Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R -
Davacı vekili, 08.06.2010 tarihinde müvekkilinin desteğinin idaresindeki davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı araç ile seyri sırasında meydana gelen kazada vefat ettiğini belirterek davacı F.. D.. için 15.000,00-TL DYK tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dava konusu olayda karayolunda seyir halinde ve trafikte olan bir araç olamaması nedeniyle KTK.nin 85 ve 92. maddelerinin de olaya tatbik edilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Trafik sigortası, işletenin karayolu veya karayolu sayılan alanlarda neden olduğu zararları sigorta örtüsüne alır. Karayolu sayılmayan veya karayolu olmayan yerlerdeki işletenin sorumluluğu ise genel hükümlere tabidir. 2918 sayılı KTK. nin 3.maddesinde karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 2/2. maddesinde; aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrolü karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından, karayolu olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, kroki, görgü ve tespit tutanağı ve diğer delillerden kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava konusu kazanın meydana geldiği yerin karayolu olduğu kabul edilerek işin esasına girilip, yapılacak yargılama sonunda varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.