Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4020
Karar No: 2015/13131
Karar Tarihi: 29.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/4020 Esas 2015/13131 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/4020 E.  ,  2015/13131 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, davacının Kurum işleminin iptali ile Kuruma tedavi gideri borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

    Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    19.01.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6385 sayılı Yasanın 12. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 45. maddede, “Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına girmekle birlikte, asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alanlara 31/1/2012 tarihine kadar verilen sağlık hizmetlerine ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa ilgililerin bu nedenle açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden Kurumca vazgeçilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün gerekçesinde ise, 5510 sayılı Kanuna göre, vatandaşların genel sağlık sigortası kapsamına alınmasına ilişkin işlemlerin 2012 yılı Ocak ayı itibarıyla tamamlanması nedeni ile, bu tarihe kadar yaşanan geçiş surecinde, tabi olduğu genel sağlık sigortası statüsünün aradığı şartlarla sağlık yardımı alması gerekirken, Kanunun diğer statülerine göre ya da bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünde hak etmediği halde sağlık yardımı yapılanlara ilişkin sağlık giderlerinin ilgililerden tahsil edilmemesi ve bu suretle oluşacak mağduriyetlerin önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
    Anılan maddenin lafzı ile gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, yersiz tedavi giderlerinin bu madde kapsamına girmesi için, ihtilaf konusu dönemde sigortalının, 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ile diğer maddelerine göre genel sağlık sigortalısı sayılması, borçlu olması nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamadığı halde veya Kuruma gerekli bilgi ve belgelerle zamanında başvuru yapılmadığı için, gerekse Kurum iş ve işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle hak etmediği halde eşi, çocukları

    veya anne veya babası üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık yardımlarından yararlanması veya hak etmediği halde bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında yersiz olarak sağlık hizmetlerinden yararlanması gerekmektedir.
    Eldeki davaya konu somut olayda, ihtilaf konusu olan ve hayali prim ödemesi nedeni ile tedavi gideri borcu tahakkuk ettirilen dönemin 01.10.2008 tarihi öncesine yönelik olması, 5510 sayılı Kanunun 60. maddesinin istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi ve bu halde davacının anılan madde kapsamında genel sağlık sigortalısı olmayıp davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Yasanın Ek 12. Maddesi olması nedeni ile 5510 sayılı Kanunun Geçici 45. maddesinin eldeki davada uygulanması mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, 1479 sayılı Yasanın Ek 12. maddesinin, “Bu Kanuna göre ilk defa sigortalı olanların sağlık yardımından yararlanmaları, en az sekiz ay, yeniden sigortalı olanların ise en az dört ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması şartına bağlıdır.” hükmü gözetilerek, 17.08.1994 tarihinden itibaren anılan Yasa kapsamında sigortalı bulunan davacının, 03.09.2001 tarihindeki 34 adet prim ödemesinin, yapılan denetim sonucu gerçeğe aykırı olarak, bilgisayar programı sayesinde ödenmiş gibi Kurum kayıtlarına işlendiğinin belirlenmesi nedeni ile davacının sağlık yardımlarından yararlandığı dönemde pirim borcunun varlığı araştırılarak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi