10. Hukuk Dairesi 2015/10344 E. , 2015/13238 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ve aylığın yeniden bağlanması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 11.09.2012 tarihinde kesinleşen davacıya, 15.06.2005 günü yaşamını yitiren babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 11.09.2012 tarihi itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı ... Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun,..."nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri
./...
Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili ... sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden boşanan eşlerin adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölgeler yönünden geniş kapsamlı ... araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
İnceleme konusu dava yönünden ise; 24.07.2012 tarihinde davacının kendisi ve eşi adına... adresini beyan ettiği, 11.09.2012 tarihinde ise, tarafların boşanmasına ilişkin kararın kesinleştiği, 30.12.2013 tarihine kadar bu adreste kayıtlı oldukları, 30.12.2013 tarihi itibariyle boşanılan eşin ... adresini beyan ettiği, 30.09.2013 tarihinde mahalle muhtarının beyanına başvurulduğu, yine aynı tarih itibariyle Kurum denetim raporunun tanzim edildiği, boşanılan eşin farklı adres beyanının Kurum denetim raporundan sonra gerçekleştiği, ... İcra Ceza Mahkemesi"nin 2013/124 E. sayılı dosyası ile boşanılan eşin nafaka borcunu ödememekten dolayı tazyik hapsine mahkum olduğunun belirtildiği, bir kısım tanıklar tarafından boşanılan eşin cezaevinde olduğu şeklinde beyanda bulunulduğu, icra ceza dosyasının celbedilmediği, tutanak mümzi muhtarın dinlenilmediği, muhtarlık kayıtlarının da celbedilmediği, 11.09.2012 tarihi sonrası dönem bakımından kapsamlı emniyet araştırılması yaptırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu halde Mahkemece yapılacak iş; davacı ve boşanılan eşin telefon abonelik kayıtları celbedilmeli, medula sistemi ile GSM kayıtlarında yer alan adres bilgileri tarihleri ile birlikte istenilmeli, .. İcra Ceza Mahkemesi dosyası celbedilerek akıbeti araştırılmalı, dava konusu dönem bakımından ... ve ... adreslerinde kapsamlı emniyet araştırması yaptırılmalı, mahalle muhtarı ile azalar dinlenilmeli, muhtarlıktan ikametgah kayıtları celbedilmeli, davacı ve boşanılan eşin davalı Kurum kayıtlarında yer alan adres bilgileri araştırılmalı,
../...
böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.