Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Kanunun gösterdiği istisnalar dışında, hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuna uygun olarak davet etmedikçe hükmünü veremez. (HUMK. md. 73)
Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığı gibi, muhatabın  evde bulunmama nedeni de yazılı değildir. Bu haliyle davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği usulsüzdür. (Tebligat K. md. 20, 21 ve 23/8). Usulsüz tebliğe davalının muttali olduğuna ilişkin bir bilgi de bulunmamaktadır. Davalı kadın usulüne uygun olarak davet edilmeden yokluğunda hüküm kurulması savunmayı ve davanın sonucunu etkileyen önemli bir usul hatası olup, açıklanan husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere   oybirliğiyle karar verildi.  16.11.2009