Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/250
Karar No: 2021/3233
Karar Tarihi: 01.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/250 Esas 2021/3233 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/250
KARAR NO: 2021/3233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2020
NUMARASI: 2015/704 E - 2020/477 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin uzun yıllardır davalı şirket ile imalatçı ve ihracatçı ilişkisi içerisinde ortaklaşa aynı müşterilere imalat ve ihracat yaptıklarını, davalı mümessil şirket olarak yurtdışındaki müşteriler ile ilişkileri yürüttüğünü, siparişleri aldığını ve siparişlerin uygun ve zamanında ihracatını yapmakla yükümlü olduğunu, davacı şirketin de tüm imalatın sorumluluğunu yüklendiğini, alınan siparişlerin fiyat ve maliyetleri taraflarca ortaklaşa hesaplandığını, her bir sipariş için ayrı ayrı kar ve maliyet tablosu çıkarıldığını, kalan karın da eşit olarak paylaşıldığını ve bu durumunda 17.03.2008 tarihinden beri devam ettiğini, 31.12.2014 tarihi tarafların yeni bir işyeri organizasyonu için anlaştığını, bu anlaşmaya göre taraflar Avcılar ilçesinde daha büyük bir üretim tesisi kurmak üzere yer kiraladıklarını ve hazırlıklara başladıklarını, bu kiralamanın da anlaşmaya göre davalı tarafından yapıldığını, davacı şirketin tüm üretim araçlarını ve personellerini buraya aktardığını buna istinaden de mevcut yerinde fiili çalışmasını durduğunu, bu aşamada davalının varılan anlaşmaya uymadığını, imalat işini de kendisi yapmak istediğini belirterek davacı firmayı devre dışı bıraktığını ve davacı firmanın da atıl durumda kaldığını, ... yevmiye 12.06.2015 tarihli ihtarı ile de resmi olarak düzeltilen bu ihtarda da belirtilen şekilde taraflarca itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, gerek bahsi geçen ihtarda ve gerekse mali müşavir tarafından çekilen ihtarda, detaylı izah edilen cari hesap düzeltmelerinden sonra, resmi ve usulüne uygun cari hesaba göre davalı firmanın, davacı firmaya 2.259.680,74 TL cari hesap borcu bulunduğunu, bu borca ihtarnamenin 2.Maddesinde bahsi geçen ve dökümü yapılan çek ve senetlerin dahil olduğunu, bunların aynen iadesi halinde cari hesap alacaklarının, 2.259.680,74 - 1.285.590,00 =974.090,00 TL olacağını, İhtarnamede belirtilen ve kiralanan işyerine gönderilen tüm araç, makine ve büro malzemeleri vs. bahsi geçen ihtarname ekinde tebliğ edilen ... ve ... nolu 24.01.2015 tarihli sevk irsaliyeleri ile davalı firma adresine teslim edildiğini, adreste anlaşmaya göre şirketçe ortaklaşa açılacak iş yerine gönderildiğinden sevkıyatta bedel konulmadığını, takribi bedellerinin 500.000,00 TL olduğunu, davalının uhdesine geçtiğini ve bu mal bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiklerini, 2008 yılından beri devam eden işbirliğinde aylık ortalama 25.000 adet, yıllık 300.000 adet (ağırlıklı pantolon mont ve şort) imalatı ve ihracatı yapıldığını, bugüne kadar yapılmış tüm ihracatlarda her bir GÇB ye bağlı ihracat için kar dağıtım tablosu hazırlanmış olduğunu, ortalama yıllık karlılığın %20-25 arasında olduğunu, bu kar’ın taraflarca eşit olarak paylaşıldığını, tarafların kapasiteye aylık 50.000 adet, yıllık 600.000 adete çıkarmak ve müşterilerinin taleplerini daha iyi karşılamak,işi daha güçlü bir sermaye yapısına kavuşturmak amacı ile yeni bir iş birliğine girişmeye karar verdiklerini, bu yeni oluşuma, sermaye olarak teslim edilen mal ve malzemeler dışında ihtarda detaylandırılan keşidecisi ... ve cirontosu ... olan 6 Adet toplam 368.750,00 TL bedelli çek, keşidecisi ... olan 250.000,00 TL bedelli senet, Keşidecisi ... Cirosu ... olan 50.000,00 TL Çek, Cirosu ... olan 2 adet 75.000,00 TL toplam 150.000,00 TL Çek, Küçükçekmece vergi