Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6576
Karar No: 2013/10360

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6576 Esas 2013/10360 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/6576 E.  ,  2013/10360 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 13/09/2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Korulu Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini ve Karayolları Genel Müdürlüğünün yol yapmak suretiyle olan elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Hazine ve Orman Yönetimi ise, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece, taşınmazın orman olması nedeniyle davacının davasının reddine, (A) harfi ile gösterilen 69,292 m², (B) harf ile gösterilen 16709 m² ve (C) harfi ile gösterilen 7579 m² bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, Karayolları Genel Müdürlüğünün elatmasının önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Yörede orman kadastrosunun hangi tarihte yapılıp kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 26/10/1983 tarihinde kesinleşmiştir.

    Mahkemece taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmazın orman olup olmadığı konusunda iki kez yapılan keşif sonucunda alınan uzman orman mühendisi bilirkişi raporları birbiri ile çelişkili ve yetersizdir. 02.12.2011 günlü keşif sonucu hazırlanan raporda taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmadığı, taşınmazların en eski (1952) tarihli memleket haritasında yeşil renkli bölümde kaldığı açıklanmış; 01.10.2012 tarihli keşif sonucu hazırlanan raporda ise 1986 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı ve en eski tarihli memleket haritasında yeşil renkli bölümde kaldığı açıklanmış ise de ilk rapora eklenen memleket haritasından farklı ve muhtemelen daha yeni tarihli (bölgede baraj yapıldıktan sonra hazırlanan) harita kullanılmıştır. Yine rapora ekli orman kadastro haritasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ve çevresinde bir çok kadastro parseli görünmesine rağmen, 1983 yılından sonra yeni bir kısmî kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı belirlenmemiş, bunların kadastro tespit ve ilân tutanakları, davalı iseler dava dosyaları getirtilmemiş, dava tarihinden sonra kadastro tespiti yapılmışsa, tesbitlerin kesinleşmeyeceği ve davanın kadastro tespitine itiraza dönüşeceği, mahkemenin görevli olmayacağı; dava tarihinden önce kadastro çalışması yapılıp da kesinleşmişse eldeki davanın tapu iptali tescil davası olacağı
    ve ilgili tapu maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiş, yine taşınmazların 1983 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılıp bırakılmadığı; bırakılmışsa hangi nitelikle tesbit harici bırakıldığı araştırılmamıştır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile davanın açıldığı tarihten 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, öncelikle kesinleştiği bildirilen orman kadastrosuna ait çalışma ve ilân tutanakları getirtilmeli, orman mühendisi bilirkişi tarafından, orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 - 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, dayanağı kayıt ve belgeler; davalı olanlara ait dava dosyaları getirtilmeli, taşınmazın 1983 yılında yapılan kadastro sırasında neden tespit harici bırakıldığı, 1983 yılından sonra bir kısmî kadastro çalışması olup olmadığı araştırılmalı, buna göre yukarıda açıklandığı gibi davanın kadastro tespitine itiraz veya tapu iptali ve tescile dönüşüp dönüşmeyeceği, mahkemenin görevli olup olmadığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
    1) Orman sayılan yerlerden veya 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tâbi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi,
    2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 sayılı Kanunun 16. md. A, B, C, D bentleri kapsamında kalan yerler),
    3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Kanun 17. md. ikinci paragraf, 2981 sayılı Kanun geçici madde - 2 Son paragraf),
    4) Tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
    5) Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (H.G.K.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
    6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K."nun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
    7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K."nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
    8) Kadastro (Tapulama) Komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K."nun, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün 2002/8-183-187 sayılı kararları),
    9) Kadastro (Tapulama) mahkemesince orman sayılan yer olması nedeniyle hükmen tescil harici bırakılan yerlerden olduğunun (Bu tür yerler, Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve ikinci fıkrası gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması zorunludur.) anlaşılması (H.G.K…’nun 15/03/2006 gün 2006/8-106-68 sayılı kararları), hallerinde, özel ve tüzel kişiler adlarına özel mülk niteliğiyle tapuya tescil edilemeyeceğinden başka bir araştırmaya gerek olmadan kişilerin davasının reddine, karar verilmeli,
    Orman sayılmayan ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya varsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ekonomik amacına uygun olup olmadığı maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorularak saptanmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosya içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14 ncü maddesinin birinci fıkrasında yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri gözönünde bulundurularak yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da dava dosyaları getirtilip incelenmeli, orman sayılan yerlerden ise Hazine ve Orman Yönetiminin tescil istemi bulunduğu gözönüne alınmalı, tüm delillere göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ:  Yukarıda  açıklanan  nedenlerle; davacının temyiz  itirazlarının  kabulü  ile  hükmün  BOZULMASINA,  temyiz harcının istek halinde iadesine 19/11/2013 günü  oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi