Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/14988 Esas 2009/19754 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14988
Karar No: 2009/19754

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/14988 Esas 2009/19754 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2009/14988 E.  ,  2009/19754 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Akhisar 2. Asliye Hukuk Aile) Mahkemesi
    TARİHİ                  10.4.2008
    NUMARASI                   :Esas no: 207/315    Karar no: 2008/158
     
    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1) Aksine ciddi ve inandırıcı delil bulunmadıkça, aslolan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (HUMK. m. 254) Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Bu nedenle; davalı tanıklarının davalının akrabaları olduklarından dolayı beyanlarına itibar edilmemesi doğru değildir. Ancak, davalı tanık beyanlarında geçen olaylardan sonra da tarafların barıştıkları  ve evliliğin bir süre daha devam ettiği anlaşıldığından; bu olaylar nedeniyle taraflara artık kusur yüklenemez.
    Terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamaktadır.
             Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı  Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

    2) Davalının maddi tazminat istemi, ziynet eşyalarına yöneliktir. Bu talep, boşanmanın eki niteliğindeki Türk Medeni Kanununun 174/1. madde kapsamı dışında bulunduğundan nispi harca tabidir. Davalının bu yönde açtığı usulüne uygun bir dava veya karşılık davası da bulunmamaktadır. Bu nedenle, ziynet eşyalarına yönelik maddi tazminat isteği hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu gibi  kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru değildir.
    3) Davalının çalıştığı işten kendi kusuru olmaksızın işveren tarafından çıkartıldığı, dosyadaki “işten ayrılma bildirgesinden” anlaşılmaktadır. Geliri bulunmayan davalı yararına, işten ayrıldığı 18.2.2008 tarihinden başlayıp, boşanma davasına ait kararın kesinleşeceği tarihe kadar devam etmek üzere Türk Medeni Kanununun  m. 169, 185, 186 hükümleri  gözetilerek tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken;  “davalının,  dava tarihinde çalıştığı” gerekçesiyle tedbir nafakası isteğinin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ. Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamına göre , diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere   oybirliğiyle karar verildi. 16.11.2009

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.