21. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/10342 Karar No: 2013/1950 Karar Tarihi: 11.02.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/10342 Esas 2013/1950 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulüne karar vermiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, kazada %60 oranında davalı işveren, %40 kazalı sigortalı kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi gereğince hakimin özel hallere göre manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerektiği ve zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi.
21. Hukuk Dairesi 2012/10342 E. , 2013/1950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece,maddi tazminat davasının reddine,manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden,davaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği ve kazanın oluşumunda %60 davalı işveren, %40 kazalı sigortalı kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir. Bu açıklamalardan olarak somut olayda Mahkemece, davacı eş için hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu ortadadır. O halde,davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 11/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.