyiz incelemesi sırasında dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılan dava konusu 151 ada 177 ve 178 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 151 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastro tutanağının getirtilmesi için Dairemizce dosya mahkemesine geri çevrilmiş; bunun üzerine Tapu Müdürlüğünün, 151 ada 15 parsel sayılı taşınmaz, 6831 sayılı Kanun gereğince Orman Kadastro Komisyonunca tespit edildiğinden kadastro tutanağı bulunmadığına dair yazı cevabı dosya içerisine alınmıştır.
Buna göre, dava konusu 151 ada 177 ve 178 parsel sayılı taşınmazlarda 28.03.2017 tarihinde güncelleme çalışması değil, kullanım kadastrosu yapıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanun’a 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenen EK-4. maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosuna ilişkin uyuşmazlıklarda, dava konusu taşınmazın tespit tarihinde kimin kullanımında olduğu önem taşımaktadır.
Mahkemece mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanları ve dosya kapsamından dava konusu taşınmazların tespit tarihi olan 28.03.2017’den önce 2016 yılında davacılar tarafından önceki kullanıcılarından devir ve teslim alınarak kullanılmaya başlandığı; ziraat bilirkişi raporunda da, taşınmazın etrafının örme tel ... direkle çevrili olduğu ve makineli toprak işleme yapıldığı belirtildiğine göre, taşınmazların tespit tarihinde davacılar tarafından kullanım kadastrosunda ekonomik amaca uygun kullanıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 373. maddesi gereğince Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1437 Esas, 2019/523 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILARAK, aynı Kanun'un 371. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.