22. Hukuk Dairesi 2013/34119 E. , 2015/8445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinde çalışmakta iken Noterliğinin 07.06.2011 tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş sözleşmesini feshettiğini, bu feshi sürekli olarak fazla mesaili olarak çalıştırılması ve buna ilişkin ücretlerin ödenmemesi haklı sebebi ile yaptığını beyanla kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin fesih gerekçesinin yerinde olmadığını, kıdem tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, 07.06.2011 tarihinden sonra işe gelmeyerek devamsızlık yaptığını, devamsızlığın geçerli bir mazerete dayanıp dayanmadığını öğrenmek amacıyla ihtarnameler gönderildiğini fakat bir netice alınamadığından devamsızlık sebebi ile fesih bildirimi gönderildiğini, davacının fazla mesai alacağı bulunmadığını, iş yerinde hafta tatili izni kullandırıldığını ve vardiyalı çalışma düzeni olduğundan iddia edilen çalışma saatlerinin doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda iş sözleşmesinin ücretleri ödenmediğinden davacı işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle dava konusu diğer isteklerin alınan hesap raporu doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışmanın ispatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Bu çalışmaların ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Dosya içeriğine göre davacının davalı iş yerinde 01.03.2003-07.06.2011 tarihleri arasında garson olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davacı tarafından ücretleri ödenmediğinden 10.06.2011 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır.
Delil listesinde yer alan ve dinlenen tanıklardan ... iş yerinden 2011 de ayrılmış olup davacı ile dört yıl, Gökhan ve Necati... 2003-2004, ... 2003-2006 yılları arasında çalışmış diğer tanık ...ise 2007 yılından itibaren iş yerinde çalışmıştır. Tanıkların davacı ile birlikte iş yerindeki çalışma sürelerine ve tanıkların davalı iş yerindeki davacının çalışma saatine yönelik beyanlarına göre davacının fazla çalışma iddiası yönünden tüm çalıştığı dönemi ispata yeter nitelikte olmayıp fazla mesai konusunda işçi ile aynı dönemde çalışan tanıklar ve çalıştıkları dönem belirlenerek dikkate alınıp hesaplama yapılmalıyken tanık beyanlarının davacının çalıştığı tüm dönem fazla mesai alacağında kıstas kabul edilmesi isabetli olmamıştır.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.