dairesinden 2014 Yılı 9. Ve 10.ay’lara ait 125.000,00 TL Katma Değer Vergisi alacağının resmi temlikle verildiğini, yine bu iş için teminat olarak davalı şirket ortağı ve müdürü ...’a Edirne-Uzunköprü Parpudar mevkiinde 23.000 m2 arazi satış gösterilerek verildiğini, davalı şirketin kendi üzerine düşenleri yapmadığı gibi, bu iş için verilen senet ve çeklerin tahsili yoluna gittiğini, teminatların da iade edilmediğini, davacı firmanın tüm edimlerini iyi niyetle yerine getirdiğini, bu konu ile ilgili davalı firmanın merkezinde yapılan ve davalı şirket ortaklarını yanı sıra, Mali Müşavir ..., imalat müdürü ...’nün hazır bulunduğu toplantıda, iş birliği için tüm konularda mutabakat sağlandığını, toplantı tutanak ve notları ... tarafından tutulduğunu, bu toplantı tutanak ve notların Av. ...’a verilerek bu çerçevede sözleşme hazırlaması istendiğini, hazırlanan sözleşmenin 22.01.2015 tarihinde tüm taraflara e-posta ortamında gönderildiğini, iş bu sözleşmenin davacı firma, ..., ... tarafından imzalandığını fakat davalı ve ortakları tarafından imzalanmadığını, Davalının taahhüt ve borçlarını yerine getirmediğini, davacı firmanın Bakırköy ...Noterliği’nden 08.05.2015 tarihinde ihtarname göndererek davalıya yükümlülüklerini ihtar ettiğini, ilgili ihtarnamede cari hesapların, şirketin mali müşavirinin yapmış olduğu inceleme neticesi ve Bakırköy ...Noterliğinin ... yevmiye 12.06.2015 tarihli ihtarı ile de resmi olarak düzeltilen bu ihtarda da belirtilen şekilde taraflarca itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, gerek bahsi geçen ihtarda ve gerekse mali müşavir tarafından çekilen ihtarda, detaylı izah edilen cari hesap düzeltmelerinden sonra, resmi ve usulüne uygun cari hesaba göre davalı firmanın, davacı firmaya 2.259.680,74 TL cari hesap borcu bulunduğunu, bu borca ihtarnamenin 2.Maddesinde bahsi geçen ve dökümü yapılan çek ve senetlerin dahil olduğunu, bunların aynen iadesi halinde cari hesap alacaklarının, 2.259.680,74 – 1.285.590,00 =974.090,00 TL olacağını, İhtarnamede belirtilen ve kiralanan işyerine gönderilen tüm araç, makine ve büro malzemeleri vs. bahsi geçen ihtarname ekinde tebliğ edilen ... ve ... nolu 24.01.2015 tarihli sevk irsaliyeleri ile davalı firma adresine teslim edildiğini, adreste anlaşmaya göre şirketçe ortaklaşa açılacak iş yerine gönderildiğinden sevkiyatta bedel konulmadığını, takribi bedellerinin 500.000,00 TL olduğunu, davalının uhdesine geçtiğini ve bu mal bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiklerini, 2008 yılından beri devam eden işbirliğinde aylık ortalama 25.000 adet, yıllık 300.000 adet (ağırlıklı pantolon mont ve şort) imalatı ve ihracatı yapıldığını, bugüne kadar yapılmış tüm ihracatlarda her bir GÇB ye bağlı ihracat için kar dağıtım tablosu hazırlanmış olduğunu, ortalama yıllık karlılığın %20-25 arasında olduğunu, bu kar’ın taraflarca eşit olarak paylaşıldığını, tarafların kapasiteye aylık 50.000 adet, yıllık 600.000 adete çıkarmak ve müşterilerinin taleplerini daha iyi karşılamak,işi daha güçlü bir sermaye yapısına kavuşturmak amacı ile yeni bir iş birliğine girişmeye karar verdiklerini, bu yeni oluşuma, sermaye olarak teslim edilen mal ve malzemeler dışında ihtarda detaylandırılan keşidecisi ... ve cirontosu ... olan 6 Adet toplam 368.750,00 TL bedelli çek, keşidecisi ... olan 250.000,00 TL bedelli senet, Keşidecisi ... Cirosu ... olan 50.000,00 TL Çek, Cirosu ... olan 2 adet 75.000,00 TL toplam 150.000,00 TL Çek, Küçükçekmece vergi dairesinden 2014 Yılı 9. Ve 10.ay’lara ait 125.000,00 TL Katma Değer Vergisi alacağının resmi temlikle verildiğini, yine bu iş için teminat olarak davalı şirket ortağı ve müdürü ...’a Edirne-Uzunköprü ... mevkiinde 23.000 m2 arazi satış gösterilerek verildiğini, davalı şirketin kendi üzerine düşenleri yapmadığı gibi, bu iş için verilen senet ve çeklerin tahsili yoluna gittiğini, teminatların da iade edilmediğini, davalı kendi nam ve hesabına, davacı firmaya ait makine, teçhizat ve personeli ile çalışmaya başladığını ve halen devam ettiğini, yapılan araştırmalarda davalının planladığı üzere, aylık 50.000 adedin üzerinde ihracat yaptığını ve yine %20’nin üzerinde kar marjı ile iş yaptığını tespit ettiklerini, bu olay neticesinde şirketin gayri faal hale geldiğini ve ticari olarak sona erdiğini, bu neticeye davalının kötü niyetin ve edimlerini yerine getirmemesinin sebebiyet verdiğini, cari hesap ve teslim edilen mal bedelleri yanında davalı firmanın en az üç yıllık karının hesaplanarak daha önceki anlaşmaya uygun olarak %50’sinin davacı firmaya ödenmesi için iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile davada tespit edilecek miktarı talep etmek üzere cari hesap alacakları için 10.000,00 TL, teslim edilen mal ve malzemeler içinde 10.000,00 TL ve kar mahrumiyeti için de 10.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bilahare 08/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile alacağının 2.177.471,15 TL olarak tespitini, davalı talebi gereği 920.290,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 1.257.181,15 TL üzerinden cari hesap alacağının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği, hususlar mesnetten ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından dile getirilen her bir talep ve iddia davanın konusu içeriği ve davada talep edilen miktarlar çerçevesinde bizatihi senede karşı senetle ispat kuralı gereği davacı tarafça yazılı belge ile ispat edilmesinin zorunlu olduğunu, davacı tarafın iddialarını hangi vaka ve belgelere dayandırdığını, hangi ödemeler kime, ne zaman ve tür bir anlaşmaya karşılık yapıldığını, var olduğu iddia olunan anlaşmanın/protokolün müvekkil şirket tarafından imzalanıp imzalanmadığını, verildiği iddia olunan evrakların ve malların kime verildiğini, iddia olunan hususların hangi belge ve sözleşmeye dayandığını, bu belge ve sözleşmelerin müvekkil şirketin imzasını taşıyıp taşımadığını, iddia ettiği vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmadığını, bu durumda sayın mahkeme tarafından davacı tarafa verilecek kesin süre içerisinde somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde davanın ispatlanmamış sayılmasını ve bu şekilde de davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; " Davacı vekili 14/11/2018 tarihli 18 nolu celsedeki beyanında, davalı tarafın söz konusu icra dosyalarına konu 930.090,00 TL alacağı kabul ettiği ve bu miktarın mahsubunun gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.Bu açıklamalar ışığında davacı vekilinin celsedeki kabul beyanı da göz önünde bulundurularak davalı kayıtlarından her ne kadar davacının 177.453,15 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de dosyada mübrez olan icra dosyalarından dolayı tahsilatın mahsubu neticesinde davalının davacı taraftan 913.090,00 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın davalı kayıtlarında davacı alacağı olarak belirtilen 177.453,15 TL den mahsubu neticesinde dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 735.636,85 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ticari kayıtlardaki uyuşmazlığa sebep olan 15 adet toplamda 2.000.000,00 TL tutarındaki çekler yönünden yapılan incelemede ise, davalı tarafın söz konusu çekleri borç olarak verildiğini iddia ettiği, davacı tarafın ise söz konusu çeklerin borç olarak verilmediğini , hiç bir şekilde firma hesaplarına intikal ettirilmemiş olduğunu, davalı kayıtlarının fiktif olduğunu ileri sürmüştür. Dosyada mevcut vergi denetim raporunda söz konusu çeklerin incelemeye tabi tutulduğu, bu çeklerin gerçek ticari işleme konu olduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişiler tarafından yapılan tespitler de göz önünde bulundurularak söz konusu 15 adet toplamda 2.000.000,00 TL tutarındaki çeklerin borç olarak verildiği, dolayısıyla bu hususta davalı kayıtlarına üstünlük tanınarak yukarıda da hesaplandığı üzere dava tarihi itibariyle davacının davalı taraftan cari hesap alacağının bulunmadığı gibi dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 735.636,85 TL alacaklı olduğu takdir ve sonucuna varılarak davacının cari hesap alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın demirbaş talebine ilişkin olarak yapılan incelemede ; davacının sunmuş olduğu 09/01/2015 tarihli ve 24/01/2014 tarihli sevk irsaliyelerinin davacı tarafından düzenlendiği ve teslim alan kısmında da yine davacının unvanının bulunduğu, bu sevk irsaliyelerinden davacının talep konusu demirbaşlara kendisine ait başka bir adrese sevk ettiğinin anlaşıldığı, kaldı ki sevk irsaliyelerinde de taşıma irsaliyesine konu bulunduğu, dolayısıyla bu sevk irsaliyelerinden söz konusu demirbaşların davalıya teslim edildiğinin anlaşılamadığı, davacı tarafın bu hususta başkaca delil de dosyaya sunmamış olması nedeniyle bu talebinin ispata muhtaç olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın kar ortaklığından kaynaklı kar talebine ilişkin olarak da taraflar arasında yazılı bir anlaşmanın bulunmadığı, böyle bir anlaşmanın bulunduğuna ilişkin olarak davacının dosyaya somut delil sunamadığı, dolayısıyla bu talebinin de ispata muhtaç olması nedeniyle reddine karar verildiği" gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahsupla ilgili olarak bilirkişi raporlarında, "Davalı tarafından mahsup konularına dahil çek ve senetlerle ilgili icra takipleri ayrıca devam ettiğinden dolayı cari hesaplardan çıkartılarak mahsup edilmesi muhasebe tekniği açısından uygun düşmediği ve ( çek ve senetlerin mahkeme dosyasına icra takipleri durdurularak getirilmediği sürece ) tahsilde tekerrürlük arz etmemesi açısından değerlendirme dışı bırakılması " kanaatine varıldığını, mahkemece "Davacı vekili 14/11/2018 tarihli 18 nolu celsedeki beyanında, davalı tarafın söz konusu icra dosyalarına konu 930.090,00 TL alacağı kabul ettiği ve bu miktarın mahsubunun gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır." denerek , beyanlarına amacı dışında bir yorum yüklendiğini, oysa ki "Davacı vekili söz alarak: Davalı tarafından bahsi geçen 3 tane takip yapılmıştır, bunlar bizim cari hesabımızda zaten kayıtlıdır, cari hesaptan düşülmüştür, davamızı açarken bu takipleri belirtmememizin sebebi ayrı bir şekilde takip etmemelerinden ve icraya koymamalarından kaynaklıdır, bizim defterlerimizde kayıtlı olan ve bilirkişice tespit edilen 2.000.000 TL ve 177.000 TL alacağımız vardır, bu alacağımız üzerinden onlara verip de ödemediğimiz çek ve senetler var, 15 tane çekle 2.000.000 TL borç ödendiği iddiası vardır, ancak bu bedeller ödenmediği ve bunların defter kayıtlara girmediği iddiasındayız, 3 tane icra dosyasının 930.000 TL civarlarındadır, biz bunu kabul ediyoruz, bu miktar düşülebilir, mahsubunu talep etsinler biz zaten toplam alacağımızdan takip miktarı olan 930.000 TL'yi kabul etmeye hazırız dedi." şeklinde beyanda bulunduklarını, ıslah dileklerinde "... davalı tarafından aleyhimize yapılan icra takiplerindeki alacak miktarı, düşülmüştür. "şeklinde beyanda bulunduklarını, mahkemece davalıya bu yöndeki beyanlarını ve usulü işlemleri yerine getirmesini istemeden, izah edeceğimiz şekilde usulsüz ve hatalı hüküm oluşturulduğunu, bunların takip konusu edilmiş ve takip hukukuna göre kesinleşmiş, cari hesaptan