Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15374 Esas 2012/571 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15374
Karar No: 2012/571
Karar Tarihi: 20.01.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15374 Esas 2012/571 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2011/15374 E.  ,  2012/571 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.07.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, yerel mahkeme kararı kesinleşmeden önce 24.02.2011 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, hüküm davalı tarafından feragat dilekçesine göre işlem yapılmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
    Aynı yasanın 308.maddesi gereğince de; Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
    Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
    6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309.maddesi hükmüne göre de Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1966 tarihli ve 1438/290 sayılı, 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararları)
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.