17. Hukuk Dairesi 2018/417 E. , 2020/3115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı tarafından "Ticari Paket Sigorta Poliçesi" ile sigortalı otelde bulunan doğalgaz LNG tanklarına 06/11/2011 tarihinde davalı tedarikçi firma tarafından yapılan doğalgaz ikmali esnasında meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangının sirayeti sonucunda hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin 14/02/2012 tarihinde davacının sigortalısına ödediğini ve davalının zarardan sorumlu olması gerektiğinden bahisle 14.256,00 TL"nin 14/02/2012 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı birleşen dava ile dava konusu yangın nedeniyle dava dışı sigortalıya sonradan ödenen 169.380,75 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalının kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 14.256,00 TL"nin ödeme tarihi 14/02/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile 169.830,75 TL asıl alacak ve 15.375,00 TL işlemiş faizin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, asıl alacak miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışındaki davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; işyeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemine ilişkindir.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Davacı vekili, sigortalı otelde davalının kusuru neticesinde hasar meydana geldiğini açıklayıp sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsilini talep etmiş, mahkemece sigorta uzmanı, kimya mühendisi ve yangın konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten alınan raporda, sigorta ekspertiz raporunda tespit edilen hasar miktarının taraflarınca da kadri maruf olduğu belirtilmiş ve bu rapor hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiştir.
Somut olayda; mahkemece hesap konusunda usulüne uygun, denetime elverişli bir hesap raporu alınmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasındaki eksper raporu esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiştir.
Mahkemece, zarar gördüğü iddia edilen oteldeki hasara ilişkin (inşaat, elektrik, tesisat, enkaz kaldırma, doğalgaz hattı çekilmesi ve yeni kapı monte edilmesi) konusunda uzman inşaat, makine ve elektrik mühendisi bilirkişilerden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.