MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum ile aralarında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri gereğince hizmet verdiğini 5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi gereğince hakedişlerinden kesinti yapılması mümkün olmamasına rağmen davalının tahakkuk eden hakedişlerinden %5 oranındaki hazine yardımını keserek ödeme yaptığını, bunun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; toplamda 6.905,50 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının Hazine aleyhine dava açması gerektiği gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile imzalanan hizmet alım sözleşmeleri gereğince hizmet verdiğini, 5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi uyarınca Hazine tarafından ödenen %5 pirime ilişkin ödemenin hakedişinden kesildiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının Hazine aleyhine dava açması gerektiği gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği ihtilafsız olup, dava da sözleşmenin tarafı olan davalıya karşı açılmıştır. Bu durumda davalıya husumet yöneltilmesi doğrudur. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.