23. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2326 Karar No: 2019/5142 Karar Tarihi: 05.12.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/2326 Esas 2019/5142 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2018/2326 E. , 2019/5142 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı borçlunun müvekkili kooperatifin eski yöneticisi olduğunu, davalının yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ve aynı zamanda muhasebesini tuttuğu 2001 ve 2003 yıllarında muhasebe defterlerinin elinde olmasından faydalanarak, kendi kullandığı ve hissedarı ve yöneticisi bulunduğu şirket adına olan stopaj, fon ve diğer KDV"lerin bedellerini kooperatif tarafından yapılmış harcama gibi kooperatif kasasından ödeyerek, ticari defterlere masraf olarak kaydettiğini, bu ödemelerin tahsili için ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2005/341 Esas sayılı dosyası ile takibe başladıklarını, ancak davalının ödeme emri tebliği üzerine borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamı ile alacağın %40"ı oranında davalıdan icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın usulden reddine dair verilen ilk kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD"nin 06.04.2009 tarih 2007/15012 Esas, 2009/4154 Karar sayılı ilamı ile; davacı vekiline TTK"nun 341. maddesindeki koşulların yerine getirilmesine ilişkin olarak doğrudan kesin süre verilmiş ise de, verilen sürenin genel kurulun toplanmasına elverişli olmadığı gibi, içerik itibariyle HUMK"nun 163. maddesine de uygun olmadığı, bu durum karşısında, TTK"nun 341. maddesindeki koşulları sağlaması yönünde davacı vekiline usulüne uygun süre ve süreler tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; sorumluluk davasının açılması için şart olan genel kurul kararının 02.07.2010 tarihli genel kurul kararı ile giderildiği, ancak davacı vekilinin genel kurulda denetçi olarak belirtilen kişiler adına vekaletnamesini ihtaratlı süreye rağmen sunmadığı ve yargılamayı sürüncemede bıraktığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1- Davacı vekilinin temyiz istemi açısından; mahkemece verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen dosyaya sunulan vekaletnamelerin kooperatif denetçisi sıfatıyla verilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu husus tamamlanabilir bir eksiklik olup, HMK"nın 94. ve 77. maddeleri uyarınca 12.10.2017 tarihli oturumda hazır olan davacı vekiline yapılan ihtaratta da belirtilen eksikliğin kesin süre içerisinde giderilmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin açıkça ihtar edilmediği anlaşıldığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.