9. Ceza Dairesi 2020/3099 E. , 2020/1920 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, dosya incelendi;
Dairemizin 2020/3171 Esas sırasında kayıtlı Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/667 Esas ve 2014/822 Karar sayılı dosyası ile bu dosya arasında suç ve sanık ... yönünden fiili ve hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında tefecilik suçuna ilişkin olarak; TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ..."in temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
Katılan Hazine vekilinin tefecilik suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1-Sanığın tefecilik suçunu işleyip işlemediğinin saptanabilmesi ve bu konudaki maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi için, soruşturma aşamasında dinlenip yargılama aşamasında dinlenmeyen müşteki ve tanıkların dinlenilmesi, sanık hakkında tefecilik yapıp yapmadığına dair kolluk marifetiyle ayrıntılı ve gizli araştırma yaptırılması ve vergi mükellefi ise ilgili vergi dairesine yazı yazılarak, bu konuda vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
2-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında, sanık hakkında Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2014 tarih, 2013/667 Esas ve 2014/822 Karar sayılı ilamıyla tefecilik suçundan beraat kararı verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/3171 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 01/01/2013, iddianame tarihinin 18/09/2013 olduğu, hakeza temyize konu bu kamu davasında ise suç tarihinin 08/02/2013, iddianame tarihinin 04/04/2014 olması karşısında; mümkünse davaların birleştirilmesi, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise asılları veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından sonra, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde her iki dosyada bulunan tüm mağdurların yargılama aşamasındaki ve kollukta alınan beyanları üzerinde durularak, suçunun sübutu halinde sanığın hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Müşteki ... vekilinin 02/08/2013"te sanıktan faizle müştekinin para aldığını beyan ettiği, suç tarihinin 02/08/2013 tarihi yerine gerekçeli karar başlığında 09/01/2014 olarak gösterilmesi suretiyle CMK. nın 232/2-c maddelerine muhalefet edilmesi,
Kabule göre ;
Vekaletname verdiği müdafii ile kendisini temsil ettiren ve hakkında açılan kamu davasından beraat eden sanık lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.