14. Hukuk Dairesi 2020/2341 E. , 2020/5176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan ..."nın davacıya olan borcundan dolayı ... 2. İcra Müdürlüğünün 2005/15556 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun murisi ..."nın maliki olduğu ... İli, ... İlçesi, 5655 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bulunan A 3 Blok 11 no"lu, B 1 Blok 7 no"lu ve B 7 Blok 19 no"lu bağımsız bölümlerde borçlunun hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini belirterek dava konusu bağımsız bölümlerde ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesi gereğince; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Somut olayda, alacaklının İcra İflas Kanunu madde 121’e dayalı olarak 18.02.2015 tarihinde açtığı ortaklığın giderilmesi davasında; dava açma tarihinde talep konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti bulunmakta olup yargılama sırasında elbirliği sona erdiğinden alacaklının dava açmakta haklı olduğu gözetilmeden, yargılama giderlerinin davalı borçlu ..." dan alınması gerekirken davacı üzerinde bırakılması ve davalılardan ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu husus, kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının (2.) bendinde yazılı "davacıdan" kelimesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "davalı borçlu ..."dan" ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (3.) bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine davacı tarafından yapılan 1.193,20 TL yargılama giderinin (keşif, bilirkişi ve tebligat ücretleri) davalı borçlu ..."dan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının 4. ve 5. numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" ibaresinin eklenmesine, hükmün HUMK"nun 437/8. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 21.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan