14. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/15573 Karar No: 2012/570 Karar Tarihi: 20.01.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15573 Esas 2012/570 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2011/15573 E. , 2012/570 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.06.2011 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 16 parsel sayılı taşınmaz kaydında 01.01.1900 tarihli "..." lehine intifa hakkı bulunduğunu, hak sahibinin tanınmadığı gibi taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufunun da bulunmadığını, intifa hakkının tesis tarihi itibariyle de ölmüş olabileceğini ileri sürerek intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece intifa hakkı sahibinin kimliğinin tespit edilemediği, Türk Medeni Kanununun 796. maddesindeki koşulların da gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur (TMK.m.795). İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Somut olayda; dava konusu 16 parsel sayılı taşınmaz 27.12.1931 tarihli 80 ada 28 parsel sayılı taşınmazdan gelmektedir. İntifa hakkı tespitin yapıldığı dayanak kayıtlarda yer almakta olup kadastro tespitinde de tutanağa işlenmiştir. Davacı, intifa hakkı sahibinin tanınmadığı ve ölmüş olabileceği iddiasıyla terkin talep etmiş, hak sahibine kayyum atanarak yargılamaya devam edilmiştir. Mahkeme intifa hakkı terkin koşullarının oluşmadığını kabul etmiş ise de; Yukarıda değinilen Türk Medeni Kanununun 796. maddesi uyarınca hak sahibinin ölümü ile intifa hakkı sona erer. Terkini istenen intifa hakkının tesis tarihi 01.01.1900 olup 112 yıl önce tesis edilmiştir. Bir insanın olağan yaşam süresi nazara alındığında 100 yılı aşan bir süre istisna olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayatın olağan akışına göre intifa hakkı tesis edildiği tarihte de yaşadığı anlaşılan hak sahibi ..."in en az 112 yılı aşan bir süredir yaşadığının kabulü mümkün değildir. Yaşadığı ileri sürüldüğü takdirde de bunun davalı yanca kanıtlanması gerekir. Nitekim, hak sahibinin kimlik bilgileri ve yaşayıp yaşamadığı saptanamadığı için eldeki dava nedeniyle kendisine kayyumda atanmıştır. Mahkemece artık hak sahibinin öldüğünün karine olarak kabul edildiği bu durumda aksi de kanıtlanamadığından davanın kabulü gerekirken reddi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.