10. Hukuk Dairesi 2015/10347 E. , 2015/13217 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davalı işverene ait işyerinde garson- ocakçı olarak 18.02.2008-03.06.2012 döneminde çalışma tespitine ilişkin olup, Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilmek suretiyle, “...18/02/2008-19/02/2010, 25/02/2012 tarihleri arasında vergiye kayıtlı olunan sürelerde...” denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesindeki; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi uyarınca; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davada anılan hükme aykırı olarak, bilirkişi raporuna itibar edildiği hususu dikkate alındığında, davalının vergiye kayıtlı olduğu dönemler gözetilmeksizin; “Davacının davalı işyerinde 18/02/2008-19/02/2010, 25/02/2012 tarihleri arasında vergiye kayıtlı olunan sürelerde davacının davalı işveren yanında hizmet akdi ile asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine,” denilerek infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm tesisi, gerekçede yer alan tarihler ile hüküm fıkrasının tespite ilişkin 1a) bendinde yer alan ifadelerin çelişmesi ve kabulüne karar verilen süre sonunun belirtilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine
./...
davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. 6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde ...sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanun"da bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açık olmakla, eldeki davada Kurumun davalı olduğu gözetilmeksizin feri müdahilliğine karar verilmek suretiyle hüküm tesisi de isabetsiz bulunmuştur.
Ne var ki, bu hususların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.438 gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Karar gerekçesinde yer alan; “Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının davalı yanında çay dağıtıcı/garson ve ocakçı olan davacının, davalının emir ve gözetimi altında 18.02.2008-19.02.2010, 25.02.2012-03.06.2012 tarihleri arasında çalıştığının kabulü gerektiği anlaşıldığından hüküm kurmaya elverişli denetimli uzman bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar vermek gerekmiş, bu düşünce ve kanaatlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” ibareleri silinerek, yerine; “Dosya kapsamından, davacının çay dağıtıcı/garson ve ocakçı olarak, davalının ...ve gözetimi altında 02.03.2009-19.02.2010 ve 25.02.2012-03.06.2012 tarihleri arasında çalıştığının kabulü gerektiği anlaşıldığından hüküm kurmaya elverişli denetimli uzman bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar vermek gerekmiş, bu düşünce ve kanaatlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
ibarelerinin yazılmasına,
Karar başlığında ve hüküm fıkrasında yer alan “Feri Müdahil” sözcüklerinin silinerek, “davalı” sözcüğünün yazılmasına,
Hüküm fıkrasının bir, iki, üç ve dördüncü bentlerinin tamamen silinerek, yerlerine; “davanın kısmen kabulü ile,
1-Davacının davalı işverene ait yerinde, 02.03.2009 - 19.02.2010 , 25.02.2012 - 03.06.2012 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,55 TL harcın davalı işverenden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 45,60 TL harç giderinin davalı işverenden alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 419,00 TL. yargılama giderinin kabul-red oranı gözetilerek 209,50 TL"sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı işveren tarafından yapılan 64,00 TL. yargılama giderinin kabul-red oranı gözetilerek 32,00 TL sinin davacıdan alınarak davalı işverene verilmesine, kalan kısmın davalı işveren üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra istem halinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendini vekil ile temsil ettiren davacı lehine ... gereğince hesaplanan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
8- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden .... gereğince hesaplanan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.