Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2018/4673
Karar No: 2021/1622
Karar Tarihi: 30.03.2021

Danıştay 3. Daire 2018/4673 Esas 2021/1622 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4673
Karar No : 2021/1622

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Maddeleri Orman Ürünleri İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tutulması mecburi olan defterleri tutmadığı, kasasında nakit ihtiyacının üzerinde gösterdiği parayı transfer fiyatlandırması yoluyla ortaklarına örtülü olarak dağıtmak suretiyle elde ettiği faiz gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2013 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması ve sözü edilen vergi inceleme raporunun iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından inceleme esnasında inceleme elemanına ibraz edilen excel bilgisayar programı formatındaki defter ve muhasebe kayıtlarının, hangi veri ortamında üretildiği, dayanakları ve güvenilirliğinin ne şekilde sağlandığının belirsiz olduğu ve bu haliyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ve 34. maddelerinde öngörülen türden yasal defterlere yapılmış kayıtlar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, indirim konusu yapılan katma değer vergisine ilişkin alış faturaları ve benzeri vesikaların tutmakla yükümlü olunan yasal defterlere kaydedilmediği öte yandan, defter ve kayıtlar üzerinden dönemsel nakit ödemeleri tespit edilerek belirlenen günlük nakit ihtiyacı dayanak alınmak suretiyle kasa hesabındaki fazlalığın tespit edildiği, bu fazlalığın sebebinin ise davacı tarafından izah edilemediği, farklı eylem nedeniyle kesilerek kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrrür uygulamasına dayanak olamayacağı, vergi inceleme raporunun kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olmadığı gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve vergi inceleme raporu yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı istinaf başvurusu, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının; inceleme raporu yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiş, vergi inceleme elemanınca, davacının sunduğu ve tutanağın 5 nolu ekinde yer aldığı belirtilen digital (CD) ortamındaki (Excel verileri olarak) 2010 yılı yevmiye defteri ve kebir defteri kayıtlarına ilişkin olarak vergi inceleme raporunda, söz konusu excel ortamındaki kayıtların olması gereken yevmiye ve kebir maddeleri kayıtları niteliğini taşıdıkları, bu kayıtların tarih, fiş sıra no, yevmiye no, hesap kodu, hesap ismi, açıklama, borç, alacak, borç bakiye, alacak bakiye gibi normal bir yevmiye/kebir kaydının barındırması gereken unsurları taşıdığı, bu kayıtlardan hesapların nereden geldiğinin ve hangi hesabın hangi hesapla ilgili olduğunun bilindiği, kayıtlarından mükellefin ve ilişkili mükelleflerin hesap durumunun kontrol edilebildiği, kayıtlarda dayanağını teşkil eden belge bilgilerine ve her bir fatura bilgisine yer verildiğinin tespit edildiği, anılan saptamalar ile dosya içeriğindeki diğer bilgi belgeler ve davacı tarafından sunulan ilgili dönem defter kayıtlarında yer alan kayıtlardan, yasal defterlerin tutulmadığı ve tamamen boş olduğu sonucuna varılamayacağı, kurallarına uygun olmasa da muhasebe usulüne uygun olarak bilgisayar ortamında tutulan kayıtların toplulaştırılmış olarak yevmiye defterine, kasa hesap kayıtlarının ise usulüne uygun olarak kebir defterine intikal ettirildiği, kayıt düzenine ve muhasebe standartlarına aykırılıklara ilişkin cezaların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda düzenlendiği, muhasebe kurallarına aykırılık nedeniyle tüm katma değer vergisi indirimlerinin reddinin, indirim hakkını tanıyan yasal düzenlemelere aykırılık oluşturacağı, onaylı ve ibraz edilen fiziki defter kayıtlar usulüne uygun olmasa da davacı tarafından verilen bilgiler ve sunulan bilgisayar kayıtları yardımıyla davacı şirket işlemlerinin ve fatura bilgilerinin inceleme elemanınca tespit edildiği ve alış faturalarına konu katma değer vergisi tutarlarının gerçekte yüklenilmemiş olduğu yolunda olumsuz bir eleştirinin de getirilmediği öte yandan, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilebilmesi için kurumların ilişkili kişilere emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım satımında bulunulduğunun veya ödünç para alınıp verildiğinin saptanması gerektiği, davalı idarece, sözü edilen kasa hesabındaki tutarın fiziki olarak kasada bulunup bulunmadığı hakkında tespit yapılmadığı, şirket temsilcisinin ifadesinde yer alan şirketin çalışma koşulları sebebiyle kasada işletme ihtiyacı dışında ihtiyaten fazla para bulundurulduğu iddiası araştırılmayarak kasa borç bakiyesinin fazlalığından bahisle ve bu tutarın ortaklara dağıtıldığı varsayımıyla yapılan tarhiyatın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davacı istinaf başvurusu bu yönden kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının; tarhiyata ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra cezalı vergi kaldırılmış, davalı idare istinaf başvurusu ise bu nedenle reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :1500 tek sayfa tasdikli yevmiye defterinin ilk 357 sayfasının doldurulduğu ve anlamsız kayıtlar içerdiği, defter kayıtlarının, işletmenin faaliyetleri, borç alacak ilişkisi ve finansal durumunu göstermediği, işletmenin muamelelerinin oluşumunu ve gelişimini izleme imkanı vermediği, defter kayıtlarında herhangi bir fatura bilgisinin yer almadığı, defterdeki kayıtlı tutarlar ile mükellef kurum beyannamelerinde yer alan tutarların uyumsuz olduğu, Kebir defterinde sadece "100-Kasa " hesabının, envanter defterinde ise sadece mizanların borç ve alacak tutarlarının bulunduğu, defterlerin şirketin muamelelerinin takibine olanak tanımadığı, tüm bu hususların değerlendirilmesi neticesinde davacının tutmakla yükümlü olduğu defterlerini tutmadığı sonucuna varıldığı, kasa hesabında ihtiyaçtan fazla olan paranın ihtiyaten bulundurulmasının ticari hayatın olağan akışına uygun düşmediği, vergi incelemesinin somut tespitlere dayandığı, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Vergi inceleme elemanınca günlük işlem bordrosunun (primatona) dikkate alınmadığı, yevmiye ve kebir defterlerindeki büyük kayıtlarda her belgeye verilen fiş tarihi ile numarasının yazılı olduğu, bu numaradan hareketle bütün hesaplar arasındaki bağlantıya ve günlük işlem bordrosuna ulaşılabileceği, bütün muhasebe kayıtlarının mevzuata uygun tutulduğu, katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi neticesinde mükerrer vergi salındığı, davalı idarece hiçbir somut tespit yapılmaksızın, kasa hesabının gün sonunda fazla bakiye vermesinden hareketle varsayıma dayalı olarak ortaklara örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu sonucuna varıldığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile temyize konu hüküm fıkralarının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporunda; ibraz edilen tasdikli yevmiye defterine ilişkin olarak, 1500 tek sayfa bastırıldığı, ilk 366 sayfasının dolu olduğu ve bu sayfalarda da genel yevmiye tanımına girmeyen kayıtların yer aldığı, olağan kullanımı "borç" kaydı olması gereken hesapların "alacak", "alacak" kaydı olması gereken hesapların ise "borç" kaydedildiği, deftere kayıtlı gelir tablosunun hazırlanmasına dayanak teşkil eden hesapların