9. Hukuk Dairesi 2015/28718 E. , 2019/2082 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, 21/03/2014 tarihinde envanter açığı gerekçesiyle bölge sorumlusu tarafından davacıdan savunma ve buna bağlı istifa dilekçesi vermesinin istendiğini, davacı direnince işyerini hemen terk etmesi istenerek iş ilişkisinin sonlandırıldığının sözlü olarak bildirildiğini, davacının 22/03/2014 tarihinde çalışmak amacıyla işyerine gittiğini, davacının işyerine alınmadığını, 2014 yılı Mart ayına ait 21 günlük ücretini alamadığını, 2012 ve 2013 yıllarına ait toplam 1 aylık yıllık izin ücreti alacağının bulunduğunu, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret, prim, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 22/05/2010 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun"un 25/II-e maddesi hükmüne göre haklı nedenle feshedildiğini, davacının çalıştığı mağazada yapılan kontrol ve denetimlerde görev tanımına aykırı olarak çelik kasa anahtarlarını ve şifresini başka bir personele teslim ettiğinin tespit edildiğini, ayrıca davacının mağazada mevcut olmayan ürünler için fire prosedürü işlettiğinin, çelik kasa sayımı sonucu kasada mevcut olmamasına rağmen 609,00 TL. parayı kasa defterine işleyerek gerçeğe aykırı evrak tanzim ettiğinin ve son olarak çelik kasa sayımı sonucu çıkan açığı personelden talep ettiğinin, personelin kabul etmemesi üzerine, imzasını taklit ederek personel adına muvafakatname düzenlediğinin tespit edildiğini, davacının tüm bu eylemlerinin tutanak altına alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dosya içinde anılan envanter açığına ilişkin tutanak dışında herhangi bir belge bulunmadığı, bu tutanağın akıbetinin ne olduğunun, işverence ne gibi işlem yapıldığının ve sonucunda ne tespit edildiğinin belli olmadığı, tanıkların sıklıkla depodan gelen irsaliyelerde yazılı mal sayısı ile getirilen mal sayısının eşit olmadığını, bu nedenle envanter açığı olduğunu bildirdikleri, dolayısıyla fesih bildiriminde belirtilen ve akıbeti olmayan envanter açığının bu gibi bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmadığı, davacının personelin imzasını taklit ederek belgeler düzenlediği iddiasına ilişkin olarak ise anılan sahte imzalı belgelerin sunulmadığı, davacının bu iddiayı reddettiği, tanık beyanlarından bu belgenin işyeri kayıtları arasına sunulmadığının ve bir işlem yapılmadığının anlaşıldığı, yine tanık beyanlarına göre çelik kasa anahtarı ve şifresinin başka personele verilmesi işleminden bölge sorumlusunun bilgisi bulunduğu, davalı işverenin üzerine düşen ispat külfetini yerine getiremediği, feshin haklı nedene dayanmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25"inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, iş akdinin davalı tarafından haksız nedenle feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan eylemleri nedeniyle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Dosya içeriği, davacı asilin beyanları ile yeminli tanık ifadelerine göre; işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalışan ve her gün düzenli olarak kasa sayımı yaparak sayım tutanağı düzenleme görevi bulunan davacının 21.03.2014 tarihinde çelik kasa sayımı sırasında çıkan açığın bir kısmını mağaza personeli ...’ten talep ederek düzenlediği muvafakatnameye imza atmasını istediği, ...’in bunu kabul etmemesi üzerine muvafakatnamedeki ...’in isminin yer aldığı kısma kendisinin imza attığı anlaşılmaktadır. Davacının fesih konusu davranışının doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu açıktır. O halde, davalı işveren tarafından 4857 sayılı Yasa’nın 25/II-e maddesi uyarınca gerçekleştirilen feshin haklı olduğu anlaşılmakla, şartları bulunmayan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle taleplerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HAS