17. Hukuk Dairesi 2018/38 E. , 2020/3111 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı Bankanın ... Şubesinden konut kredisi kullanan davacının kredili konutu ile ilgili olarak kredili konut sigorta poliçesi ve zorunlu deprem sigortası düzenlendiğini, kredili konut sigorta poliçesi banka tarafından yenilenmesine rağmen 03.12.2010 tarihinde süresi sona eren zorunlu deprem sigortası poliçesinin davalı banka tarafından yenilenmediğini, daha sonra 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihinde meydana gelen depremlerde konutun zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere Dask sigorta bedeli 66.000,00 TL ve ihtiyari konut sigorta poliçesinden yapılması gereken ödeme 16.000,00 TL olmak üzere toplam 82.000,00 TL maddi tazminatın deprem tarihi olan 09.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yasa ve sözleşmede düzenlenmeyen bir yükümlülüğünün konut kredisini kullandıran ve bu nedenle taşınmaz üzerinde lehine ipotek hakkı tesis edilen bankaya ve aracı ... Sigorta A.Ş."ne yüklenmesine yasal olanak
bulunmadığı ve güven ilkesi gereği davalı bankanın sigorta sözleşmesini yaptırma yükümlülüğünü üstlenmesi hususunda devam eden bir davranışının bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, DASK poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklanan maddi tazminatın kredi veren bankadan ve sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı tarafından davalı bankadan 11/12/2009 tarihinde konut finansman kredisi kullanıldığı ve 03/12/2009 tarihinde davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından DASK poliçesi düzenlendiği, poliçe süresi bitiminde poliçenin yenilenmediği anlaşılmış, Van ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür.
Hazine Müsteşarlığı"nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin Zorunlu sigortalar başlıklı 5.maddesinin 2. fıkrasında "Zorunlu sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir." düzenlemesi, 6. maddesinin 2. Fıkrasında ise "İhtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı" düzenlenmesi yer almaktadır.
Anılan Yönetmeliğe göre kredi süresi içerisinde yenileme yükümü kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma sorumluluğu da kredi veren bankaya aittir.
Somut olayda, davalı bankanın, zorunlu olan bu sigortanın da yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerektiğinden kusuru vardır. Ne var ki davacı sigortalının da, zorunlu olan DASK sigortasının süresinin dolup dolmadığını takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müterafik kusuru vardır.
Bu durumda mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuksal olgular ışığında, davalı Banka yönünden Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 5/2
ve 6/2.maddeleri değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Somut olayda; ihtiyari deprem sigortasına ilişkin poliçenin incelenmesinde, 11/12/2009-11/12/2010 tarihlerini kapsadığı, 23/10/2011 deprem tarihi de içinde olacak şekilde 11/12/2010-11/12/2011 yıllarını kapsar şekilde yenilendiği, poliçenin özel şartlar kısmında; “Poliçe ile bina deprem teminatı verilmiş ise de; 587 sayılı zorunlu deprem sigortasına dair kanun hükmünde kararname uyarınca temini gerekli zorunlu deprem sigortası teminat limitlerinin üzerindeki limitler için ihtiyari deprem sigortası olarak hüküm ifade eder” hükmünün yer aldığı, dava konusu konut için deprem tarihini kapsayacak şekilde 11/12/2010-11/12/2011 tarihleri arasında ihtiyari deprem sigortasının yenilendiği ancak zorunlu deprem sigortasının yenilenmediği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında ise davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalının söz konusu tarihler aralığında DASK sigortası yaptırmadığından dolayı ihtiyari deprem sigortasının da geçerli olmayacağını ifade etmesi TMK"nın 2. Maddesinde yazılı dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın bu tarz kötüye kullanılması hukuken korunamaz.
İhtiyari Deprem Sigortası Poliçesi tanziminden sonra gerçekleşen deprem nedeniyle binanın hasar gördüğü, anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; yukarıdaki bentteki borçlar göz önünde bulundurularak davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ihtiyari deprem teminatını içeren Konut Sigorta Poliçesinde bulunan özel şartlara göre; oluşan gerçek zararın DASK teminatı içinde kalıp kalmadığı belirlenerek, DASK teminatı üzerinde gerçekleşen zarar varsa sonucuna göre davalı sigorta şirketinin DASK teminatını aşan kısımdan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı Sigorta şirketi yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı geri verilmesine 03/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.