14. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/15498 Karar No: 2012/414 Karar Tarihi: 18.01.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15498 Esas 2012/414 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2011/15498 E. , 2012/414 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, muris annelerinin 861, 868, 874, 411 ada 9 ve 413 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda "... kızı ..." olarak geçen kaydının "... kızı ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı idare vekili temyize getirmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu sicil müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli görülmemiştir. Dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının incelenmesinde taşınmazların iskan kaydına istinaden tespit gördüğü anlaşılmaktadır. Dayanak kayıtları istenmeli, taşınmaz kayıt malikleri hakkında araştırma yapılmalı, davacı murisinin kardeşlerini gösterir aile nüfus kaydı getirtilmeli, kayıt malikleri ile nüfus kayıtları arasında irtibat kurulmalı, çelişkiler giderilmeli ve tüm bu deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmelidir. Yukarıda açıklandığı şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 18.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.