ayrı bağımsız bir nitelik kazanmış borçlar olduğunu, kabule bağlı olmadıklarını, bu borçlarla ilgili takasın söz konusu olabileceğini, mahsup şartlarının mevcut olmadığı gibi davalı talebinin de olmadığını, kararın gerekçe kısmında mahsuptan bahsedilerek hüküm oluşturulamayacağını, mahsupla ilgili bu şekilde bir kararın infazı mümkün olmadığı gibi, kendilerinin de icra dosyalarından mahsup isteme hakkının bulunmadığını, - Alacaklı oldukları konusunda uyuşmazlık bulunmayan -177.453,15-TL lik alacak dışında, cari hesap ve defter kayıtlarına göre , toplam -2.177.453,15-TL olan alacağın, -2.000.000-TL lik kısmı ile ilgili uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşmazlığın, davalı ticari kayıtlarında, bulunan ve ödeme olarak gösterilen 15 adet çek bedelinin, gerçekte müvekkili şirket kasa ve hesaplarına fiilen girmemesinden, başka bir deyişle fiktif olmasından kaynaklandığını, -Tartışmasız olan bir diğer hususun da dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında, uyuşmazlık konusu bu 15 adet çek bedelinin, davacı ...un kasasına ve hesaplarına girmediği, davalı ... Konfeksiyonun, şirket ortakları ..., ...'ın ve kurdukları şirketin hesabına girdiği ( ... _ ... Baklavacısı şubeleri ) kesin olarak tespit edildiğini, karşılıklı cari hesaplar incelendiğinde , davalı firma, müvekkili firmaya adet bazında yaklaşık 1000 (Bin) adet çek kestiğini, bu çeklerin, miktar bazında, parasal değeri , yaklaşık 20.000.000-TL nin üzerinde olduğunu, bu çeklerden, sadece, dava konusu ettikleri 15 adedinin bu şekilde verildiğini, ... Bankası - Avcılar şubesine , davacı şirket yetkilisi olan keşidecileri tarafından ibraz edildiğini, diğer tüm çeklerin, fiilen firmalarına teslim edildiğini, müvekkili firma tarafından , 3. kişi ve kurumlara ciro edildiğini ve bankalar, takas kurumu, lezing ve finans kurumları üzerinden, ciro silsilesi içinde tahsil edildiğini, 15 adet çek hiç bir zaman, müvekkili firmaya, fiilen teslim edilmediğini, sadece tahsilat günü, davalı firma yetkilileri tarafından, hesabın bulunduğu banka şubesine ibraz edildiğini, fiili hiç bir ödeme yapılmadan, tediye makbuzu düzenlendiğini, kağıt üzerinde çek bedellerinin davalı şirket ortakları ve sahibi bulundukları şirket hesabına aktarıldığını, -Banka işlemlerinde de uzman bilirkişinin banka kayıtları ve yerinde yaptığı inceleme sonucu, 11.02.2019 raporuyla, önceki bilirkişi raporları , teyit eder şekilde raporunu sunduğunu, alacaklı oldukları 15 adet 2.000.000-TL.nin fiktif olduğunu önceki raporlara aynen uygun olarak tespit e edildiğini, - 17.09.2018 tarihli raporda ise, bu işlemlerin hayatın olağan akışına ve muhasebe usullerine uygun olmadığı, fiktif işlemler olduğu, dolayısı ile bu hususta davacı defter ve belgelerinine göre hüküm tesis edilmesi gerektiğini, davalı kayıtlarının fiktif ve gerçeği yansıtmadığı kanaatine varıldığını, - Bu kesin tespitlere rağmen Mahkeme gerekçesinde, konuyu tamamen farklı değerlendirildiğini, - mahkeme gerekçesinde, davalının, delil listesinde bulunmayan, Vergi denetim raporuna atıf yapılarak, bu çeklerin gerçek ticari işleme konu olduklarının tespit edildiğinden bahisle söz konusu raporun aleyhlerine delil olarak değerlendirildiğini, dosya içeriğinde söz konusu çeklerin, gerçek bir ticari işleme konu olmadığına ilişkin bir beyanlarının zaten olmadığını, aksine bu çeklerin gerçek ticari ilişkiye uygun olarak kesildiği, ancak, müvekkili şirket hesaplarına girmediğini , keşideci davalı şirket ortaklarının hesaplarına aktarıldığı, bu nedenle gerçek ticari ilişkide iş bu çek bedelleri kadar alacaklı olduklarını ve bunun ispatlayan hususun da , davacı, ...in ticari defter , belge, kayıtları ile çek muhatabı ve davalı ortaklarının hesaplarının bulunduğu banka olan, ... nın Avcılar şubesi kayıtları olduğunu belirttiklerini, delillerin sunduklarını, söz konusu çeklerin, ticari ilişkiye uygun olarak düzenlendiğini, bedellerinin ise davacı kasasına girmek yerine, davalı şirket ortakları hesabına aktarılarak, şirket ortaklarına örtülü kar transferi yapıldığını, Davalı defterlerinde bu nedenle bir usulsüzlük görünmediğini, -Yine gerekçede, dava konusu 15 adet -2.000.000-TL tutarındaki çeklerin borç olarak verildiği ve bu nedenle davalı kayıtlarına üstünlük tanındığı bu nedenle davanın ret edildiği açıklandığını, bu gerekçe ile hükmün tamamen afaki bir nedene dayandırıldığını, dosyada hiç bir bilgi ve belgesi olmayan ,borç verme ilişkisi yaratıldığını, varsayımsal olduğunu, Mahkemenin gerekçe yaptığı bu varsayımın, bankacı Bilirkişinin ek raporunda ortaya çıktığını, -Mahkemece rapordaki bir kaç çekin akıbeti ile ilgili ek rapor düzenlemek üzere dosyayı yeniden bankacı Bilirkişiye verildiğini, bilirkişi bu ek raporunda, dosyaya yeni bir belge eklenmemesine , ticari defter ile belgeleri incelememesine rağmen, cari hesaplamalarla ilgili beyanda bulunarak, görevini aşarak inceleme yapmadığı hususlarda ve görevi dışına çıkarak , Mahkemenin taktirine kalan konularda, beyanda bulunduğunu, -Davalının çekişmesiz olan -2.000.000-TL yi ödediğini ispat edemediğini, ödediklerini söyledikleri çek bedellerinin kendi hesaplarına geçtiğinin bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, davalı ... Konfeksiyonun 15 adet çek karşılığı 2.000.000-TL si, ortak ve yetkilileri ile ortak ve yetkililerinin sahibi olduğu ... şirketine aktarıldığını, çekişmesiz -2.000.000-TL. alacaklarının bahsi geçen çekler ile ödenmediğini ve alacağın halen devam ettiğini, - Dosyaya sunulan, tüm raporların aslında birbiriyle uyumlu olduğunu, bilirkişilerin müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun, kesin delil olduğunu tespit ettiklerini, bu usulüne uygun yasal defterlere göre, davalıdan -2.177.471,15-TL. alacaklı olduğunun tespit edildiğini, - Davalının defterlerinde görünen, ödendiği iddia edilen , 15 adet çeke isabet eden -2.000.000-TL.nin ise, gerçek ödeme olmadığı, fiktif işlem olduğunun tespit edildiğini, - Ödendiği iddiasında dahi bulunulmayan -177.471,15-TL ile halen alacaklı bulundukları ve ödenmediği yukarıda açıklandığı üzere dosya içeriği ile sübut bulan -2.000.000-TL olmak üzere, toplam -2.177.471,15-TL alacağın tespit ve tahsili gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili, davalıya teslim ettiğini iddia ettiği demirbaş bedellerinin tahsili vekar payı ortaklığından kaynaklı kar payı tutarının tahsili talebine ilişkindir. Davacı vekili 14/11/2018 tarihli celsede " Davalı tarafından bahsi geçen 3 tane takip yapılmıştır, bunlar bizim cari hesabımızda zaten kayıtlıdır, cari hesaptan düşülmüştür, davamızı açarken bu takipleri belirtmememizin sebebi ayrı bir şekilde takip etmemelerinden ve icraya koymamalarından kaynaklıdır, bizim defterlerimizde kayıtlı olan ve bilirkişice tespit edilen 2.000.000 TL ve 77.000 TL alacağımız vardır, bu alacağımız üzerinden onlara verip de ödemediğimiz çek ve senetler var, 15 tane çekle 2.000.000 TL borç ödendiği iddiası vardır, ancak bu bedeller ödenmediği ve bunların defter kayıtlara girmediği iddiasındayız, 3 tane icra dosyasının 930.000 TL civarlarındadır, biz bunu kabul ediyoruz, bu miktar düşülebilir, mahsubunu talep etsinler biz zaten toplam alacağımızdan takip miktarı olan 930.000 TL'yi kabul etmeye hazırız" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı taraf 08/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile alacağının 2.177.471,15 TL olarak tespitini, davalı talebi gereği 920.290,00 TL nin mahsubu ile bakiye 1.257.181,15 TL üzerinden cari hesap alacağının kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve bu hususta eksik harcı ikmal etmiştir. Dosya kapsamından davacının kar payı ortaklığına ilişkin iddiasını yazılı delil ile kanıtlayamadığı, demirbaş bedelleri talebiyle ilgili olarak da sunulan 09/01/2015 tarihli ve 24/01/2014 tarihli sevk irsaliyelerinin davacı tarafından düzenlendiği ve teslim alan kısmında da yine davacının ünvanının bulunduğu, bu sevk irsaliyelerinden davacının talep konusu demirbaşlara kendisine ait başka bir adrese sevk ettiğinin anlaşıldığı, kaldı ki sevk irsaliyelerinde de taşıma irsaliyesine konu bulunduğu, dolayısıyla bu sevk irsaliyelerinden söz konusu demirbaşların davalıya teslim edildiğinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Cari hesap alacağı yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacının ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle 2.191.652,53 TL alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defterlerine göre ise dava tarihi itibariyle davalının davacıya 177.471,15 TL borçlu olduğu, arada 2.014.181,38 TL cari hesap farkının bulunduğu, cari hesap farkının davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 2.000.000,00 TL tutarlı 15 adet çekin davacı ticari defterlerinden sonradan tahsilat işlemlerinin fiktif olduğu iddiası ile çıkarılmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davalı tarafın davacı yandan almış olduğu bono ve çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davacı aleyhine Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı ve Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyaları üzerinden takip başlattığı, takiplerin toplam tutarının 930.090,00 TL olduğu, bu takip dosyaları üzerinden sadece Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından toplam 17.000,00 TL lik tahsilat yapıldığı, bunun dışında herhangi bir tahsilatın yapılmadığı, dolayısıyla icra takip dosyalarından dolayı davacının davalıya 913.090,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut vergi denetim raporunda söz konusu çeklerin incelemeye tabi tutulduğu, bu çeklerin gerçek ticari işleme konu olduklarının tespit edildiği, davacı şirket yetkilisinin vermiş olduğu dilekçede çek bedellerini tahsil ettiği, ancak davalı şirket ortaklarına borç olarak ödediğini ileri sürmüştür. Mahkemece dosya üzerinde mali müşavir ... ve bankacı-malimüşavir ...'e dosya tevdi edilerek ayrı ayrı rapor ve ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere istinafa konu 15 adet 15 adet çek karşılığının davacı şirkete ödendiği konusunda ihtilaf yoktur. Bankacı-mali müşavir bilirkişi raporuna göre tahsil edilen bedellerin, dava dışı ... A.Ş. İle ... ve ... hesabına yatırıldığı, davacı tarafça vergi denetimiyle ilgili verilen dilekçede bu bedellerin borç olarak yatırılmış olduğunu ileri sürdüğü, söz konusu beyanın iddiadan ibaret olduğu, davacı yetkili tarafından bedellerin dava dışı üçüncü kişiler hesabına borç ödemesi mi borç verilmesi mi olduğu hususlarının bu üçüncü kişilere karşı açılabilecek dava yoluyla ileri sürülebileceği, olayda tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının da oluşmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı şirket tarafından bahsi geçen 15 adet çek bedelinin tahsil edildiği, fiktif olduğu iddiasının ise vergi denetim raporuyla da açıklandığı gibi gerçek ticari işleme konu olduğu, davacı tarafından muhasebesel işlemlerle tek taraflı olarak ticari kayıtların düzeltilmesi işleminin ispat yönünden geçerli kabul edilemeyeceği nazara alındığında mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK353/1-b-1mad. uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL'nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi