Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3483
Karar No: 2017/447
Karar Tarihi: 15.03.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3483 Esas 2017/447 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3483 E.  ,  2017/447 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (İlk Derece)


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 2. Hukuk Dairesince;
    “İstek:
    Davacı, dava dışı Şükran aleyhine “velayetin değiştirilmesi” talebiyle dava açtığını, dava dilekçesinde; velayet hakkına sahip olan davalının, müşterek çocukları ..."yı yurtdışına kaçırma hazırlıkları içinde olduğundan bahsederek, çocuğun yurtdışına çıkışının tedbiren önlenmesini talep ettiğini, davaya bakan mahkeme hakimi tarafından, bu talebinin kabul edilerek 30.09.2011 tarihinde “müşterek çocuk ..."nın yurtdışına çıkışının engellenmesine” tedbiren karar verildiğini, bu kararın da İzmir Emniyet Müdürlüğüne bildirildiğini, davalı Şükran"ın 18.10.2011 tarihinde tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiğini, bu talebin aynı tarihte davaya bakan hakim tarafından reddedildiğini, bu yüzden davalı vekili tarafından mahkeme hakimi hakkında“reddi hakim” talebinde bulunulduğunu, bu talebin de reddedildiğini, yargılama devam ederken; tedbir alınmasını gerektiren koşullarda hiçbir değişiklik olmadığı ve bir talep de bulunmadığı halde, bu defa davaya bakan hakim ... tarafından 09.07.2012 tarihli duruşmada tedbir kararının kaldırıldığını, tedbirin kaldırılmasının hemen ardından müşterek çocuğun, annesi tarafından, sürekli kalmak amacıyla yurtdışına (Amerika"ya) kaçırıldığını, bu suretle ortak çocuk ile davacı (baba) arasında kişisel ilişki kurulmasının fiilen ve hukuken imkansız hale geldiğini, baba ve çocuğun kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme haklarının hakimin bu işlemi sebebiyle ihlal edildiğini, 2012 yılının Temmuz ayından itibaren çocuğunu göremediğini, böylelikle hakimin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46"ncı maddesinin (1.) fıkrasının (e) bendinde tarif edildiği üzere “hakkın yerine getirilmesinden kaçındığını” ileri sürerek, uğradığı manevi zararın tazmini için hakimlerin sorumluluk hükümleri uyarınca Devlet"ten 100.000.-lira manevi tazminat talep etmiştir.
    Cevap :
    Davalı vekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu, ilgili dava dosyaları getirtilip incelendiğinde anlaşılacağından, herhangi bir hak kaybına yol açılmaması için, açılan davanın süre yönünden incelenmesini talep ettiklerini, tazminat talebine dayanak yapılan kararın yasal mevzuata uygun olarak verildiğini, herhangi bir kusur ve hata bulunmadığını, hakimin sorumluluğuna ilişkin sebeplerin mevcut olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilmiş, davacı “cevaba cevap” dilekçesi vermemiştir.
    Dava, ilgili hakime yasa gereği ihbar edilmiş, ihbar davetiyesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, hakim davaya herhangi bir müdahale talebinde bulunmamıştır.
    Deliller:
    Davacı, dava dilekçesinde Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin 2011/1028 esas numaralı dosyasını göstermiş, sorumluluğa dayanak olan belgelerin “aslına uygunluğu” onaylı örneklerini dilekçesine eklemiştir.
    Yargılama faaliyetinin yürütüldüğü Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin yukarıda numarası belirtilen dosyası getirtilmiş, bu dosyanın incelenmesi sonucu aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
    1-Davacı ile dava dışı Şükran Yavuz"un evlilik dışı ilişkisinden 09.08.2006 tarihinde bir çocuklarının olduğu, “...” isimli bu çocuğun, nüfus müdürlüğüne yapılan yazılı beyanla davacı tarafından tanındığı, çocukla davacı arasındaki soybağının “tanıma” ile 28.05.2007 tarihinde kurulduğu tespit edilmiştir.
    2-Davacı tarafından, Kadıköy 4. Aile Mahkemesinde, çocuğun annesine karşı 09.10.2007 tarihinde “çocukla şahsi münasebet tesisi” için 2007/760 esas numaralı dava açılmış, bu dava sonucunda; Kadıköy 4. Aile Mahkemesince; davacıya çocuğu ile kişisel ilişki kurma hakkı tanınmış, “her ayın dördüncü Cumartesi günü saat 14.00 ile takip eden Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 11.00 ile üçüncü günü saat 17.00 arasında çocukla babası arasında kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiştir.
    3-Davacı tarafından, bu defa 28.04.2011 tarihinde “kişisel ilişkinin genişletilmesi” talebiyle dava açılmış, Karşıyaka 2. Aile Mahkemesince; 16.11.2011 tarihinde verilen 2011/420-1092 sayılı kararla, daha önce yukarıda ilamla kurulmuş olan kişisel ilişki süreleri genişletilmiş; önceki kişisel ilişki sürelerine “yarıyıl tatilinde bir hafta ve her yıl yaz tatillerinde 1-15 Temmuz tarihleri” de ilave edilmiştir.
    4-Davacı tarafından, çocuğun annesi Şükran Yavuz"a karşı “küçük ..."nın velayetinin anneden alınıp kendisine verilmesi” talebiyle 28.09.2011 tarihinde Karşıyaka 4. Aile mahkemesinde dava açılmıştır. Bu davaya ilişkin dava dilekçesinde; davacı, “annenin küçük ..."yı yurtdışına kaçıracağını” ileri sürerek, çocuğun yurtdışına çıkışının engellenmesi yönünde önlem alınması da talep edilmiştir. Hakim ... tarafından dava dilekçesindeki bu talep kabul edilmiş, dilekçesinin altına 28.08.2011 tarihinde “ortak çocuk ... Aksoy"un yurtdışına çıkışının engellenmesine ve kararın ilgili kurumlara iletilmesine dair tedbir kararı verildi” şeklinde yazı yazılmış, aynı tedbir 30.09.2011 tarihli tensip tutanağında da tekrar edilmiştir. Mahkemece, 30.09.2011 tarihinde İzmir Emniyet Müdürlüğünden “çocuğun yurtdışına çıkışının engellenmesine” karar verildiği belirtilerek bu hususta gereğinin yapılması talep edilmiştir. İzmir Emniyet Müdürlüğü, 04.10.2011 tarihinde küçük ..."nın yurtdışına çıkış yasağıyla ilgili olarak tahdit veri girişi yapıldığını mahkemeye bildirmiştir.
    5-Dava sırasında, anne vekili, “çocuğun yurtdışına çıkış yasağının” kaldırılmasını talep etmiş, 21.09.2011 tarihinde hakim Turgay Tokay tarafından “yasa ve dosya kapsamı” gerekçe gösterilerek talep reddedilmiştir. 18.10.2011 tarihinde çıkış yasağıyla ilgili tedbirin kaldırılması yeniden talep edilmiş, bu talep de 10.10.2011 tarihinde hakim ... tarafından reddedilmiştir.
    6-Bu dosya içindeki belgelere göre, davacının yukarıdaki davalardan önce Kadıköy 15. Noterliğinde düzenlenen 31.05.2007 tarihli “muvafakatname” ile “küçük ..."nın annesi Şükran” tarafından yurtdışına çıkmasına ve seyahat etmesine rıza ve muvafakat ettiği de görülmektedir.
    7-Dava sırasında, anne vekili tarafından 29.12.2011 tarihli dilekçe ile, davaya bakan hakim ..."ı reddettikleri bildirilmiştir. Hakimin reddine sebep olarak “aynı konuda daha önce bir başka mahkemeden tedbir talep edilip reddedildiği, yurtdışına çıkış yasağı için bir suç soruşturması veya kovuşturması gerektiği, böyle bir durumun mevcut olmadığı, yetkisi ve yasal dayanağı olmadan hakim ..."ın tedbir kararı vermekle bu davada adil ve tarafsız davranmayacağı kuşkusunun güçlü olarak ortaya çıktığı” gösterilmiştir. Hakimin reddi talebi Karşıyaka 1. Aile Mahkemesince incelenmiş ve “red sebeplerinin mevcut olmadığı” gerekçesiyle 13.01.2012 tarihinde reddedilmiştir. Bu karar, temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi temyiz talebinin süresinde olmadığını tespit ederek temyiz isteğini 07.05.2012 tarihinde reddetmiştir.
    8-Davaya bakan hakim ..., 09.07.2012 tarihli duruşmada, davalı vekilin tedbirin kaldırılmasını talep etmesi üzerine aynı gün verdiği ara kararı ile “çocuğun yurtdışına çıkışının engellenmesi”ne dair verilmiş olan tedbiri kaldırmıştır. Tedbirin kaldırıldığı, mahkemece, 26.07.2012 tarihinde İzmir Emniyet Müdürlüğüne bildirilmiştir. Tedbir kararının kaldırılmasından sonra annenin, küçüğü de beraberine alarak 19.08.2012 tarihinde yurtdışına çıktığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.
    9-Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının velayet talebi 14.04.2013 tarihinde verilen kararla reddedilmiştir. Mahkeme, gerekçesinde “annenin velayet görev ve sorumluluğunu ihmal ettiği hususunun yeterince kanıtlanamadığı, yargılama sırasında çocuğun davalı anne tarafından başka bir ülkeye götürüldüğü ve yargılamanın devamı sırasında uzunca bir süre Türkiye"ye dönmediği, bu şekilde çocukla babası arasında şahsi ilişkinin koparıldığı doğru olmakla birlikte, bu durumun dava tarihinden sonra ortaya çıkan bir olay olduğu, mevcut yargılamada bu hususun dikkate alınamayacağını” belirtmiştir.
    10-İlk derece mahkemesinin kararı, davacı tarafından temyiz edilmiş; karar “usul ve kanuna uygun bulunarak” Yargıtayca 16.09.2014 tarihinde onanmıştır. Davacı karar düzeltme talebinde bulunmuş, davacının karar düzeltme talebi 30.03.2015 tarihinde reddedilmiştir.
    İlgili Hukuk:
    1-Davacı, dava dışı Şükran Yavuz ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen çocukları ..."nın velayetinin anneden alınıp kendisine verilmesi talebiyle açtığı davada, davaya bakan hakimin çocuğun yurtdışına çıkışının engellenmesi yönünde verilen tedbir kararını kaldırdığını, tedbirin kaldırılmasının hemen ardından müşterek çocuğun, annesi tarafından, sürekli kalmak amacıyla yurtdışına (Amerika"ya) kaçırıldığını, bu suretle ortak çocuk ile davacı (baba) arasında kişisel ilişki kurulmasının fiilen ve hukuken imkansız hale geldiğini, baba ve çocuğun kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme haklarının hakimin bu işlemi sebebiyle ihlal edildiğini ileri sürerek, uğradığı manevi zararın tazmini için manevi tazminat talep etmektedir. Dava dilekçesinde sorumluluğun dayanağı olarak” hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olmasını” göstermiştir.
    Hakimlerin hukuki sorumluluğunu düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46"ncı maddesi hükmü söyledir.
    “(1) Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.
    a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
    ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacının “ihbar olunan hakimin görev yaptığı Karşıyaka 3. Aile Mahkemesine, küçük ..."nın yurtdışına çıkışının engellenmesi talepli” velayetin değiştirilmesi davası açtığı, mahkeme hakimince 28.08.2011 tarihinde tedbiren küçük ..."nın yurtdışına çıkışının engellenmesine karar verildiği, 09.07.2012 tarihinde davalının talebi ve delillerin toplanmış olması da dikkate alınarak, küçüğün yurtdışına çıkışının engellenmesi kararının kaldırıldığı, 14.04.2013 tarihinde velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verildiği, kararın davacının temyizi üzerine, 16.09.2014 tarihinde Yargıtayca onandığı, davacının karar düzeltme talebinin de, 30.03.2015 tarihinde reddedilerek velayetin reddi kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Davalı annenin müşterek çocuğu, yurtdışına kalıcı olarak götürme olasılığının bulunması, çocukla davalı babanın kişisel ilişki kurma hakkının tehlikeye düşecek olması, çocuğun süresiz veya uzun süreli olarak yurtdışına çıkışının engellenmesini gerektirmez.
    Davalı annenin, müşterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiye engel olmasının yasal yaptırımı mevcuttur. Bu yaptırım çocuğun yurtdışına çıkışının yasaklanması veya engellenmesi değildir.
    Yerel mahkeme hakiminin, dava açıldığında küçüğün yurtdışına çıkışının engellenmesine karar verip, daha sonra deliller toplandıktan sonra ve talep üzerine yurtdışına çıkış yasağını kaldırmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü olayların hiçbiri, HMK. 46. maddesinde belirtilen tazminat nedenlerine uymamaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.

    H Ü K Ü M:
    1-HMK.nun 46. maddesinde belirtilen sorumluluk sebepleri bulunmadığından davanın REDDİNE,
    2- Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10.maddesinin 3 numaralı bendi gereğince 3.000.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
    3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
    4-Alınması gerekli 42.60 TL. başvurma harcı, 27.70 TL. karar harcı olmak üzere toplam 70.30 TL. harcın peşin alınan 1733.20 TL. den mahsubu ile fazla alınan 1662.90 TL harcın hüküm kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
    5-HMK.nun 333. maddesi uyarınca, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
    6-Dava esastan reddedildiğinden, HMK.nun 49.maddesi gereğince davacının takdiren 600 TL. disiplin para cezasına mahkum edilmesine,”
    dair oybirliği ile verilen 15.05.2015 gün ve 2014/2 E., 2015/2 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
    Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkili tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasında ortak çocuğun yurtdışına çıkışının tedbiren engellenmesine karar verildiğini, yargılama devam ederken koşullarda herhangi bir değişiklik ve hatta bu hususta yeni bir talep olmadan hakim tarafından tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın hemen ardından çocuğun sürekli yerleşmek amacıyla Amerika"ya kaçırıldığını, yerel mahkeme hakiminin şikayet ve ret edilmesinin baskısı altında durup dururken tedbiri kaldırdığını, HMK’nın 46/1-e maddesine göre hakkın yerine getirilmesinden kaçınmış olması nedeniyle müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
    İhbar olunan hakim duruşmaya katılmamış, davaya karşı herhangi bir cevap da vermemiştir.
    Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin yatırılmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi