Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2331
Karar No: 2021/1742
Karar Tarihi: 01.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2331 Esas 2021/1742 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2331 Esas
KARAR NO: 2021/1742 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2019
NUMARASI: 2015/693 Esas 2019/96 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, taşıtanı ... Limited olan ... (PVC Zemin işaretleme bandı) adlı yükün Şangay Limanından İstanbul Ambarlı Limanına parsiyel olarak taşınmasında geminin acentelik görevi üstlendiklerini, ilgili yükün taşıma komisyoncusunun konşimento da görüleceği üzere ... Ltd olup, yükleri yükleyen ve taşıyanın ise dava dışı ... Limited Şirketi olduğunu, müvekkili şirketin iş bu yükü ambarlı Limanı’na taşıyan geminin acentesi olduğunu, limana getirilen yükün alıcı firması olan ... Ltd. Şti’nin gümrükçüsü olan ... A.Ş’ye hasarsız olarak teslim ettiklerini, ... şirketi tarafından yükün kara taşımasının yapıldığını, kendilerinin ... ne de kara taşıması yapmadıklarını, alıcısı belli olan gümrük şirketine malın 19.7.2012 tarihinde teslimini sağladıklarını, yük teslim edildikten 36 gün sonra ... şirketinin yükte hasar olduğunu kendilerine bildirdiğini, davalı ... şirketinin dava dışı alıcı firmaya hasardan kaynaklı olarak ödeme yaparak daha sonra da kendilerine icra takibinde bulunduklarını, müvekkili tarafından itiraz edilmeyen ödeme emri nedeniyle takibin kesinleştiğini, icra baskısı altında bu borcu ödemek zorunda kaldıklarını, malların hasarsız olarak teslim edildiğini, acente sıfatlarından dolayı asil gibi sorumlu tutulamayacaklarını belirterek, müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde kendisinden tahsil edilen 22.484,89 TL'nin reeskont avans faizi ile birlikte ödeme tarihi olan 05/09/2014 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline ve %20'den aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf, ... Ltd. Şti şirketinin sigortacısı olduklarını, yükün işyerine teslimi sırasında ürünlerde hasarın olduğunu, yükü taşıyan ... çalışanı ... hasara ilişkin beyanda bulunduğu, Malzemenin 24.7.2014 tarihinde ... isimli kişiden teslim aldığını yükün boşaltılması esnasında malzemelerin hasarlı olduğunu gördüm şeklinde beyan verdiğini, dolayısıyla davalı tarafın bu hasarı ... Ltd. Şti’nin talebi üzerine karşıladıklarını, hasar ekspertiz raporu alarak, hasar bedelini 2.10.2012 tarihinde 8.343,72 USD olarak ödediklerini, sigortalısından halefıyet ve rücu hükümlerine göre makbuz ve temlikname aldıklarını, davacıdan iadeli taahhütlü mektupla rücu hükümlerine göre talepte bulunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/01/2019 tarih ve 2015/693 Esas - 2019/96 Karar sayılı kararı ile; " ....Bilirkişi raporunda da belirtiği üzere; davacının sigortalısı konumundaki dava dışı ithalatçıların davacı şirketten derdest davada tartışılan hasar nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebilmesi, zararın/hasarın davacının sorumluluğu altına icra edilen taşıma işi sırasında vuku bulduğunun sübuta ermesi şartına bağlı olarak ancak davacının dava dışı sigortalı karşısında akdi taşıyıcı sıfatıyla Şanghay Limanınıdan istanbul ambarlı limanına gnderilen parsiyel yükün taşınması işini belli bir ücret karşılığında üstlenmiş olması yani davacı şirketin Şanghay Limanından İstanbul Ambarlı Limanını sevk edilen parsiyel yükün ücreti ve bütün masraflara karşılık olarak kesin bir paranın tayin edilmiş olduğunun denetime elverişli bir şekilde ortaya konması halinde mümkün olabileceği, aksi taktirde sırf davalının iddialarına dayalı olarak ya da ekspertiz raporuna yansımış kayda istinaden davacının( acente değil de) akdi taşıyıcı ya da taşıma işleri organizatörü sıfatından söz edilebilmesinin mümkün görünmediği, dosya münderecatı üzerinden davacının akdi taşıyıcı sıfatının sübuta erdiğini söyleyebilmek mümkün olmamakla birlikte bir an için davacının davalının sigortalısı karşısında Şanghay Limanından İstanbul Ambarlı Limanına sevk edilen parsiyel yükün deniz yolu ile ifa edilen taşıma işinin sorumluluğunu üstlendiği var sayılsa bile 19/07/2012 tarih ve ... tescil sıralı gümrük beyannamesine kayden dava konusu parsiyel yükün gümrük formaliteleri herhangi bir rezerv tutanağına bağlanmadan tamamlanmış, nakliye sürecinde vuku bulduğu öne sürülen hasar ise bu aşamadan yaklaşık bir ay sonra tespit edilip değerlendirildiği, geçen süreçte hasarın hangi aşamada oluştuğunun tevsik edebilecek türde herhangi bir görüntü kaydı delil olarak sunulmadığı, bunun karşısında davacının acenteliğini yaptığı geminin yükün İstanbul ambarlı limanında ...LTD ŞTİ 'nin gümrükçüsü olan ...'e emtiayı "hasarsız ve tam eksiksiz olarak" teslim ettiğine dair ... tarafından verilen ordinonun mevcut olduğu, bu durumda davacının acente değil de akdi taşıyıcı olduğu varsayılsa bile onun sorumluluğu altında icra edilen ve deniz yolu ile gerçekleştirilen taşıma işinde hasar oluştuğunu ya da kamyonla ifa edilen dahili nakliye işinde davacının da sorumluluk üstlendiği veya limandan sonraki karayolu taşıma işini davacının bulduğu alt nakliyecinin üstlendiğini ve bu nakliyecinin taşıma işini davacıdan aldığını, bu taşıyıcı ile birlikte davacının da müşterek sorumluluğunun doğduğunu ya da davacının zarar sorumlusu olduğunun sübuta erdiğini ve ithalatçı konumundaki davalının sigortalısının dolayısıyla da davalı sigortacının dava konusu hasar yüzünden davacıdan zararın tazminini talep edebileceğini söyleyebilmenin dosya üzerinden mümkün görünmediği anlaşılmış olup aşağıdaki hüküm kurmak gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davanın KABULÜNE, 2-22.484,89 TL'nin 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dışı ... Ltd. Şti.'nin ... nolu “Nakliyat Sigorta Poliçesi” ile müvekkili sigorta şirketinden sigortalı olduğunu, sigortalı ... Gıda şirketi'nin, Tayvan(TAIWAN) menşeli olan ... LTD.‘den almış olduğu 2.850,00KG’lık PVC zemin işaretleme bandı/rulolarının davacı ... A.Ş. tarafından İstanbul Ambarlı Gümrüğü' ... yoluyla taşımacılığının yapıldığını, bu ürünlerin sigortalının Bursa’daki işyerine teslimi sırasında ürünlerde hasar meydana geldiğinin görüldüğünü, sigortalı tarafından hasarın bildirilmesi üzerine Hasar Ekspertiz Raporu alınarak, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ödenen tazminatın TTK halefiyet hükümleri kapsamında davalıdan iadeli taahhütlü rücu mektubuyla talep edildiğini, davalı şirket tarafından ödeme yapılmayınca davacı ... A.Ş. aleyhine Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı ... A.Ş.'nin dosyaya süresinde itiraz etmediğinden dosyanın kesinleştiğini, kesinleşen dosyada davacı Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına ödeme yaptığını, Mahkemece, davacı yanın somut olayda taşıyıcı olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının somut olayda acente değil, taşıyıcı sıfatıyla hareket ettiğini, yine mahkemenin hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin tespit edilememesi yönündeki gerekçesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira taşıyıcıya sağlam olarak teslim edilen sigortalı emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, bu sebeple taşıyanın sigortalı emtiada meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için hasarın nasıl meydana geldiğini, kusurun kendisinde olmadığını ispatlaması gerektiğini, zira hasarlı ürünün varlığı ve teslim noktasına hasarlı indiği, yani boşalma esnasında zaten hasarlı olduğunun maddi vakıa olduğunu, bu nedenle hasarın nakliye esnasında gerçekleşmediğini ispat etme yükünün davalı tarafta olduğunu, davaya konu hasarla ilgisi olmadığı halde, benzer bir durumda yapılması gerekenin nakliyecinin emtiayı (antrepodan veya gümrükten) teslim aldığı esnada hasar görmesi halinde bu konuda hasar tespit tutanağının tanzim edilmesi olduğunu, Taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerinin TTK da sınırlı olarak 876 ve 878. maddelerde sayıldığını, somut olayda bu hükümlerde sayılan hallerden birinin varlığının davalı taşıyıcı tarafından ortaya konulamadığını, bu durumun taşıyıcının personelinin yazılı beyanı ile de sabit olduğunu, bu andan itibaren ispat yükünün taşıyıcıda olduğunu, bu nedenle Ekspertiz Raporu ile bilirkişi raporu arasında çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı tarafça, taşıtanı ... Limited olan ... (PVC Zemin işaretleme bandı) adlı yükün Şangay Limanından İstanbul Ambarlı Limanına parsiyel olarak taşınmasında geminin acentelik görevi üstlendikleri, ilgili yükün taşıma komisyoncusunun konşimento da görüleceği üzere ... Ltd olup, yükleri yükleyen ve taşıyanın ise dava dışı ... Limited Şirketi olduğu, davacı şirketin iş bu yükü ambarlı Limanı’na taşıyan geminin acentesi olduğu, limana getirilen yükün alıcı firması olan ... Ltd. Şti’nin gümrükçüsü olan ... A.Ş’ye hasarsız olarak teslim edildiği, ...k şirketi tarafından yükün kara taşımasının yapıldığı, taşınan emtiada, sigortalının Bursa’daki işyerine teslimi sırasında hasar meydana geldiğinin görüldüğü, davalı ... tarafından sigortalısına ödeme yapılarak, ödenen bedelin rücuen tahsili için davacı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği, icra baskısı altında talep edilen bedelin ödendiği, ancak davacının zarardan sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek, icra takip dosyasına ödenen bedelin istirdatına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yukarıda açıklanan uyuşmazlık TTK’nın “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır. 6102 sayılı TTK'nın 5/2. maddesi "Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararının 18. maddesi ile İstanbulda kurulup faaliyete geçirilen Deniz İhtisas Mahkemeleri'nin yargı alanı, İstanbul il mülki hudutları olarak belirlendiğinden, İstanbul ili mülki hudutları içerisinde bulunan İstanbul Anadolu Mahkemeleri bakımından da Deniz Ticaret ve Deniz Sigortaları'ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda HSYK tarafından görevlendirilen Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak görevlidir. Görev hususu re'sen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olduğundan, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın, kayıtların kapatılarak görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmek üzere mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/01/2019 tarih 2015/693 Esas 2019/96 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a3 ve 355 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'ne (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2021 tarihinde HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi