Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/3425
Karar No: 2021/1899
Karar Tarihi: 30.03.2021

Danıştay 8. Daire 2018/3425 Esas 2021/1899 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3425
Karar No : 2021/1899

DAVACI : ... Odaları Birliği (... )
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

DAVANIN KONUSU :
1. 11/12/2007 tarih ve 26727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin tamamının iptaline karar verilmesi ile;
2. 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 1 ve 2. maddelerinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının 29. bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının, 7. maddesinin 4. fıkrasının, 10. maddesinin 1. fıkrasının "e" bendinin, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 20. maddesinin ve geçici 1, 2, 3, 4 ve 5. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Anayasanın 168. maddesinde açıkça vurgulandığı üzere, tabii servet ve kaynaklarımızdan olan jeotermal kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, bu kaynakların devri, aranması ve işletilmesinin kanunun açık iznine bağlı olduğu, dava konusu Yönetmeliğin dayanağını oluşturan Kanunun, farklılıkları nedeniyle Anayasada öngörülen amacı gerçekleştirebilmek için ayrı kanunlar ile düzenlenmesi gereken iki kaynağı, jeotermal kaynakları ve doğal mineralli suları birlikte düzenlediği, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli suların kullanım alanları, sağlayacakları faydalar ve işletme büyüklüklerinin çok büyük farklılıklar gösterdiği, oluşum ortamlarına göre sıcaklık, debi, mineral içeriği ve derinlik gibi parametrelere bağlı olarak üretilen ve elektrik, konut ısıtma, seracılık, fizik tedavi, kaplıca, mineral kazanımı, içme suyu gibi farklı kullanım alanları olan bu iki kaynağın aynı Kanunda düzenlenemeyeceği, bu nedenle, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanunun usul ve amaç yönünden Anayasaya aykırı olması nedeniyle Yönetmeliğin tamamının iptalinin gerektiği, dava konusu Yönetmelikte, dayanağı Kanunda olduğu gibi doğal mineralli sulara ilişkin hiçbir düzenlemenin yer almadığı, bu suların ne şekilde işletileceği, nasıl korunacağı, ne tür denetimler olacağının düzenlenmediği, Yönetmeliğin düzenleme konusu olan doğal kaynakların etkin, verimli ve kamu yararına uygun kullanılabilmesini sağlayan düzenlemeler getirmekten uzak, subjektif ve istismara açık nitelikte düzenlemeler içerdiği ileri sürülmektedir.



DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Savunması: Dava konusu Yönetmelikte yer alan doğal mineralli su, jeotermal kaynak, jeotermal alan ve jeotermal sistem tanımlarından anlaşılacağı üzere, mineralli suların genellikle sıcak su kaynağı ile aynı fay grubu üzerinde veya jeotermal alan içerisinde aynı kırık sistemine bağlı olarak yer aldığı, örneğin, Kula jeotermal alanında Kula maden suyu işletmesi, Gazlıgöl jeotermal alanında Gazlıgöl maden suyu işletmesi bulunduğu, dolayısıyla jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli suların bulunuş ortamlarının aynı olması ve aynı jeolojik koşullarda oluşmalarından dolayı aynı mevzuat içerisinde ele alındıkları, dava konusu Yönetmeliğin 9. ve 12. maddelerinde, bu kaynakların işletilmesine ve denetlenmesine ilişkin düzenlemelere yer verildiği, arama ruhsatı müracaatlarının belirli bir ön hazırlık gerektirdiği, gelişi güzel arama ruhsatı alınamadığı savunulmaktadır.
... Genel Müdürlüğünün Savunması: Usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı; esasa ilişkin olarak, dava konusu Yönetmelikte düzenleme konusu olan doğal kaynakların etkin, verimli, sürdürülebilir ve kamu yararına kullanılabilmesini sağlayacak düzenlemeler getirildiği, bu düzenlemelerin objektif kriterler gözönüne alınarak yapıldığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : ... Odaları Birliği tarafından; 11.12.2007 gün ve 26727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin iptali ile 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun 1 ve 2'nci maddelerinin, 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 29'uncu bendinin, 5'inci maddesinin 1'inci fıkrasının, 7'nci maddesinin 4'üncü fıkrasının, 10'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının "e" bendinin, 14'üncü maddesinin 2'nci fıkrasının, 20'inci maddesi ve geçici 1, 2, 3, 4 ve 5'inci maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 17.4.2014 gün ve E:2012/188; K:2014/3088 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 28.12.2017 gün ve E:2016/4537; K:2017/4837 sayılı kararıyla bozulduğu anlaşıldığından, bozma kararı uyarınca dosyanın esası incelendi:
Davacı Birlik tarafından, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun 1. ve 2. maddesinin, 3. maddesinin 1. paragrafı 29. bendinin, 5. maddesinin birinci paragrafı beşinci cümlesinin, 7. maddesinin 4. fıkrasının, 10. maddesinin 1. fıkrası "e" bendinin, 14. maddesinin 2. fıkrası son cümlesinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği ileri sürülmekte ise de, bu iddia ciddi görülmemiştir.
T.C. Anayasasının 124'üncü maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri öngörülmüştür.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun 20'inci maddesinde, bu Kanunun uygulanmasına dair usul ve esasların, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenleneceği belirtilmiş olup; söz konusu düzenlemeye dayanılarak 5686 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla 11.12.2007 günlü, 26727 sayılı Resmi Gazetede, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği yayımlanmıştır.
Yönetmeliğin, dava konusu maddelerinde, Jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının etkin bir şekilde aranması, araştırılması, geliştirilmesi, üretilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması ve hakların devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak ekonomik şekilde değerlendirilmesi ve terk edilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununa aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan; iptali istenilen Yönetmeliğin bazı maddeleri, 24.9.2013 gün ve 28775 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve 30.5.2014 gün ve 29015 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümleri ile değiştirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava konusu Yönetmelik, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 20. maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.

ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 168. maddesinde, "Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir." hükmü yer almaktadır.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının etkin bir şekilde aranması, araştırılması, geliştirilmesi, üretilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması ve hakların devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak ekonomik şekilde değerlendirilmesi ve terk edilmesi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir." hükmüne, "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, "Bu Kanun, belirlenmiş veya belirlenecek jeotermal ve doğal mineralli su kaynakları ile jeotermal kökenli gazların arama ve işletme dönemlerinde, kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması, devredilmesi, terk edilmesi, kaynak kullanımının ihale edilmesi, sona erdirilmesi, denetlenmesi, kaynak ve kaptajın korunması ile ilgili usûl ve esaslar ile yaptırımları kapsar." hükmüne, "Yönetmelik" başlıklı 20. maddesinde ise, "Bu Kanunun uygulanmasına dair usûl ve esaslar, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 5686 sayılı Kanunun bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle, dava konusu Yönetmeliğin de Anayasaya aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle Yönetmeliğin tamamının iptali istenilmiştir.
Davalı idareler tarafından ise, Yönetmeliğin dayanağı üst hukuk normu olan 5686 sayılı Kanuna uygun olarak çıkartıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
İdari işlemlerin bir sebebe dayalı olması idare hukukunun temel ilkelerindendir. İdari işlemin kanuna uygunluğunun ve dayanağının değerlendirilmesi, idarenin saydamlığı, idareye güven ilkeleri ve hukuk devleti anlayışının oluşumu noktasında büyük öneme sahiptir. ''Kanuni idare'' ilkesi uyarınca kanunla verilen yetkinin usulüne uygun kullanılıp kullanılmadığının yargısal olarak denetlenmesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca, normlar hiyerarşisinde kanunlardan sonra gelen düzenleyici işlemler, bir kanun hükmüne dayalı olarak hazırlanır. İdare tarafından, düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmalıdır.
"Kanuni idare ilkesi" ve "normlar hiyerarşisi ilkesi"ne göre, idarenin eylem ve işlemlerinin bir kanuna dayanması, bu eylem ve işlemlerinin kanuna aykırı olmaması, idarenin kanun ile kendisine verilen yetkiyi kanuna uygun olarak kullanması gerekmektedir.
Davacı tarafından, 5686 sayılı Kanunun bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmiş ise de, söz konusu talep ciddi görülmeyerek davanın esası incelenmiştir.
5686 sayılı Kanunda, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli suların aranması, üretilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerindeki hak sahipliği, yapılacak denetim ve uygulanacak müeyyidelere ilişkin düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Dava konusu Yönetmeliğin ise, dayanağı Kanunda yer alan düzenlemelere uygun şekilde ve bu Kanunla verilen yetki uyarınca hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının hukuka aykırılık iddialarının kapsamı ile Anayasaya aykırılık itirazının yerinde görülmediği hususu dikkate alındığında, üst hukuk normuna uygun olarak düzenlendiği kanaatine varılan dava konusu Yönetmelikte hukuka aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi