Esas No: 2019/2274
Karar No: 2021/1739
Karar Tarihi: 01.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2274 Esas 2021/1739 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2274 Esas
KARAR NO: 2021/1739 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2017/881 Esas 2019/268 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin perakende sektöründe ağırlıklı olarak elektronik cihazların satışı işiyle iştigal ettiğini ve tüketiciler tarafından çeşitli şikayetlerle kendisine teslim edilen ürünleri, teknik servis olarak faaliyet gösteren belirli şirketlere onarım için yönlendirdiğini, bu lojistik faaliyetlerin zaman zaman, kargo şirketi olarak faaliyet gösteren davalı taraf ile gerçekleştirildiğini, ... A.Ş.'nin, müvekkili şirketin ticari ilişkileri kapsamında belirli ürünlerini teslim ettiği bir yetkili teknik servis olarak faaliyet gösterdiğini ve belirli cihazları onarım için teslim aldıktan sonra yine müvekkili şirkete teslim ettiğini, bu operasyonların dış lojistik tarafının da ...'nin anlaşmalı olduğu kargo şirketi olan davalı taraf ile gerçekleştirildiğini, bu ticari ilişki sebebi ile yedi adet cep telefonun da onarım için ...’ne gönderildiğini ve ...’nde işleme tabi tutulan 7 adet telefonların gönderici sıfatı ile ... tarafından müvekkili şirkete teslim edilmek üzere kargoya verildiğini, 19/02/2017 tarihinde diğer ürünlerin teslim edildiğini, ancak yedi adet cep telefonunun teslim edilmediğini, teslim edilmediğinin farkına varılmasının ardından müvekkili şirketin yetkililerinin gecikmeksizin davalı yetkililerine bilgi verdiğini ve sorunun çözülmesini talep ettiklerini ve yine ... yetkilileri ile de koordinasyon halinde olunduğunu, ...’nden alınan bilgi uyarınca da, "içerisinde 7 (yedi) adet cep telefonunun yer aldığı kolinin, müvekkili şirkete teslim edilmek üzerine kargoya verildiğini, ancak ilgili kolinin, müvekkili şirketin İzmit ... Mağazası yetkililerine 19/02/2017 tarihinde ve sonrasında teslim edilmediğini" tespit ettiklerini, İzmit ... Mağazası’nın kamera kayıtları incelendiği takdirde kolilenmiş bir kargonun müvekkili şirkete hiçbir zaman teslim edilmediğinin anlaşılacağını, bunun üzerine davalıdan ilgili ürünlerin tazminine ilişkin işlemlerin başlatılmasını talep ettiklerini, ancak davalı şirketin, kendi yetkililerine izletilen kamera görüntüleri sonucunda söz konusu ürünlerin "..teslim edilmediğini şifahen ikrar etmesine rağmen" sorumluluğunu bir türlü yerine getirmediğini, kendilerine gönderilen e-maillere ise şirket yetkililerinin cevabının "..kolinin akıbetinin bilinemediği" olduğunu, davalı şirketin yükün başına ne geldiğini açıklayamıyor olmasının, kendilerinin kasta eşdeğer kusurları bulunduğunu ve zararlarının tamamını karşılamaları gerektiğini gösterdiğini belirterek, 9.248,00 TL tutarındaki zararın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davaya konu taşımaya ilişkin herhangi bir taşıma fatura bilgisi verilmediğini, taraf isimlerine bağlı olarak müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde herhangi bir taşıma kaydına rastlanılmadığını, dolayısıyla davacının hangi taşımaya konu kargo ile ilgili dava açtığının net ve belirgin olmadığını, yine taşımaya konu kargonun içeriğini ispata yönelik herhangi bir fatura ve irsaliye dahi bulunmaksızın tazmin talebinde bulunulduğunu, taşıma işinin müvekkili tarafından yapıldığının kabulü anlamına gelmemekle birlikte, taşımaya konu edildiği iddia edilen kargonun davacı tarafından da açıkça belirtildiği üzere tamire gönderilen, ikinci el (kullanılmış ve arızalı) bir ürün olduğunu, tamire gönderilen ikinci el bir ürünün tamir kabul etmeyecek durumda bir hurda olmasının muhtemel olduğunu, ancak taşımaya ilişkin bir bilgi taraflarına sunulmadığından bu hususta araştırma yapmanın da mümkün olmadığını, her şeyden önce, TTK 886 uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde taşıyıcının kast ve pervasız davranış kusuru varlığının da ispat edilmesinin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilemisini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/02/2019 tarih ve 2017/881 Esas - 2019/268 Karar sayılı kararı ile; " Dava, taşımacılıktan kaynaklı tazminat isteminden ibarettir. Her ne kadar davacı vekili ayrıntılı bilgilerini dava dilekçesinde belirttiği yedi adet cep telefonunun dava konusu olmayan başka cihazlar ile birlikte onarım için dava dışı ...’ne gönderildiğini ve ...’nde işleme tabi tutulan cihazların, yine gönderici sıfatı ile ... tarafından davacı şirkete kargolandığını, bu taşıma işlemini davalı kargo şirketinin yapıldığı, 19/02/2017 tarihinde diğer ürünlerin teslim edilmesine rağmen dava konusu yedi adet cep telefonunun teslim edilmediğinden bahisle eldeki davayı açmış ise de, iddiasını ispat edecek herhangi bir somut delil, taşıma sözleşmesi ya da kargo bilgilerini dosyaya ibraz etmediği, delil olarak sunulan yazışma örneklerinden kargonun içeriği kontrol edilemeden tüm cihazlar teslim alınmış gibi kargo teslim tutanağının davacı çalışanları tarafından imzalandığının anlaşıldığı hal böyle olunca eksik ürün teslim edildiğinin ispatının davacı üzerinde olduğu ancak bu yönde bir delil ileri sürülmediği, kamera kayıtlarına dayanılmış ise de, bu delilin iddiayı ispat etmeye elverişli olmadığı, hal böyle olunca ispat edilemeyen davanın reddinin gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davanın REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, müzekkere yazılmasını talep ettikleri kurumlara yazı dahi yazılmadan karar verildiğini, celbini talep ettikleri hiçbir delillerinin toplanmadığını, Uyuşmazlığa konu olan ve davalı sırasında taşınırken kaybedilen cep telefonlarının taşınmasına ilişkin sözleşmenin, "gönderen" sıfatını haiz şirket ... Anonim Şirketi ("...") ile davalı arasında yapıldığını, gönderim ... tarafından yapıldığından taşıma sözleşmesi, gönderiye ilişkin barkod numaraları gibi tüm bilgi ve delillerin yalnızca ...'da ve davalı şirkette olduğunu, ... tarafından müvekkili şirkete yalnızca tamir edilmek üzere teslim edilmiş olan telefonların davalı şirket aracılığı ile gönderildiğinin belirtildiğini, taşıyıcı sıfatındaki davalının, ilgili telefonlara dair taşıma teslim tesellüm belgesini personeli vasıtası ile müvekkili şirket personeline imzalattığını, ancak fiilen söz konusu teslim işleminin yapılmadığını, bu hususun dosyaya sundukları CD'de yer alan görüntüler ile sabit olduğunu, Dilekçelerinin tamamında somut olayın tüm detaylı ile açıklandığını, müvekkili şirketin konumu dolayısı ile delillerin büyük bir kısmının elinde bulunmadığının belirtildiğini, müvekkili şirketin iddialarını ispatlar nitelikteki e-mail yazışmalarının, dosyaya sunulduğunu, mahkeme tarafından ilgili yazışmaların dikkate alınmadığını, yazışmalara gerekçeli kararda dahi değinilmediğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca hakimin görevlerinden birinin re'sen delil toplamak ve uyuşmazlığı aydınlatmak olduğunu, müvekkili şirketin, elinde bulunmayan delillerin tamamının nereden getirilebileceğine, hangi kurumlardan celp edilebileceğine ilişkin tüm bilgileri mahkemeye sunduğunu, dilekçelerinde detaylı olarak tüm delillerden bahsedildiğini, karşı tarafın ticari defterlerinde inceleme yapılması, ... şirketine müzekkere yazılması durumunda söz konusu delillerin dosyaya girebileceği hususunun mahkemeye bildirildiğini, buna rağmen mahkemece HMK'nın açık hükümlerini göz ardı edilerek, müvekkili şirketin ibraz ettiği delillere bağlı kaldığını, usul hukuku prensiplerine uygun olmayan bir yargılama yürütülerek hüküm tesis edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşımadan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre; mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, 6100 sayılı HMK'nın 25. maddesinde belirtilen ilke uyarınca işbu davanın, taraflarca oluşturulması gereken davalar kapsamında olup, resen araştırma ilkesinin uygulanamayacağı; bu kapsamda, davacı tarafça dava konusu yedi adet telefonun davalı tarafça taşındığına dair teslim tesellüm belgesi, sair kargo bilgileri, hatta davalıya ürünlerin teslim edildiği tarih de dahil olmak üzere somut bilgi ve belge ibraz edilmediği gibi bu belgelerin mahkemece getirtilmesi için gerekli bilgilerin de verilmediği; delil olarak dayanılan email yazışmaları, davacı şirket ile şubesi arasında yapılan yazışmalar olup, bu yazışmaların gerekçeli kararda değerlendirildiği, tüm dosya kapsamı ile davacı iddialarının ispatlanmadığı, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 158,00.TL harçtan mahsubu ile bakiye 98,70.TL'nin talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2021 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.