Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4107
Karar No: 2022/4941
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4107 Esas 2022/4941 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir taşınmazın bir bölümünün kendisinin kullanımında olduğunu iddia ederek dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne ve taşınmazın belirtilen bölümünün davacının kullanımında olduğunun tespitine karar vermiştir. Ancak istinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda dosya yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri olarak, davada belirtilen taşınmazın kadastro işlemleri sırasında orman sınırı dışına çıkarıldığı 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ve tapu kaydında bahsi geçen kullanıcı şerhleri ile ilgili olarak Tapu Kanunu'nun 35. maddesi ve diğer ilgili mevzuat incelenmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/4107 E.  ,  2022/4941 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kulanım kadastrosu sırasında Sultanbeyli İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 212 ada 4 parse1 sayılı 4914.13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiş; sonrasında tapu kaydının beyanlar hanesinde; taşınmazın 1993 yılından beri 170/4914.13 hisse miktarındaki bölümünün ... ...’in, 170/4914.13 hisse miktarındaki bölümünün ... ...’in, 1995 yılından beri 200/4914.13 hisse miktarındaki bölümünün İkram Bayrak’ın, 1993-1994 yılından beri 17000/491413 payın ... Gökçe’nin kullanımında bulunduğu şerhi yazılmıştır.
    Davacı ..., taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 212 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda gösterilen 150 metrekarelik kısmının 1992 yılından beri davacı ... zilyetliğinde olduğunun tespitine ve tapuya şerh verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, davacının dava konusu taşınmazı 1992 tarihinde senetle satın aldığı ve o zamandan beri kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda gösterilen 150 metrekarelik kısmının davacı kullanımında olduğunun tespitiyle tapuya şerhine karar verilmiş; davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının tespit öncesi ve sonrasında taşınmazı ekonomik amaca uygun olarak kullandığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Davacı, sunduğu 1992 tarihli senede ve bu senede ek özel parselasyon krokisine dayanmaktadır. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda taşınmazın boş arsa niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Arsa niteliğinde olduğu belirtilen dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacı tarafından dava dilekçesinde emlak kaydı delil olarak gösterilmiştir. Ancak, mahkemece davacı tarafa ait emlak kaydı bulunup bulunmadığı ilgili Belediyeden sorulmamıştır.
    Öte yandan, kadastro sırasında dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmediği halde tespit kesinleştikten sonra tapu kaydının beyanlar hanesine dava dışı kişiler adına kullanıcı şerhi verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu şerhlerin neye istinaden verildiği, şerh verilen taşınmaz bölümlerinin bu dosyada dava konusu edilen bölüm olup olmadığı, eğer öyleyse bu kişilerin de davaya dahil edilmesi gerektiği üzerinde durulmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı adına emlak kaydı bulunup bulunmadığı ilgili Belediyeden sorulup varsa getirtilerek dosya içerisine alınmalı, bu kaydın dava konusu taşınmaza ilişkin olup olmadığı incelenmeli, tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan kullanıcı şerhlerinin neye istinaden konulduğu araştırılarak mahkeme kararı ile konulmuş ise dava dosyaları getirtilerek dosya içerisine alınmalı, konulan bu şerhlerin dava konusu bölüme ilişkin olup olmadığı incelenerek eğer öyleyse şerh sahiplerinin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, dahil edildikleri takdirde kendilerinden delilleri sorulup toplanmalı, bu şerhlerin de özel parselasyon krokisi esas alınarak verilip verilmediği üzerinde durulmalı, mahallinde yapılacak keşifte dinlenecek yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmaz bölümünün tespit tarihinde kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı sorulmalı, keşfe götürülecek fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir, denetime elverişli rapor ve kroki alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarihli ve 2018/2356 Esas, 2019/1803 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi