(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/8812 E. , 2013/10403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 141 ada 10 parsel sayılı 11.658 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Kasım 1976 tarih 8 numaralı tapu kaydı nedeniyle, fındık bahçesi niteliğinde davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın öncesi itibariyle orman olduğu ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.06.2010 gün ve 4149-7595 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, eğimi % 12"den fazla olan, maki cinsi ağaççıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki Devlet Ormanının devamı niteliğindeki yerlerin, 6831 sayılı Kanunun birinci maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi gereğince orman sayılan yerlerden olması nedeniyle 05.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26 (a) ve (j) ve 23/P maddesine göre de % 12 den fazma eğimli maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve bu tür yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastro sınırlarının dışında bırakılmış olmalarının bu yerlerin orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7/1 maddesi gereğince herhangi bir nedenle
sınırlama dışında kalmış orman olmaları nedeniyle her zaman orman sınırı içine alınabilecekleri gözönünde bulundurulmalı, gerektiğinde aynı mevkide ve birbirine komşu durumda bulunan taşınmazlara ait dosyalardan biri kılavuz dosya olarak belirlenmeli ve keşif o dosya üzerinden yapılmalıdır.
Bu şekilde, yapılacak araştırma inceleme sonucu taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı saptanırsa, bu kez taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,bundan sonra elde edilecek delillerin tümü birarada değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, 141 ada 10 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; orman bilirkişi ve fen bilirkişi kurulu raporuyla taşınmaz (A) ve (B) olarak ikiye ayrılmış, (A) bölümünün orman ağaçları ile (B) bölümünün fındık ağaçları ile kaplı olduğu belirtilmiş, mahkeme gözlemide bu yönde olduğu halde zirai bilirkişi taarfından taşınmazın tamamının kapama fındık bahçesi olduğu belertilmiş,raporlar arası çelişki giderilmeden, zirai bilirkişi raporuna değer verilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile üç uzman orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazın üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, dağılımı ve kapalılık durumu belirlenmeli; eğimi % 12"den fazla olan, maki cinsi ağaççıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki Devlet Ormanının devamı niteliğindeki yerlerin, 6831 sayılı Kanunun birinci maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi gereğince orman sayılan yerlerden olması nedeniyle 05.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26 (a) ve (j) ve 23/P maddesine göre de % 12 den fazma eğimli maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve bu tür yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastro sınırlarının
dışında bırakılmış olmalarının bu yerlerin orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7/1. maddesi gereğince herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış orman olmaları nedeniyle her zaman orman sınırı içine alınabilecekleri gözönünde bulundurulmalıdir.
Bu şekilde yapılacak araştırma inceleme sonucu taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı saptanırsa, bu kez taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, bundan sonra elde edilecek delillerin tümü birarada değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine"nin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 19/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.