kayıtlı tutarları ile 2013 yılı hesap dönemine ilişkin olarak kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen gelir tablosu arasında fark tutarların bulunduğu, tasdikli kebir defterine ilişkin olarak, 1500 tek sayfa bastırıldığı, tüm sayfaların dolu olduğu ve sadece "100-Kasa hesabı", "101-Alınan Çekler", "102-Bankalar", "103-Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri", "108-Diğer Hazır Değerler" hesabının tamamı ile "120-Alıcılar" hesabının bir kısmı dışında başka bir hesap kaydının yer almadığı, tasdikli envanter defterine ilişkin olarak, 100 tek sayfa olarak tasdik edildiği, 31 sayfasının dolu olduğu ve sadece mizanların borç ve alacak tutarlarının bulunduğu, şirket yetkilisince defter kayıtlarına ilişkin olarak, şirketin 1996 yılındaki beri Bursa'da faaliyet gösterdiği, ticari defterlerin şirket bünyesinde çalışan ön muhasebe elemanları tarafından tutulduğu, büyük cirolara sahip oldukları, ticaretini yaptıkları ürün gruplarının (bisküvi, çikolata, şeker gibi bakkallarda, marketlerde satılan her türlü gıda maddeleri) yüzlerce çeşit ve işlem sayılarının çok fazla olduğu, muhasebe kayıtlarının bilgisayarda muhasebe programında günü gününe takip edildiği, ilgili dönem muhasebe kayıtlarını tam olarak gösteren yevmiye defteri kayıtları ile kebir defteri kayıtlarının sadece bilgisayar ortamında tutulduğu, tüm kayıtların CD içeriğinde excel formatında inceleme elemanına sunulduğu, bu kayıtların şirketin tüm iş, işlem ve faaliyetini, borç alacak ilişkisini, finansal durumunu ve muamelelerinin oluşumunu gösterdiği, bir yevmiye maddesinde veya kebir defteri kaydında olması gereken tüm nitelikleri taşıdığı, ticari muamelelerinin ve muhasebe kayıtlarının çok fazla olması sebebiyle kayıtlarının 1000 sayfalık tasdikli defterlere sığmasının mümkün olmadığı, bunun için en az 10000 sayfalık defter gerektiği, ek tasdik yaptırmadıkları için kendilerinden defter ve belgelerin ibrazı istendiğinde bilgisayar ortamındaki muhasebe kayıtlarının tasdikleri defterlere yazdırmak istediklerini ancak kaydedilen bir kısım hesapların dahi 1500 sayfalık kebir defterini doldurduğu, kayıtların tamamının defterlere sığdırılamayacağının anlaşıldığı, bunun üzerine yevmiye defterine, bilgisayar ortamındaki muhasebe kayıtlarında yer alan her bir hesap kaydının gün içerisindeki toplulaştırılmış tutarlarının birbirinden mahsup tutarı, yani bir hesabın belli tarihte borç ve alacağına yapılan tüm kayıtlarının toplamlarının birbirinden mahsubu suretiyle özet bakiyelerinin yazıldığı, defter ile beyannamede yer alan tutarın tam örtüşmeme sebebinin de bu olduğunun belirtildiği, vergi inceleme elemanınca sözü edilen bu excel bilgisayar programı kayıtlarına ilişkin olarak, excel ortamında sunulan defter kayıtlarının olması gereken yevmiye ve kebir maddeleri kayıtları niteliğini taşıdığı, bu kayıtların tarih, fiş sıra no, yevmiye no, hesap kodu, hesap ismi, açıklama, borç, alacak, borç bakiye, alacak bakiye gibi normal bir yevmiye/kebir kaydının barındırması gereken tüm unsurları barındırdığı, bu kayıtlardan hesapların nereden geldiğinin ve hangi hesabın hangi hesapla ilgili olduğunun ve birbirleriyle ilişkilerinin bilinebildiği, mükellefin hesap durumunu, muamelelerini ve vergi ile ilgili faaliyetlerini ve hesap neticelerini tespit ve kontrole imkan sağladığı gibi mükellefin ve mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmeye ve incelemeye imkan verdiği, kayıtlar arasında bunların dayanağını teşkil eden belgelerin bilgilerine ve her bir fatura bilgisine yer verildiği, mükellefin belgeleri arasında tesadüfen seçilen faturaların ve tutarlarının excel ortamındaki kayıtlar arasında doğru tutarla kayıtlı olduğu, kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki ayrıntılı gelir tablosun hesapları tutarlarının, excel ortamındaki defter kayıtlarıyla uyum gösterdiğinin olduğunun tespit edilmesi üzerine mükellefin ilgili dönemde tutmakla yükümlü olduğu defterlerini tutmadığı sonucuna varıldığı, ayrıca davacının "100-Kasa" hesabının incelenmesinden, borç bakiyesinin sürekli yüksek olmasının şirket kaynaklarının ortaklarına bedelsiz olarak kullandırıldığını gösterdiği yönündeki değerlendirme sonucu dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; aynı Kanun'un 34. maddesinin 1. fıkrasında da yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 171. maddesinde, vergi uygulaması bakımından yasal defterlerin mükellefin vergi ile ilgili; servet, sermaye ve hesap durumunu, faaliyet ve hesap neticelerini tespit etmek, muamelelerini belli etme maksatlarını sağlayacak şekilde tutulacağı, 182. maddesinde bilanço esasında tutulacak defterlerin, yevmiye defteri, defterikebir ve envanter defteri olduğu, aynı Kanun'un "Kayıt Nizamı" başlıklı 9. Bölümünde ise defterlere yapılacak kayıtlara yönelik olarak Türkçe tutma ve Türk parası kullanma zorunluluğu, yanlış kayıtların düzeltilmesi, boş satır bırakılamayacağı, sayfaların yok edilemeyeceği, kayıt zamanı başlıkları altında çeşitli hükümlere yer verilmiş olup, mükerrer 242. maddeye 4731 sayılı Kanunla eklenen 2. fıkrada, elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıt tanımlarının yapılarak bu kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu, Maliye Bakanlığının elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili kılındığı, Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına aktarma zorunluluğu getirmeye ve bu aktarımda uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etme yetkisinin tanındığı, Maliye Bakanlığına verilen bu yetkiye dayanılarak 11/07/2006 tarih ve 26225 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 361 sayılı Vergi Usul Kanunu'nu Genel Tebliği'nde elektronik defter ve belge uygulamasından, kendilerine izin verilen mükelleflerin yararlanabileceği öngörülmüş ve bu iznin verilmesi, bilanço esasına göre defter tutanlardan, donanım, yazılım, personel ve diğer açılardan mükellefin elektronik ortamda tutulacak defter ve belge sistemine uygun görülmesine, uygulamaya, hazırlık dönemiyle başlanmasına ve bu dönemin, başarı ile geçilmesine bağlı kılınmış, anılan bu Tebliğ, 13 Aralık 2011 tarih ve 28141 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 1 sıra no'lu Elektronik Defter Genel Tebliğiyle yürürlükten kaldırılmış, söz konusu yeni Tebliğ'de de defterlerini elektronik ortamda oluşturmak, kaydetmek, muhafaza etmek isteyen mükellefler için gerekli olan şartlar belirtilerek "Diğer Hususlar" başlıklı 7. Bölümün (ı) bendinde ise Tebliğ'de belirtilen şartları yerine getiren mükelleflerden kendisine izin verilenlerin 01/01/2012 tarihinden itibaren elektronik defter tutmaya başlayabilecekleri düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, faiz gelirinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
Katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmekte olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda tutulması zorunlu olduğu belirtilen defterlere ilişkin olarak tutulan kayıtların güvenliğini sağlamak amacıyla yanlış kayıtların düzeltileceği, boş satır bırakılamayacağı, sayfaların yok edilemeyeceği, kayıt zamanı gibi başlıklar altında bazı şekil şartlarının getirildiği, anılan bu şekil şartlarının aynı zamanda yasal defterlerin 213 sayılı Kanun'un 171 maddesinde belirtilen maksatlara uygun olmasına hizmet ettiği neticesine varılmaktadır.
Bu durumda davacının tasdikli defterlerinin mevcut haliyle 213 sayılı Kanun'da tutulması gerekli defter niteliği taşımadığı açık olup, her ne kadar inceleme elemanınca davacının sunduğu excel kayıtlarına ilişkin değerlendirme yapılmış ise de Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 242. maddesine 4731 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkranın niteliği ve 1 sıra no'lu Elektronik Defter Genel Tebliğindeki düzenleme karşısında, davacının, elektronik belge düzenleme konusunda gerekli yasal izninin olmadığı, excel formatında sunulan ancak hangi veri ortamında üretildiği, dayanakları ve güvenilirliğinin ne şekilde sağlandığı belirsiz bu kayıtların Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre kanıt değeri taşımasına olanak bulunmadığından Vergi Dava Dairesinin; tarhiyatın, katma değer vergisi indirimlerinin reddinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, bozma kararı üzerine verilecek kararda vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısmı hakkında değerlendirme yapılarak hüküm tesis edileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:… sayılı kararının; tarhiyatın, faiz gelirinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; tarhiyatın, katma değer vergisi indirimlerinin reddinden kaynaklanan kısmı ile vergi ziyaı cezasının tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü yarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 30/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 34. maddesinin 1. fıkrasında yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 171. maddesinde ise, vergi uygulaması bakımından yasal defterlerin mükellefin vergi ile ilgili; servet, sermaye ve hesap durumunu, faaliyet ve hesap neticelerini tespit etmek, muamelelerini belli etme maksatlarını sağlayacak şekilde tutulacağı düzenlenmesine yer verilmiştir.
Dava konusu tarhiyatın dayanağını oluşturan vergi inceleme raporunda, vergi inceleme elemanınca davacı tarafından sunulan excel bilgisayar programı formatındaki defter kayıtlarına ilişkin olarak, bu kayıtların olması gereken yevmiye ve kebir maddeleri kayıtları niteliğini taşıdığı, bu kayıtların tarih, fiş sıra no, yevmiye no, hesap kodu, hesap ismi, açıklama, borç, alacak, borç bakiye, alacak bakiye gibi normal bir yevmiye/kebir kaydının barındırması gereken tüm unsurları taşıdığı, bu kayıtlardan hesapların nereden geldiğinin ve hangi hesabın hangi hesapla ilgili olduğunun ve birbirleriyle ilişkilerinin bilinebildiği, mükellefin hesap durumunu, muamelelerini ve vergi ile ilgili faaliyetlerini ve hesap neticelerini tespit ve kontrole imkan sağladığı gibi mükellefin ve mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmeye ve incelemeye imkan verdiği, kayıtlar arasında bunların dayanağını teşkil eden belgelerin bilgilerinin ve her bir fatura bilgisinin yer aldığı, mükellefin belgeleri arasında tesadüfen seçilen faturaların ve tutarlarının excel ortamındaki kayıtlar arasında doğru tutarla kayıtlı olduğu, kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki ayrıntılı gelir tablosun hesapları tutarlarının, excel ortamındaki defter kayıtlarıyla uyum gösterdiği tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, katma değer vergisi indiriminin mükelleflere yasayla tanınmış bir hak olduğu, bu hakkın kazanılabilmesi için ise ilgili vesikaların 213 sayılı Kanun'un 171. maddesindeki maksatları sağlayacak şekilde tutulan defterlere kayıt edilmesinin gerekli olduğu anlaşılmakta olup, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından excel ortamında tutulan defter kayıtlarının 213 sayılı Kanun'un 171. maddesindeki maksatları sağladığına dair inceleme raporunda saptama yapılmasına karşın raporun devamında tutulması zorunlu defterlerin tutulmadığı gerekçesiyle 213 sayılı Kanun'un 29 ve 34. maddelerinde tanınan indirim hakkının davacıya tanınmamasının yasaya aykırı olacağı sonucuna varıldığından Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, katma değer vergisi indirimlerinin reddinden kaynaklanan kısmına yöneltilen temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.

(XX)- KARŞI OY:
Davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporunda, şirketin defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede dönemsel nakit ödemeleri tespit edilerek işletmenin ortalama nakit ihtiyacının belirlenmesi üzerine şirketin kasa hesabında nakit ihtiyacının üzerinde para bulundurulduğunun tespit edildiği ve bu durumun aksinin davacı tarafından somut ve hukuken kabul edilebilir ispat vasıtalarıyla ortaya konamadığı göz önüne alındığında kasa hesabındaki fazlalığın şirket ortaklarına yahut ilişkili kişilere kullandırıldığının kabulü gerekeceğinden, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, faiz gelirinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi