Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/1301 Esas 2014/26339 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/1301
Karar No: 2014/26339
Karar Tarihi: 23.12.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/1301 Esas 2014/26339 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kalan davacının tazminat istemiyle açtığı bir dava. Mahkeme, davacının tazminat talebinin kısmen kabul edilmesine karar verdi. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, tazminat davaları üç ay veya on yıl içinde açılmalıdır. Bu dava ise, 10 yıl sonrasında açıldığı için reddedilmesi gerekiyordu ancak mahkeme eksik incelemeler sonucu kısmen kabul etti. Bu durumun kanuna aykırı olduğu belirtildi ve karar bozuldu. Kararda geçen kanun maddeleri: 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi, 466 sayılı Kanun, CMUK'un 321. maddesi, ve Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi.
12. Ceza Dairesi         2014/1301 E.  ,  2014/26339 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2013/189114
    Mahkemesi : Kars Ağır Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 07/03/2013
    Numarası : 2012/320 - 2013/68
    Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

    Davacı vekilinin 16.11.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Hükümden önce, 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı hazine yönünden kesin nitelikte ise de, dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.02.2013 gün ve 2012/9-1384 esas, 2013/68 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olması ve davacı vekili tarafından bu bölüm temyiz edilmiş olup, davalı Hazine vekilinin buna bağlı olarak, hükmü temyiz etme hakkı bulunduğundan tebliğnamedeki hükmün kesin ve temyiz edilemez nitelikte olduğu belirtilerek, davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin reddini öneren görüşe iştirak edilmemiştir,
    Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği ve dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih,
    2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği ve dava süresi açısından en lehe kabul ile Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulü ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesinin, 01.03.1995 tarih, 1992/351 Esas - 1995/24 Karar sayılı dosyasının içeriğine göre davacı hakkındaki beraat hükmünün 09.07.1995 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 16.11.2012 tarihinde, 10 yıl dolduktan sonra açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.12.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.