Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5654
Karar No: 2018/1103
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5654 Esas 2018/1103 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı tayini istemine ilişkin olup, davalı tarafından ödenmesi gereken damga vergisinin sözleşmeye göre yüklenicinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir. Ancak davacı banka, yönetim kurulu kararı ile bu vergiyi ödeyerek davalı yükleniciden rucu talep etmiştir. Mahkeme, sözleşmeye göre vergi sorumluluğunun yüklenicide olduğunu ve davacı bankanın kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. ve 5. maddeleri kararda açıklandığı şekilde uygulanmıştır.
15. Hukuk Dairesi         2016/5654 E.  ,  2018/1103 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı tayini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı, iş sahibi tarafından ödenen damga vergisinin sözleşme gereği vergi ödemelerinden sorumlu bulunan yükleniciden rücu"en tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı talebinde bulunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık 17.01.2006 ve 02.06.2006 tarihli tip sözleşmeler gereği iş sahibi davacı banka tarafından dava dışı vergi idaresine ödenen tek nüsha bedelini aşan damga vergisinden dolayı yüklenicinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Anılan sözleşmelerin 8. maddesinde, sözleşmenin düzenlenmesine ilişkin her türlü vergi, resim ve harçlarla diğer giderlerin yükleniciye ait olduğu; 39. maddesinde sözleşmelerin (yedi) nüsha olarak düzenlendiği açıkça ifade edilmiştir.
    Esasen, çözümü gereken mesele, taraflarca sözleşmede açıkça nüsha sayısı belirtilmiş olmasına rağmen, bu nüshaların bir kısmının suret olarak kabulünün mümkün olup olmadığıdır. Nüsha, sözleşmenin tıpkısının aynısı iken; suret, örnekten ibarettir. Başka bir anlatımla; suret, nüshanın fotografik görünümü olup, kanıt değeri yoktur. Damga vergisine tabi, taraflarca imzalanmış bir sözleşmenin fotokopisinin alınıp "Aslının Aynı" olduğuna dair imzalı şerh düşülmesi, bu belgeyi nüsha haline getirmez. Bununla birlikte, sözleşmenin taraflarca imzalanmadan önce birden çok fotokopisinin alınıp bu fotokopilerin taraflarca imzalanması halinde, o belgelerin her biri nüsha olarak kabul edilir. Bu yönüyle nüsha, belgenin birden çok aslından bir tanesidir.
    488 sayılı Damga Vergisi Kanunu"nun 5. maddesinde, "Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kâğıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabidir.
    Şu kadar ki, poliçe ve emre yazılı ticari senetlerin yalnız tedavüle çıkarılan nüshaları vergiye tabi tutulur." hükmüne yer verilmiştir. Düzenlemenin ikinci cümlesinin aksi düşüncesinden sözleşme nüshalarının tedavüle çıkarılmasa dahi damga vergisine tabi tutulacağı anlaşılmaktadır. Üstelik, Damga Vergisi Kanunu"nun 1. maddesi gereği, damga vergisinden sorumluluk için vergiye tabi belgenin ibrazı da zorunlu değildir. Vergi sorumluluğu için, bu belgenin herhangi bir hususu kanıtlamak veya belli etmek için ibraz edilebilecek olması yeterli olup ibraz edilmesi gerekli değildir. Bu durumda, sözleşme nüshalarının kanıt olarak kullanılmamış olması, bu vergiden sorumsuzluğu doğurmaz. Kaldı ki, uyuşmazlık konusu sözleşmelerde de açıkça nüsha sayısı belirtilmiş, "1 nüsha, 6 suret olarak düzenlenmiştir." ibaresi yerine "7 nüsha olarak düzenlenmiştir." ibaresine yer verilmiştir. Başka bir anlatımla, nüsha sayısı sözleşmede tarafların özgür iradeleri ile açıkça belirlenmiştir. Bu nedenle mahkemece, davalı yüklenicinin sözleşmelerde gösterilen adette nüsha için damga vergisi sorumluluğunun bulunduğu kabul edilmektedir. Sözleşmenin tek nüsha düzenlendiği, kalan kısmının suret olduğu gerekçesiyle verilen karar, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu"nun 5. maddesine aykırı olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.03.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    - K A R Ş I O Y -
    Dava, iş sahibince ödenen damga vergisi ödemelerinin yükleniciden ruc"uen tahsiline yönelik itirazın iptâli davasıdır. Davacı banka iş sahibi, davalı şirket ise yüklenicidir. Davacı banka vekili, davalı yüklenici şirketin ödemesi gereken damga vergilerinin müvekkillerince ödendiğini,damga vergisinden sorumluluğun davalı yüklenicide
    olduğunu, ödemeden sonra yapılan ödemeyi davalıdan ruc"uen talep ettiklerini, bedelin ödenmediğini ve ... . İcra Müdürlüğü"nün 2011/14686 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibi yaptıklarını ve takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili ise, davanın reddini savunmuş,mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine kârar verilmiş, verilen kârar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde 17.01.2006 ve 02.06.2006 tarihli sözleşmelerin düzenlendiği konusunda ihtilâf bulunmamaktadır. Bu sözleşmenin 8. maddesinde her türlü vergi, resim ve harçlarla diğer giderlerin yükleniciye ait olduğu kârarlaştırılmıştır.
    Sözleşmede vergi ve harçlardan yüklenicinin sorumlu olduğunun belirlenmiş olmasına rağmen, davacı banka yönetim kurulu 10.03.2011 tarih 10 nolu toplantısı ile tahakkuk ettirilen vergi cezalarının 6111 sayılı Kanun kapsamında banka tarafından ödenmesine kârar verilip, bu bedel ilgili vergi dairesine ödenmiştir. Ödenen verginin kaynağı sözleşmenin birden fazla nüsha yapılmasından dolayı olup, dosyaya celp edilen deliller ile davalı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği Danıştay 7. Dairesinin örnek kârarları kapsamında bu verginin dava konusu edilmiş olması halinde yargı organınca iptal edilerek ödemeden kurtulma ihtimalinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Davacı banka yönetim kurulu, sözleşmeye göre vergiyi ödemede esasen sorumlu olan davalı şirketin yerine geçerek vergi borcunu ödemekle davalı şirketin vergiye ilişkin kanun yoluna gitme hakkını elinden almış bulunmaktadır. Verginin ödenmesinde davacı bankanın yasa yoluna gitmeyerek kusurlu olduğu da anlaşılmaktadır. “Hiç kimse kendi kusurundan hak elde edemez” ilkesi gereğince kusurlu olan bankanın davacıya rücu etmesini hukuk düzenini korumaz. Danıştay 7. Dairesinin 20.02.1982 tarih 1984/3147 Esas 1986/437 kârar sayılı kârarı emsal gösterilerek dava yoluna gidilmiş olması halinde damga vergisi borcunun terkini mümkün olduğu halde (nasıl olsa sözleşmeye göre gerçek vergi yükümlüsüne rucu hakkım var) düşüncesi ile vergi dairesince tarih ve tahakkuk ettirilen damga vergisi borcunun ödenmiş olması, davacı bankanın iyi niyetli olması halinde dahi kendi kusurundan hak elde edemeyeceği ve davalıya rücu edemeyeceği bu nedenle davanın reddi gerektiği görüşünde olduğumdan sonucu itibariyle doğru olan kârarın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi