21. Hukuk Dairesi 2012/24082 E. , 2013/2042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı murisinin, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum tarafından 9.6.2011 tarihli borç bildirim belgesi ile müteveffa oğlu ... , 3201 sayılı yasaya göre borçlanarak emekli olduğu ve ticari faaliyeti devam ettiği tespit edildiğinden yaşlılık aylığının iptal edildiğinin bildirildiğini ve davacının oğluna yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiğini belirterek Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
Mahkeme, davanın kabulü ile davacının müteveffa oğlu ... yaşlılık aylığının 01.01.2009 tarihi itibariyle iptali ile,9.243,00 TL borç çıkarılmasına ilişkin davalı Kurumun 09.06.2011 tarih 12333818 sayılı işleminin iptaline karar vermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının müteveffa oğlunun, 30/01/2008 tarihinde yurt dışında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasa"ya göre borçlanma talebinde bulunduğu ve borçlanma bedelini 18/07/2008 tarihinde ödediği, 31.12.2008 tarihli talebine istinaden 8559 gün Bağ Kur hizmeti ve 442 gün 3201 sayılı yasaya göre borçlandığı süre olmak üzere toplam 9001 gün hizmet süresi üzerinden 01.01.2009 tarihinden geçerli yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının vergi kaydının 15/02/1986 tarihinde başladığı ve 15.04.2010 ölüm tarihine kadar mükellefiyetinin devam ettiği, Kurum tarafından 09.06.2011 tarihli yazı ile 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma yaparak emekli olduğu ve ticari faaliyeti devam ettiğinden bağlanan yaşlılık aylığının kesildiği ve yapılan ödemelerin geri istenildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının yaşlılık aylığı yazılı istek tarihinde 5510 sayılı Yasa"nın 4/b (mülga 1479 sayılı Yasa) kapsamındaki çalışmalarının devam etmesi nedeniyle 3201 sayılı Yasa"nın 6. maddesinden yararlanarak bağlanan yaşlılık aylığının 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesine göre yersiz ödeme nedeniyle geri alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın 96/1.maddesine göre " Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır."
Yaşlılık aylığı yazılı istek tarihinde yürürlükte bulunan, 5754 sayılı Yasa"nın 79.maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesine göre Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi 5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile değiştirilmiş olup Yasa"nın yürürlüğe girdiği 19.06.2010 tarihinden itibaren Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.
Somut olayda, eczane faaliyeti nedeniyle vergi mükellefi olan davacının yaşlılık aylığı yazılı istek tarihinde bu faaliyetine devam ettiği ve böylece Türkiye"de çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesine göre davacıya yazılı istek tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması mümkün değildir. 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi 5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile değiştirilerek Yasa"nın yürürlüğe girdiği 19.06.2010 tarihinden itibaren Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiş ise de bu kuralın Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki uyuşmazlıklara uygulanması mümkün değildir. Bunun yanında, yazılı istek tarihinde Türkiye"de çalışmaya devam ettiği anlaşılan davacının, 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesine göre Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanarak tahsil ettiği yaşlılık aylığını geri ödemekle yükümlü olduğunu bilmesi gerektiğinden Borçlar Kanunun 63. maddesinden de yararlanamaz. Bu durum Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/06/2012 tarih 2012/1-196 Esas 2012/396 Karar sayılı kararında da belirtilmektedir.
Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.