Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3532
Karar No: 2019/9009
Karar Tarihi: 27.09.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/3532 Esas 2019/9009 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2019/3532 E.  ,  2019/9009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalıların avukatlığını üstlenerek icra takiplerini ve davalarını takip ettiğini, davalı şirkete hukuksal danışmanlık yaptığını, ancak vekalet ücretinin, yapılan bir kısım masrafların ve yol giderlerinin çekilen ihtara rağmen ödenmediğini, bu nedenle vekillikten çekildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000,00-TL davalı ...’den, 5.000,00-TL davalı şirketten olmak üzere toplam 10.000,00-TL vekalet ücreti alacağının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davacının istifasının haklı bir sebebe dayanmadığını, kendisine 4.000,00-TL ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalıların vekili olarak takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücretinin, bir kısım masrafların ve yol giderlerinin ödenmediği gerekçesiyle vekillik görevinden istifa ettiğini ileri sürerek, vekalet ücretine konu alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davacının istifasının haklı sebebe dayanmaması nedeniyle ücret talep edemeyeceğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 14.02.2013 tarihli kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 19.09.2013 tarih ve 2013/15398 E.-2013/22021 K. sayılı ilamı ile; Borçlar Kanununun 396/1. maddesine göre, vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır. Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira, azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakacak olursak; davacı tarafından davalılara gönderilen 10.11.2008 tarihli ihtarnamede istifa sebebi olarak takip ve dava masrafları, yol giderleri ile vekalet ücretinin ödenmemesi hususları ileri sürülmüş olup, istifanın haklı olup olmadığının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu ve 28.01.2013 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda davacının istifasının haksız olduğu belirtilmiş olup, mahkemece de davacı avukatın istifası haksız kabul edilmiştir. Davacı, kararı temyiz etmemiş olmakla davacının haksız istifa ettiği hususu kesinleşmiştir. Davacı ile davalılar arasında vekalet ücretine ilişkin yapılmış bir sözleşme olmadığı gibi davacı tarafından takip edilen dava ve icra takipleri yönünden tahakkuk edecek vekalet ücretlerinin bu dava ve icra takipleri sonuçlanmadan önce ödeneceğinin kararlaştırıldığı da davacı tarafça ispat edilememiştir. Bu durumda davacı avukat yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında sonuçlanmayan (kesin hüküm elde edilmeyen) işler yönünden vekalet ücretinin ödenmesini talep edemeyecektir. Hal böyle olunca, mahkemece, haksız istifa tarihi itibariyle davacı tarafından takip edilerek sonuçlandırılan (kesin hüküm elde edilen) dava ve icra takipleri yönünden davacının hak ettiği akdi ve karşı yan vekalet ücreti ile davalılar tarafından itiraz edilmemesi nedeni ile tüm dosyalarda yapılan masrafların hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve davacının davalılardan aldığını kabul ettiği 3.150,00-TL’nin mahsubundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm elde edilmediği halde sadece karara çıkmış dosyalar yönünden de hesaplama yapılan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece, 28.05.2014 tarihli karar ile bozma ilamına karşı direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.11.2017 tarih ve 2017/13-1699 E.- 2017/1300 K. s.lı ilamı ile usulüne uygun direnme kararı oluşturulmadığından hükmün usulden bozulmasına karar verilmiş, bu bozma sonrası mahkemece direnme kararından dönülmüş, ne varki bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınmadan davanın reddine karar verilmiştir. Direnme kararından dönülmekle birlikte artık bozma ilamında belirtilen hususlar eksiksiz ve harfiyen yerine getirilmek zorundadır. O halde mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda gerekli işlemler yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi