10. Hukuk Dairesi 2020/8655 E. , 2021/10641 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 1994 yılı 11. ayından 09.07.2000 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz ve sürekli çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, zaman aşımı itirazı yanında, davacının davalı işverenlik nezdinde 11.09.2000 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, çalışmasının kesintili bir şekilde 31.08.2010 yılına kadar devam ettiğini, tüm hizmetlerinin de Kuruma bildirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, hak düşürücü süreden davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İleri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, dosya kapsamında dinlenen tanıkların davacının çalışmasını doğruladığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın temyizen bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
İnceleme konusu eldeki davada, davacı 1994 yılı 11. ayından 09.07.2000 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz ve sürekli çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile gidilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, talep edilen dönemde davalı işyerinden davacı adına hizmet bildiriminde bulunulmadığı, davacının hizmet döküm cetvelinde, davalı işverenliğe ait ... sicil sayılı işyerinden 10.07.2000-10.09.2000 tarihleri arasında, ... sicil sayılı işyerinden 11.09.2000-15.05.2002 tarihleri arasında, ... sicil sayılı işyerinden 16.05.2002-30.06.2009 tarihleri arasında hizmetlerinin sürekli ve kesintisiz olarak bildirildiği, 01.09.2009 tarihinden sonraki çalışmalarının ise kesintili olarak devam ettiği, davalı işyerinin “depo işletmesi” mahiyetinde 01.06.1993 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, dönem bordrolarının getirtildiği, bordro tanıklarının dinlendiği görülmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamında dinlenen bordro tanıklarının çalışmanın varlığına ve süresine ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğu anlaşıldığından, bu hususta yeniden beyanları alınarak çelişkiler giderilmeli, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı diğer bordro tanıkları resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, tanık beyanları karşılaştırılmalı varsa çelişki giderilmeli, davacının çalışmasına yönelik beyanları alınmalı, çalışmanın varlığı, niteliği, süresi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.