19. Hukuk Dairesi 2017/4183 E. , 2018/6509 K.
"İçtihat Metni" 19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki İtirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı ile aralarında akdedilen 28.03.2012 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve business card üyelik sözleşmesi gereğince davalının kimi araçları üzerinde rehin hakkı tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine rehnin paraya çevrilerek alacağın tahsil edilmesi amacıyla ... 13. icra müdürlüğünün 2014-78998 esas sayılı dosyası üzerinden rehin bedeli kadar takip yapıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini, ... ( kapatılan) 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012-600 esas sayılı dosyası üzerinden davalı şirket hakkında verilen iflas erteleme davasında verilen tedbir kararının rehnin paraya çevrilmesine engel olmadığını belirterek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... (kapatılan) 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012-600 esas sayılı dosyası üzerinden verilen iflas erteleme ve bu dava dosyasında verilen kimi tedbir kararlarının davalı aleyhine takip yapılmasına engel olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı kredi alacaklısı banka, sözleşmeyle birlikte aldığı rehin hakkını kullanarak davalı şirkete ait kimi iş makinelerinin satışını sağlayarak alacağını tahsil etmek istediği, bu durumda rehin hakkı ile korunan menfaat ile İİK"nın 179.maddesinde korunan menfaatin çatıştığı, alacaklılar arasında eşitlik prensibinin de bozulmaması gözetilerek iflas erteleme durumu devam eden davalı şirketin, tüm borçlarının kayyım denetiminde tasfiye edilmesi gerektiği, takip konusu kredinin miktarı ve faiz hakkında inceleme yapmanın sonuca etkili olmaması ve yargılamanın makul sürede usul ekonomisine uygun biçimde bitirilmesi prensibine uygun düşmemesi gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
29.10.2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 675 sayılı KHK’nun 16. maddesinin birinci fıkrası, “…20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır…” düzenlemesini içermektedir. Davalı şirketin de bu KHK kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla bu düzenleme gereğince bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.