
Esas No: 2016/679
Karar No: 2017/6683
Karar Tarihi: 23.02.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/679 Esas 2017/6683 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 46/son maddesine dayalı faiz istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, Anayasa 46/son maddesine dayalı faiz istemine ilişikindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Davacı tarafından açılan kamulaştırma bedelinin arttırılması davası sonunda hükmedilen bedelin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi nedeniyle bu bedele dava tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar 3095 sayılı yasa hükümleri doğrutusunda faiz oranı, kararın kesinleşmesinden itibaren Anayasa 46/son maddesi uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesi hususu tartışmasızdır.
Davalı idarece icra dosyasında ödeme yapıldığı gözetildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100 (818 sayılı B.K.nun 84.) maddesinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masrafdan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Başka bir anlatımla kısmi ödemelerin öncelikle fer"i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen kurallar ışığında; dava tarihi olan 24/03/2005 tarihinden ilamın kesinleşme tarihi 10/05/2006"ya kadar yasal faiz, kesinleşmeden itibaren iş bu dava tarihi olan 11/01/2012"ye kadar Anayasa 46/son faizinin uygulanacağı ve yine 29/07/2008 tarihinde dosya borcuna ilişkin ödeme yapıldığı dikkate alınarak TBK 100 (BK"nun 84.) maddesi uyarınca, kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan
-/-
indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği kuralı gözönünde bulundurularak hesap ve değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ve açıklanan kurallara uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının irad kaydedilmesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.