20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2583 Karar No: 2013/10323 Karar Tarihi: 19.11.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2583 Esas 2013/10323 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, davacının çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali istemiyle açtığı dava. Davalı gerçek kişinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmazı edindiği iddiasına karşın, mahkemece yapılan işlemler sonucunda Hazine lehine karar verildi. Yapılan incelemeler sonucu, taşınmazın imar ve ihya edilmediği, kadastro tesbit tarihi olan 2007 yılına kadar 20 yıl süreyle nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanılmadığı belirlendi. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindi ve mahkemece yerinde görülmeyen temyiz itirazları reddedilerek hüküm onandı. Kararda 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesine yer verildi. Bu maddeye göre, davalıdan onama harcı alınmamasına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine karar verildi.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/2583 E. , 2013/10323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Yörede 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında...Köyü 300 ada 12 parsel sayılı 3011,71 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu savı ile tapu kaydının iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı ... tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 20.02.2012 gün ve 2011/13726-2273 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “...Orman bilirkişi raporunda 1950"li yıllarda taşınmazın üzerinde orman bitki örtüsünün bulunmadığı, hububat tarımının yapıldığı, ancak 1980"li yıllarda ise taşınmazın üzerinde münferiden çalı türleri ile kaplı olduğu, arazinin kullanılmadığı ve ziraatçı bilirkişi raporu ile birlikte çekilen resimler birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın henüz imar ve ihya edilmediği, kadastro tesbit tarihi olan 2007 yılına kadar 20 yıl süreyle nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanılmadığı, resmî belgelerle örtüşmeyen tanık beyanlarına değer verilemeyeceğinden, davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1992 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 19/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.