2. Hukuk Dairesi 2008/16636 E. , 2009/19741 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 16.11.2009
KARŞI OY YAZISI
1-Davacı kadın anlaşmalı boşanma davasında düzenledikleri protokol için temyiz dilekçesinde aynen şu sözcükleri kullanmaktadır:
“Bu protokolu boşanabilmek amacıyla ve baskı altında yaptık. Başka çarem de yoktu. "
Davacı kadının temyiz dilekçesindeki bu anlatımı iradesinin sakatlandığını açıklamaya yönelik olduğundan en azından davadan feragat sayılır.
2-Tarafların ortak çocukları Arda 18.07.2006 tarihinde dünyaya gelmiştir. Anlaşmalı boşanma kararının verildiği 29.05.2008 günü 22 aylık bir bebektir.
22 aylık bir bebeğin velayetinin anne yerine babaya verilmesi için dava dosyasında anne aleyhinde çok ciddi delillerin bulunması gerekir.
Hakim çocuğu ana ve babasına rağmen korumak zorundadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre protokole müdahale edilmemesi çocuğun güvenliğini zedeleyen önemli bir usul hatasıdır.
3-Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir.
Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma davalarında hâkimin;
-Tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi,
-Boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması,
-Tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapması durumunda bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.
Açıklanan koşullarda oluşan herhangi bir çekişme/temyiz hükmün “tamamını” sakatlayacağından anlaşmalı boşanma davalarında hükmün “bir bölümünün kesinleştiğini” düşünmek anlaşmalı boşanma davasının doğası ile bağdaşmaz. Başka bir anlatımla boşanmanın “fer’i hükümlerinde oluşan sakatlığa/çekişmeye/temyize rağmen tarafları “anlaşmalı” boşanmış kabul etmek mümkün değildir.
Temyiz davacısının temyiz dilekçesinde boşanmanın “fer’i hükümlerinde anlaşamadıklarını açıkça bildirmesine rağmen “anlaşma varmış” gibi kabulde bulunan değerli çoğunluğun açıkladığım sebeplerle farklı görüşüne katılma olanağım yoktur.