10. Hukuk Dairesi 2014/22117 E. , 2015/13129 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının 1987 – 1990 yılları ve 01.04.1993 – 16.08.1993 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 24.06.1985 tarihli vergi kaydını içeren giriş bildirgesi ile Kuruma başvurması üzerine, 24.06.1985 tarihi itibarıyla tescilinin yapıldığı, 05.10.1990 tarihli sigortalılık belgesinde, vergi kaydının 31.10.1980 – 07.04.1981, 24.06.1985 – 20.08.1987, 06.09.1990 – Devam şeklinde gözüktüğü, Meslek Kuruluş Kaydı bölümünde, Esnaf ve ... davacının kaydına rastlanılmadığını belirterek imzası ile onayladığı, yine ...Sicil Memurluğunun, kaydı yoktur şeklinde şerh düştüğü, ancak daha sonra sunulan sigortalılık belgesinde,... kaydının 14.08.1987 –...kaydının 03.02.1994 – Devam şeklinde olduğu, Kurumca; oda kayıtlarının incelenmesi neticesinde, yönetim kurulu kararı bulunmadığından bahisle ve 1990 yılındaki sigortalılık belgesinde bu kaydın gözükmemesi nedeniyle oda kaydı geçersiz kabul edilerek, vergi kaydı ile sınırlı sürede davacının Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğu kabul edilmektedir. Davacının, prim borçlarını, 28.04.1993 tarihinde taksitlendirme taahhütnamesi ile ödemek istediği dönemde, 24.06.1985 – 20.08.1987 ve 06.09.1990 – 28.01.1994 dönemi sigortalılık süresi kabul edilerek prim borcu taksitlendirilmiş, ancak 2003 yılında davacının kuruma sunduğu sigortalılık belgesinde Şoförler ve ... Memurluğu kaydına göre, 05.06.2003 tarihli işlem ile
20.08.1987 – 06.09.1990 tarihli terk işlemini kaldırılarak davacının bu şekilde 16.07.2008 tarihli sigortalı bilgilerine göre, 23 yıl 1 ay 7 gün sigortalı gözüktüğü ve 8,66 TL prim borcunun gözüktüğü anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, vergi kaydının bulunmadığı, ancak meslek kuruluş kaydının bulunduğu sürelerde...geçerli olup olmadığı ve bu çerçevede tahsis koşullarının oluşup oluşmadığı konusundadır.
Dairemizin bozma kararında; oda kaydının sahteliği konusunda bir ceza davası varsa sonucunun beklenmesi, yoksa davacının ...sigortalısı sayılmadığı 20.08.1987 - 06.09.1990 ve 01.04.1993 – 16.08.1993 dönemlerinde kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun gereğince araştırılması, kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun belirlenmesi halinde dosya içeriğinde mevcut tahsis talebinin bulunmaması nedeniyle dava tarihinin esas alınarak tahsis koşullarının bu çerçevede değerlendirilmesi bozma nedeni yapılmışken; Mahkemece bozmadan sonra; yapılan araştırma ile oda kayıtlarının sahteliği ile ilgili Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmadığı anlaşılmış ise de, davacının anılan dönemde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusu tam olarak araştırılmamıştır. Bu nedenle, davacının yukarıda yazılı oda kaydında belirtilen işin (mesleki faaliyetin) kendi nam ve hesabına yapılıp yapılmadığı ve böylece Kanunun 24 ve 25. maddelerinde düzenlenen sigortalı olma koşullarının devam edip etmediği üzerinde durularak, taraflardan bu yoldaki kanıtları sorulmalı ve 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği dava konusu dönemde davacı adına ticari araba, sürücü belgesi vs. olup olmadığı hususunda yöntemince ve re’sen araştırma yapılmalı, kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun belirlenmesi halinde, tahsis koşulları değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.