20. Hukuk Dairesi 2016/13241 E. , 2019/3039 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçıları ... ve Arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
........ sayılı parsel 9008 m2 miktarla ve orman niteliği ile 03.01.1983 tarihinde Hazine adına tespit görmüş, ... ve ... tarafından komisyona yapılan itiraz kabul edilerek tarla niteliği ile bu kişiler adlarına tescil edilmiştir.
Davacı Hazine tarafından 20.02.1995 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile tapunun iptali, orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açılmış, Orman Yönetimi aynı istemle harçlı katılımda bulunmuş, dava sırasında Hazine taşınmazın mera olduğu iddiası ile ıslah talebinde bulunmuştur. Mahkmece davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazinenin temyizi üzerine Dairenin 13.02.2009 gün ve 2007/10612-2008/2201 E. K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında" Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman ya da mera olmadığı ve gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla toprak kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1) Raporu hükme esas alınan orman bilirkişi tarafından çekişmeli parsel ve komşularının kesinleşen orman kadastrosuna göre konumunu gösteren kroki düzenlenmemiştir. Dosya arasında Orman İşletme Müdürlüğünün cevap yazısı ile yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarından taşınmaz üzerinde orman varlığının olduğu anlaşılmaktadır. 05.11.2003 tarih, 4999 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla değişik 11. maddesindeki "fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine...... Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler Hazine adına tapuya orman vasfıyla tescil edilir" hükmü gereğince orman olarak Hazine adına tescili gereken eylemli orman niteliğinde olup olmadığı tartışılıp araştırılmamıştır.
2) Fotogometri yöntemi ile düzenlenen......köyüne ait 6 nolu paftada dava konusu taşınmaz dava dışı 1740 sayılı parsel içinde görünmektedir. Çekişmeli taşınmazın yer aldığı İstasyon mahallesine ait pafta ile 6 nolu paftanın kenarlaştırması yapılarak taşınmazın kesin yeri belirlenmemiş ve 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince ikinci kadastronun sözkonusu olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
3) Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi tanıklar taşınmazın on yıl öncesine kadar köylülerce hayvan otlatmakta kullanıldığından sözetmiş, davacıların ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin varlığını açıklamamışlardır.
4) Tarım uzmanı bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığı da araştırılmamıştır.
5) Komşu 1 sayılı parselin dayanağını oluşturan ve fen elemanı tarafından da 1 parsele uyduğu bildirilen 3951 nolu vergi kaydı çekişmeli parsel yönünü mera okumakta olup, davalılarca bunun aksi daha güçlü bir delille ispatlanamamıştır.
.......
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen..... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli; 4999 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesi anlamında eylemli orman olup olmadığı üzerinde durulmalı ve Devlet Ormanı sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması durumunda Hazinenin davasının kabulü ile 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi gereğince mera olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine karar verilmelidir." hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile, dava konusu 242 ada 2 nolu parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile, orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1964 yılında seri bazda yapılarak 29.05.1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 19.11.2007 tarihinde ilan edilen 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmaktadır.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişileri tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın “A” bölümünün tahdit içinde kalan yerlerden olduğu gibi, taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu ve halen de eylemli biçimde orman olduğu saptandığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2019
günü oy birliğiyle karar verildi.