21. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/10643 Karar No: 2013/2066 Karar Tarihi: 11.02.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/10643 Esas 2013/2066 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2011/10643 E. , 2013/2066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı kuruma fazla ödenen 10.683,01 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davalı Kuruma ödeme emri gereğince ödenen 10.683,01 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun"un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırılmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 22/01/2009 tarih ve 2009/39 sayılı ödeme emrinin 02/03/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 14/07/2009 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca da davanın 6183 sayılı yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığından reddi gerekirken, esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle davanın süresinde açılmadığından reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.