(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/4454 E. , 2013/10404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... Köyü 101 ada 219 parsel sayılı 4138303,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliğiyle Hazine adına, 101 ada 182 parsel sayılı 491698,58 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, ... Köyü 101 ada 219 ve 182 parsel sayılı taşınmazlardaki tarlasının babasından kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kendisine ait olduğu iddiasıyla, tapusunun iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacı ... tarafından ... Köyü 101 ada 219 parsel sayılı taşınmazdaki tarlasının babasından kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,101 ada 219 mera parselinin kadastro tesbitinin iptaline; (A) harfi ile gösterilen 790,98 m², (B) harfi ile gösterilen 1864,98 m², (C) harfi ile gösterilen 1216,19 m², (D) harfi ile gösterilen 1648,79 m², (F) harfi ile gösterilen 269,97 m², (G) harfi ile gösterilen 362,54 m² kısımların ... adına en son parsel numarası verilmek sureti ile tapuya tesciline, geriye kalan kadastro tesbitine ilişkin sınırlandırmanın tesbit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline kaydına, 101 ada 182 nolu parselin içerisinde kalan ve (E) harfi ile gösterilen davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafınca temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25/07/2007 - 23/08/2008 tarihlerinde ilân edilen orman ve arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece, yöntemine uygun olarak mera araştırması yapılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi
yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera(yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazın toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakları içeriğinde vurgulanan maddi ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazın komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmelidir. Ayrıca, dava konusu aynı mera parseli olan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/217 ve 2008/219 esas sayılı dava dosyalarında da kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verildiği takdirde, eldeki dosya ile birleştirilmesi zorunludur.
Ayrıca, 101 ada 182 sayılı parselin (E) ile gösterilen bölüme yönelik davanın feragat sebebi ile reddine karar verildiği halde, kadastro mahkemesince sicil oluşturulacağı gözetilerek bu parselin tesbit gibi tesciline karar verilmesi ve yine dosya içerisinde tutanak aslı bulunan dava konusu edilmeyen, fakat, davalı olarak dosyaya giren 101 ada 257 parselin kadastro tutanak aslının kadastro müdürlüğüne olağan yollarla kesinleştirilmesi için gönderilmesine karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 19/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.