Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2018/2490
Karar No: 2021/1113
Karar Tarihi: 30.03.2021

Danıştay 13. Daire 2018/2490 Esas 2021/1113 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/2490
Karar No:2021/1113

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Elektrik Dağıtım A.Ş.

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … A.Ş. (…) Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sorumluluk bölgesindeki genel aydınlatma ve trafik sinyalizasyon sayacında 01/10/2010-30/04/2014 tarihleri arasında toplam 26.029.356,90 kwh karşılığı fazla ödeme yapıldığından bahisle 13.164.437,68-TL'nin bir ay içinde yatırılmasının istenilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; 29/11/2011 tarih ve 28157 sayılı (birinci mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan 6260 sayılı 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'na bağlı (E) işaretli cetvelin dokuzuncu fıkrasında, "İlgili mevzuat uyarınca Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacak genel aydınlatma giderlerine ilişkin faturaların kontrolü ilgili belediye veya il özel idaresi tarafından yapılır. Bu kontrollerin yapılmasını müteakip ilgili belediye veya İl Özel İdaresi, faturaların gerçek değerleri yansıttığına ilişkin onaylı bir belgeyi ilgili dağıtım şirketine teslim eder. Onay belgesi olmayan genel aydınlatma abonelerinin tüketimlerine ait faturalara ilişkin onay belgesi alınıncaya kadar ilgili dağıtım şirketine herhangi bir ödeme yapılmaz. Bu kontrollerin yapılmasına ilişkin usul ve esasları İçişleri Bakanlığı'nın görüşlerini alarak belirlemeye Hazine Müsteşarlığı yetkilidir." hükmüne istinaden OSOS'lu faturaların davalı idare ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca incelenerek onaylandığı ve ödeme yapıldığı, 2014 öncesinde sayaçlara erişim bulunmadığından OSOS'lu sayaçlara OSOS'suz gibi geçmişe dönük inceleme ve denetim yapıldığı, bu durum hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine uygun olmadığında dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; aydınlatmaya ve trafik sinyalizasyonuna ait tüketim giderlerinin 01/01/2009 ila 30/06/2013 tarihleri arasındaki dönem için Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı, ölçüm sistemlerinin tesis edilmemesi veya ölçüm sistemlerinin doğru ölçüm yapmamasından kaynaklanan maliyetlerin ilgili dağıtım şirketi tarafından karşılanacağı, 01/10/2010-30/04/2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin genel aydınlatma tüketimleri nedeniyle dağıtım şirketlerine Hazine bütçesinden yapılan ödemelerin geriye doğru olarak incelenmesi ve denetlenmesi konusunda 6446 sayılı Kanun'un geçici 4. ve 5. maddeleri uyarınca davalı kurumun yetkili kılındığı, davalı idare tarafından davacıya 25/04/2014 tarihinde, denetime gelineceği ve aktif abone listesinin gönderilmesinin bildirilmesine ilişkin elektronik posta gönderildiği, ayrıca davalı idarenin 17/06/2014 tarih ve 18588 sayılı yazısında, "dağıtım görev bölgesinde bulunan illerde genel aydınlatma tesislerinin Genel Aydınlatma Yönetmeliği ve Tebliği kapsamında incelenmesi ve denetlenmesi için 20 ekipten oluşturulan 49 kişilik denetim heyeti, 23/06/2014 tarihinden itibaren çalışmaya başlayacaktır." denilerek, denetime 23/06/2014 tarihinde başlanması karşısında, Genel Aydınlatma Tebliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasındaki disipliner süreye aykırı davranılmadığı, davacının bu yönden bir hak kaybı yaşamasının söz konusu olmadığı, davalı idare tarafından söz konusu döneme ilişkin ödemelerin incelenmesi sırasında mevzuatta öngörülen şekilde en az %20 oranında aydınlatma abonesinin saha denetiminin ve ölçümlerin yapılarak buna dair tutanakların mahallinde düzenlendiği ve imza altına alındığı, yapılan denetimler sonucunda elde edilen sayısal veriler esas alınarak denetim yapılan dönemdeki her faturalama dönemi için aylık bazda fazla yapılan ödemelerin hesaplandığı, hesaplamada kullanılan metodolojinin mevzuat hükümlerine uygun olduğu ve dönemindeki mevzuat çerçevesinde (Aydınlatma Yönetmeliği ve Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan genelgeler) hareket edildiği, bununla birlikte davacı şirketin itirazlarının da dikkate alındığı, bu durumda, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, istinaf başvurusunun kabulü ile .... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, SEYT (Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değeri) ve EYT (Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değeri) değerleri üzerinden yapılacak denetim yönteminin ilk kez Hazine Müsteşarlığı'nın Ocak 2012 Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nde düzenlendiği, Ekim 2010-Nisan 2014 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının olmadığı ve yürürlükte olmayan mevzuat uyarınca hesaplama yapıldığı, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan ve sonradan yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre yapılan hesaplamanın hukuki güvenliği ihlâl ettiği, hukuka ve bilimsel kurallara aykırı yöntemle inceleme yaptırılarak geriye doğru tahmini hesaplama yapıldığı, hesaplamaya yönelik itirazların dikkate alınmadığı, OSOS kapsamındaki sayaçların geriye dönük tekrar denetime alınmasının mümkün olmadığı, tüketim miktarının Yönetmelikte öngörülen ölçüm anında değişmesinin mümkün olduğu ve konuya ilişkin teknik görüş alınması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Ekim 2010-Nisan-2014 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nin Geçici 1. maddesinde yer alan "Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir." kuralı olduğu, inceleme ve denetimlerin yürürlükteki mevzuata uygun yapıldığı, OSOS kapsamında elde edilen verilere göre hesaplama yapılmadığı, OSOS kapsamında ulaşılan verilerin kullanılmasının hesaplamada farklılık yaratmadığı, davacının hesaplamaya yönelik yaptığı itirazların değerlendirildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY
Davacı, dağıtım lisansı sahibi olarak elektrik piyasasında faaliyet göstermektedir.
TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı Oluru ile davacı şirket nezdinde denetim yapmak amacıyla genel aydınlatma komisyonu oluşturulmuş, anılan komisyonun davacı şirketin görev sahasında bulunan genel aydınlatma ve trafik sinyalizasyon sayacından 2190 abonenin saha denetimini gerçekleştirmesi üzerine hazırlanan taslak rapor davacı şirket ile Bakanlığa gönderilmiş, saha denetim verilerinin incelenmesi üzerine ... tarihli ve E…. sayılı EDAŞ Genel Aydınlatma Komisyon Nihaî Raporu tanzim edilmiştir. Raporda, 01/10/2010-30/04/2014 tarihleri arasındaki tahakkuklarda Hazine Müsteşarlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından genel aydınlatma abonelerinin en az %20'sine tekabül eden 2190 abone için 26.029.356,90 kwh karşılığı fazla ödeme yapıldığından bahisle 13.164.437,68-TL'nin davacıdan tahsil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bakılan dava, davacıya 26.029.356,90 kwh karşılığı fazla ödeme yapıldığından bahisle 13.164.437,68-TL'nin bir ay içinde yatırılmasının istenilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işleminin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, "Genel aydınlatma: Otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonunu... ifade eder." şeklinde tanımlanmış; "Dağıtım faaliyeti" başlıklı 9. maddesinin 11. fıkrasında, "Dağıtım şirketi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumludur."; "Genel aydınlatma" başlıklı Geçici 6. maddesinin 4. fıkrasında, "TEDAŞ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım şirketinden istenir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarı dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir. Bu suretle de tahsil edilemeyen alacaklar Bakanlığın bildirimi üzerine vergi daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Fazla ödemeler nedeniyle yapılan tahsilatların yüzde sekseni genel bütçeye gelir kaydedilir, geriye kalan yüzde yirmilik kısmı ise ilgili mahalli idarelere aktarılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde usul ve esas belirlemeye Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık yetkilidir."; 6. fıkrasında ise, "Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinin birinci fıkrasında, 31/12/2015 tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderlerinin Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanacağı, Cumhurbaşkanının bu süreyi beş yıla kadar uzatmaya yetkili olduğu; dördüncü fıkrasında, TEDAŞ'ın, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapacağı, yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesinin ilgili dağıtım şirketinden isteneceği, bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarının dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edileceği; beşinci fıkrasında, Bakanlığın birinci fıkra kapsamındaki ödemelere ilişkin gerekli düzenlemeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yapacağı, bu süre zarfında, genel aydınlatma tüketim giderlerinin ödenmesine ilişkin iş ve işlemlerin, 4628 sayılı Kanun'un bu Kanunla mülga Geçici 17. maddesine ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre Hazine Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği, 4628 sayılı Kanun'un bu Kanunla mülga Geçici 17. maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı bütçesinden yapılan ödemelere ilişkin denetim, takip ve tahsilat işlemlerinin dördüncü fıkra kapsamında yapılacağı; altıncı fıkrasında, aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
6446 sayılı Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin "Tanım ve kısaltmalar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, "EYT: Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerini"; (p) bendinde, "SEYT: Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değerini" ifade ettiği belirtilmiş; 13. maddesinde, TEDAŞ tarafından; dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine, aydınlatılan bölgenin 6446 sayılı Kanunda belirtilen genel aydınlatma bölgelerine dâhil olup olmadığına ilişkin dağıtım şirketleri nezdinde gerekli inceleme ve denetimler yapılacağı, inceleme ve denetimlerin, 02/12/2017 tarihli ve 30258 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Dağıtım Şirketleri Denetim Yönetmeliği ve 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Tebliği kapsamında gerçekleştirileceği; 19. maddesinde, TEDAŞ'ın, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapacağı, yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, TEDAŞ'ın hatalı fatura, düzeltilmiş fatura ve hata gerekçesini Bakanlığa bildireceği, TEDAŞ tarafından bildirilen fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte ilgili dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edileceği belirtilmiştir.
Mülga Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin 6. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, genel aydınlatma faaliyetlerinin şirketlerin incelenme ve denetimine ilişkin konular arasında yer aldığı; 15. maddesinde, inceleme ve denetim heyetinin, inceleme ve denetimin tamamlanma tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içerisinde inceleme ve denetim raporunu, ilgili tebliğe uygun şekilde hazırlayıp Bakanlığa sunacağı, Bakanlığın gerek gördüğü hususlara ilişkin inceleme ve denetim heyetinden ilave inceleme ve denetim talep edebileceği veya denetim raporuna ilişkin ilave çalışma isteyebileceği, Bakanlığın, denetim raporunun tamamlanmasını müteakip en geç 5 iş günü içerisinde EPDK'ya ve şirkete göndereceği; 16. maddesinde, Bakanlık tarafından EPDK'ya gönderilen inceleme ve denetim raporunun makûl bir süre içerisinde EPDK tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacağı, raporun sonuçlandırılmasına ilişkin olarak ilave incelemeye gerek görülmesi hâlinde, bu incelemenin EPDK tarafından ayrıca gerçekleştirileceği, söz konusu inceleme ve denetime ilişkin EPDK kararının, kararın gerekçelerinin, gerekli yaptırım ve işlemlerin karar tarihinden itibaren 5 iş günü içinde Bakanlığa sunulacağı kurala bağlanmış; 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nin Geçici 1. maddesinde ise, "Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Anayasa Mahkemesi kararlarında da ifade edildiği gibi, hukuk devletinin unsurlarından olan “hukukî güvenlik” ilkesi gereği devlet faaliyetlerinin önceden tahmin edilebilir, öngörülebilir olması gerekmekte olup, takdir yetkisini zorlayan ve keyfiliğe yol açacak kurallara yer verilmemelidir. Bu ilke geriye yürümezlik, hukukî istikrar ve kazanılmış hakların korunması ilkelerini de içinde barındırır.
Hukukî güvenlik ilkesi gereğince devletin, vatandaşların mevcut kanunlara olan güvenine saygılı davranması, bu güvenlerini boşa çıkaracak uygulamalardan kaçınması gerekir. Bu durum hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu kadar Anayasa'nın 5. maddesiyle devlete yüklenen, vatandaşların refah, huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını sağlama, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmek için gerekli ortamı hazırlama ödevinin bir sonucudur. Bu yönüyle, hukuk devletinin önemli bir unsuru olarak hukukî güvenlik ilkesi, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün devlet faaliyetlerinin, belirli oranda önceden öngörülebilir olması anlamını taşır. Hukuk devletinde idareden beklenen, açık ve güvenilir olma yükümlülüğüne uygun davranmasıdır.
İdarî işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi, yargısal kararlar ve öğretide kabul edilmiş bir idare hukuku ilkesidir. Bu kuralın geçmişe yürümezlik ve belirlilik unsurlarını içeren hukukî güvenlik ilkesine uygun kullanılması, hukuk devleti olmanın doğal ve zorunlu gereğidir. Kural, bir idarî kararın tamamlandığı anda yürürlüğe girmesi ve o andan itibaren geleceğe yönelik hüküm ve sonuç doğurmasıdır.
Davacı, Ekim 2010-Nisan 2014 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının olmadığı, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan ve sonradan yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre yapılan hesaplamanın geriye yürütüldüğünü iddia etmektedir.
Davalı idarece hesaplamaya esas alınan yöntemin belirlenebilmesi için Dairemizin E:2017/2868 sayılı dosyasında yapılan 11/07/2018 tarihli ara kararıyla TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nden; SEYT/EYT değerleri üzerinden yapılacak denetim yönteminin ilk kez Hazine Müsteşarlığı'nın Ocak 2012 Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesinde düzenlendiği dikkate alındığında, Mayıs 2011-Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanaklarının ve gerekçelerinin açıklanmasının istenildiği, alınan cevabi yazıda; 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nin Geçici 1. maddesinde, "Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir." kuralının yer aldığı, dolayısıyla 01/01/2009-31/12/2015 tarihleri arasında söz konusu denetim yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, 01/10/2010-30/04/2014 tarihleri arasındaki tahakkuklarda 27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğiyle geliştirilen yöntemin (SEYT/EYT), 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nin Geçici 1. maddesine dayalı olarak geriye yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, genel aydınlatma bedellerinin Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı dönemin 01/01/2009-31/12/2015 olduğundan bahisle, SEYT/EYT değerleri üzerinden geliştirilen denetim yönteminin geriye yürütülmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan Mülga Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin 15. maddesinde, Bakanlığın, denetim raporunun tamamlanmasını müteakip en geç 5 iş günü içerisinde EPDK'ya ve şirkete göndereceği; 16. maddesinde, Bakanlık tarafından EPDK'ya gönderilen inceleme ve denetim raporunun mâkul bir süre içerisinde EPDK tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda davacı şirkete yapılan fazla ödeme tutarının iadesi istemine ilişkin olarak saha denetimi sonucunda düzenlenen genel aydınlatma komisyonu nihaî raporunun Bakanlığa sunulması, Bakanlık tarafından da söz konusu raporun sonuçlandırılmak üzere EPDK'ya gönderilmesi gerekirken, davalı TEDAŞ tarafından mevzuatta düzenlenen usule aykırı olarak anılan rapordaki tespitler çerçevesinde doğrudan işlem tesis edilmesinde yetki unsuru yönünden de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Nitekim bir başka elektrik dağıtım şirketinin genel aydınlatma abonelerine yönelik düzenlenen faturalar kapsamında fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 11.214.223,58-TL'nin ödenmesinin istenilmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nün işlemi ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin işlem ile anılan işlemin dayanağı olan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "SEYT değerlerini" ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Dairemiz, 21/10/2020 tarih ve E:2017/2868, K:2020/2667 sayılı kararıyla, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri, 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "SEYT değerlerini" ifadesi ile 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları yönünden davanın reddine, TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nün 08/09/2017 tarih ve 60310 sayılı işlemi ile söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik 06/11/2017 tarih ve 76515 sayılı işlemlerin iptaline karar vermiştir.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ve davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğiyle genel aydınlatma tüketimlerinin ölçülmesine ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya, denetime ve aydınlatma komisyonunun oluşturulması ve çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek tüketim miktarını gösterip göstermediğinin tespit edilebilmesi için yapılacak denetimlerde; öncelikle belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları baz alınarak ilgili abone için 1 saatlik en yüksek tüketim değeri (SEYT) bulunacaktır. Sonrasında, fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati (TDS), 14/4/2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca EPDK tarafından onaylanan, farklı mevsimsel şartların dikkate alındığı “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanacaktır. Ayrıca, yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde TDS günlük 24 saat olarak alınmaktadır. Öte yandan, SEYT değerine %4 oranında tolerans ilave edilerek, bulunan TDS ve SEYT değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki “toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT)” hesaplanmaktadır.
Dağıtım şirketleri tarafından fatura edilen genel aydınlatma faturalarının gerçek tüketimi yansıtıp yansıtmadığının daha objektif şekilde hesaplanması amacıyla idarenin zaman içinde farklı yöntemler geliştirilebileceği açıktır. Denetim yönteminin geliştirilmesi ve gerçek tüketimin idarece tespit edildiği durumlarda önceden fazla ödenen bedellerin geri istenmesi de mümkündür.
Bu durumda, davacı şirkete 26.029.356,90 kwh karşılığı fazla ödeme yapıldığından bahisle 13.164.437,68-TL'nin nin bir ay içinde ödenmesi gerektiğine dair ... tarih ve ... sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi