Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7011
Karar No: 2015/13132
Karar Tarihi: 29.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/7011 Esas 2015/13132 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/7011 E.  ,  2015/13132 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, Kurum işleminin iptali ile 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.

    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Varide tarihi belli olmayan giriş bildirgesi ile ilk olarak ... Derneğindeki kaydına göre 14.04.1982 tarihi itibari 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescili yapılan, daha sonra 2011 yılında 20.04.1982 olarak bu tescili güncellenen davacının, 13.04.1982-01.03.1983 tarihleri arasında biriketçi, 04.04.1997-30.10.1997 tarihleri arası hırdavatçı, 01.02.2001 – 31.12.2001 tarihleri arası plastik hammadde imalatı faaliyetinden dolayı vergi kaydı olduğu, sicil kaydı bulunmadığı, ... ve ... Odasında ise 14.04.1982-31.10.1996 tarihleri arası kaydının olduğu anlaşılmaktadır. Kurum müfettişlerince...ve ... yapılan 18.10.2011 tarihli inceleme ile karar defterinde üyeliğe girişe ait kayıt olmaması, üye kayıt defterinin usulüne uygun tutulmamış olması, üyeliğini destekleyici, oda hazirun cetveli, üyelik dosyası, giriş çıkış dilekçesi, aidat makbuzu v.s. belgeler mevcut olmaması gerekçeleri ile oda kaydının geçerli olamayacağının bildirildiği, buna göre davacının sigortalılığı vergi kaydı esas alınarak yeniden güncellendiği anlaşılmaktadır. Davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının, eldeki dava ile 14.04.1982-31.10.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık süresinin tespitini ve yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
    1- Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı ...ve .... maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Yasanın 24,25 ve 79. maddeleridir.

    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
    22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, ...Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da ...Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
    02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede de; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan ...Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıt olanlar” sigortalı sayılmışlardır.
    Yukarıda açıklanan tüm bu Kanunlarla yapılan değişiklikler; önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların, sigortalılık niteliklerine son vermemekte, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ...sigortalılık niteliğini kazananlar yönünden yeni düzenlemeler içermektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne yasaca ve hukukça olanak olmadığı açıktır.
    Belirtmek gerekirse anılan düzenlemenin açıkça değindiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığı zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine, meslek kuruluşuna ve ... Memurluğuna kayıtlı olmak; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanması olanaklıdır. Diğer bir anlatımla, bu gibilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki ...kaydına itibar edilerek kişiyi sigortalı saymak, Kanunun amacına aykırı olacağı açıktır.
    1479 sayılı Yasanın, “Tescilini yaptırmayanlar hakkında yapılacak işlemler” Ek-Geçici 13. madde hükmünde, tescilleri yapılmamış ancak sigortalılık niteliğini taşıyanlar yönünden Kanunun tanıdığı hak ve mükellefiyetlerin 2654 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 20.4.1982 tarihinden başlatılacağı öngörülmüştür.
    Hâl böyle olunca, Mahkemece, davacının ...irgesinin Kuruma varide tarihi, Kurumdan sorulup araştırılmalı, varide tarihi 20.04.1982 tarihinden önce olduğu anlaşılırsa davacının talep ettiği gibi sigortalılığının 14.04.1982 tarihinden itibaren

    başlatılabileceği aksi halde, 1479 sayılı Yasanın Ek Geçici 13. maddesi gereği 20.04.1982 tarihinden başlatılabileceği gözetilmeli, davacının dava konusu dönemde,... ve ... kaydının geçerli olup olmadığı ve kendi nam ve hesabına çalışmasına ilişkin 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “... vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde tespit edilmeli, ayrıca; davacının 01.11.1996 tarihinde taksitlendirme talebinin olduğu ilk taksiti de aynı tarihte ödediği anlaşıldığından varsa davacının diğer ödemeleri araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”düzenlemesine aykırı olarak davacının talep ettiği sigortalılık süresi bakımından talep aşılarak karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3- 5510 sayılı Yasaya 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile eklenen geçici 54. maddesine göre “ Mülga 4355 sayılı... ve ...Kanunu, mülga 5373 sayılı... ve Küçük ... Kanununa göre; esnaf ve sanatkar siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Mahkemece, 6552 sayılı Yasa ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 54. maddesinin dava konusu somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı irdelenmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi