Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/396
Karar No: 2021/2036
Karar Tarihi: 01.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/396 Esas 2021/2036 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/396 Esas
KARAR NO: 2021/2036 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2017/129 E., 2018/378 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; davalının "09/04/2007 tarihinde "..." ibareli marka için TPMK'ya başvuru yaptığını, markanın 1, 4, 7, 17 ve 39.sınıflarda tescil edildiğini, "ekogübre" ibareli marka için yaptığı başvurunun kısmen reddedilmesi üzerine davalının markasından haberdar olduğunu, kendisinin ekogübre markasını gübre sektöründe kullanmak üzere tescil ettirdiğini, davalının ise bu markayı 1.sınıfta yer alan "gübreler ve topraklar" yönünden 5 yılı aşkın süredir kullanmadığını belirterek davalıya ait markanın 1.sınıfta yer alan "gübreler ve topraklar" bakımından iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı ... tarafından mahkeme nezdinde açılmış ihtiyati tedbir talepli marka tescil iptali ve sicilden terkini konulu davada, müvekkilinin marka sahibi olduğu ... başvuru numaralı ve ... Tescil numaralı “...” markasının Sınaî Mülkiyet Kanunu m.9/1 hükmü gereğince, 01 numaralı mal ve hizmetler bünyesinde “gübreler ve topraklar” yönünden kısmen iptali talep edildiğini, müvekkili aleyhine açılmış davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili ...'in 2001 yılından itibaren ticaret hayatında aktif olarak faaliyet göstermekte olup iş yaşantısında gerçekleştirmiş olduğu uluslararası projeler ve çalışmalar sonrasında ... A.Ş. (...) şirketini kurmuş olup yenilenebilir enerjiler alanında faaliyetlerde bulunduğunu, ...'nun; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve biyogaz konusunda uzmanlaşan bir ..., yatırım, proje geliştirme ve işletme ve bakım şirketi olduğunu, ...’nun kuruluş ana sözleşmesi de tetkik edildiğinde yenilenebilir enerji alanında faaliyet amaçlı olarak kullanıldığının sabit olduğunu, müvekkili ve ... arasında “...” markasının kullanılması hususunda sözleşme mevcut olup, markanın kullanılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafça “...” markasının “gübreler ve topraklar” sınıfında ciddi biçimde kullanılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, ...'nun yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet göstermekte olup rüzgar, güneş ve biyogaz projeleri ile çevresel enerji kullanımına destek verdiğini, cevap dilekçesi ekinde sunmuş oldukları belgeler incelendiğinde, müvekkilinin kurucusu olduğu şirket tarafından gübrelerin ve organik atıkların biyogaz tesislerinde işlendiği ve çıkan maddelerin tarım alanında kontrollü bir şekilde kullanıldığının görüleceğini, ilgili belgeleri “...” markasının işlevlerini sağlamaya uygun bir biçimde “gübreler ve topraklar” sınıfında ciddi şekilde kullanıldığını ispat eder nitelikte olduğunu, ...'nun da biyogaz tesislerinden elde edeceği atık organik maddelerden gübre üretecek olup, halihazırda bu işlemin gerçekleştirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü, görüldüğü üzere, ... tarafından gübre ve toprak alanında faaliyet gösterildiği bu faaliyetinde müvekkili ve ... arasındaki sözleşmesel bağdan kaynaklandığının tartışmadan uzak olup, dava dilekçesinde yer alan iddiaların yersiz olduğunu, ..., kuruluşu sonrasında Türkiye’nin alanında uzman firmalarından biri haline geldiğini, davacı tarafın markanın beş yılı aşkın süredir kullanılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkiline ait firmanın faaliyetlerine esas olarak 2013 yılında başladığı ve huzurdaki davanın tarihi ile birlikte dosyaya sunmuş oldukları belgeler göz önünde bulundurulduğunda 5 yıllık “hoşgörü süresi”nin dolmadığının açık bir şekilde tespit edileceğini, ... markasının, yukarıda izah edilen kullanım alanları haricinde, ...’ya ait www...re alan adlı internet sitesinde ve faturalarda, antetli kağıtlarda, ambalajlarda ve ticari olarak algı yaratan bir çok mecrada kullanıldığını, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.9’da(1) ; markanın ciddi bir şekilde kullanılmaması veya markanın kullanımına ara verilmesi halinde ancak iptal başvurusu yapılabileceğine yönelik düzenleme yapıldığını, somut olayda, iptal talep edilmesi gerekli olan yasal şartla gerçekleşmemiş olup, aynı maddenin 2. Ve 3. Maddeleri gereğince markanın kullanımda olduğunun sabit olduğunu, mahkemece gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesi neticesinde ... markasının iptali istenen alanda faal olarak kullanıldığının tespit edileceğini, müvekkili tarafından söz konusu ticari faaliyetler arttırılarak devam ettirilmekte olup, biyogaz üretim tesislerinden elde edilecek atık organik maddeler kullanılarak organik gübre üretimi ...’nun ticari planları arasında yer aldığını, açıkladıkları nedenler doğrultusunda, müvekkiline ait markanın “gübreler ve topraklar” bakımından iptaline karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olup, haksız ve hukuka aykırı olarak tesis edilmiş olan tedbir kararının ivedilikle kaldırılmasını, talepleri yerinde görülmemesi halinde teminata bağlanmasını, açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddini talep etmiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre; " Sınai Mülkiyet Kanunu ile getirilen kullanmama nedeniyle marka iptali, Kanun yürürlüğe girdiği tarihte iç hukuk sistemimizde yer almadığından ve Anayasa Mahkemesi kararı ile tüm sonuçları ile daha önce ortadan kalkmış olduğundan, 5 yıllık kullanmama süresi de Sınai Mülkiyet Kanununda yeni getirilen düzenleme ile yeniden başlayacağı, bu Kanunla ilk defa getirilen kullanma zorunluluğuna bağlanan sonucun ancak Kanunun yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra ortaya çıkabileceği, dolayısıyla 10.01.2022 tarihinden önce açılacak bu tür davaların mevsimsiz dava olmaları nedeniyle reddi gerekeceği" gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; davalının verdiği cevapta 2013 yılında faaliyete başladığı, dava tarihi itibariyle 5 yıllık hoşgörü süresinin dolmadığı yolunda savunma yaptığını, buna karşılık aynı cevap dilekçesinde; davalı tarafça kurulmuş olan ... A.Ş'nin faaliyetleri çerçevesinde gübrelerin ve organik atıkların biyogaz tesislerinde işlendiği ve çıkan maddelerin tarım alanında kontrollü bir şekilde kullanıldığı, dolayısıyla markanın gübreler ve topraklar sınıfında ciddi bir şekilde kullanıldığını savunduğunu, bu iki savunmanın birbiriyle çeliştiğini, mahkemenin ise kararında 5 yıldan bu yana ciddi şekilde kullanıldığı savunmasına yer verdiğini, oysa davalının kurucusu olduğu ... A.Ş'nin 11/08/2011 tarihinde kurulduğu, yetkilisinin de davalı ... olduğunu, davalının 5 yıl boyunca bu sınıf yönünden ciddi kullanımı ispat edemediğini, ayrıca 2011 yılında kurulan şirketin 2013 yılında faaliyetine başladığı şeklindeki beyanın da gerçek dışı olduğunu, mahkemenin kararda kullanımla ilgili bir tespit yapmadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini, buna rağmen davanın esastan reddine karar verildiğini, iddia ve savunmaların kararda değerlendirilmediğini, kararın gerekçesine göre esastan red kararı verilemeyeceğini, mahkemenin lafzi yorum yaptığını, hukuk güvenliğinin ihlal edildiği sonucuna varılmasının isabetsiz olduğunu, 5 yıl beklemeye gerek bulunmadığını, 5 yıllık sürenin tescilden başlaması gerektiğini, gerekçeye katılmadıklarını bildirmiştir. Davalıya ait ... tescil numaralı ... markasının 1, 4, 7, 17 ve 39.sınıflarda 09/04/2007 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, kullanmama sebebine dayalı marka iptali talebine ilişkindir. Huzurdaki dava, 15/06/2017 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gereğince 10/01/2022 tarihine kadar kullanmama sebebine dayalı olarak dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 6769 Sayılı SMK'nun 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, 556 Sayılı KHK'nun 14.maddesinin ise 06/01/2017 tarihine kadar yürürlükte bulunduğu, buna göre 06/01/2017 ila 10/01/2017 tarihi arasındaki 4 günlük yasa boşluğu süresi hariç konuyla ilgili olarak mevzuat eksikliği bulunmamaktadır. Zira dava konusu marka sahibinin, markasını tescil ettirdiği tarihten itibaren 556 Sayılı KHK'nun 14.maddesinin iptal edildiği tarih olan 06/01/2017 tarihine kadar söz konusu markayı tescil edildiği sınıflarda ciddi biçimde kullanmadığı takdirde markasının iptal edilebileceğini bildiği veya bilmesi gerektiği kabul edilmelidir. 556 Sayılı Kanun'un 14.maddesinde yer alan kullanmama sebebiyle iptal hükmü yerine 6769 Sayılı SMK'nun 9, 26 ve geçici 4.maddesiyle aynı düzenleme getirilmiştir. Dolayısıyla önceden bilinmeyen ve öngörülemeyen biçimde mülkiyet hakkını kısıtlayıcı bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesi de önceki düzenlemenin yasa ile yapılması gerekirken KHK ile yapılmasına ilişkindir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. SMK'nun yürürlüğünden önce tescil edilmiş markalar hakkında SMK'nun yürürlüğünden sonra açılan kullanmama sebebiyle iptal davalarında 06/01/2017 ila 10/01/2017 tarihi arasındaki 4 günlük yasa boşluğu süresi 5 yıllık süreye eklenerek bir başka deyişle marka iptali için gerekli en az kullanmama süresinin 5 yıl 4 gün kabul edilerek bir değerlendirme yapılması gerekir. Davalı taraf, davaya cevap vermiş ayrıca cevap dilekçesinde konuyla ilgili olarak delil listesini de bildirmiştir. Buna göre iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirilme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1 -Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun bir şekilde karar verilmek üzere dosyanın ilk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 99,80 posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 221,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/12/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi