Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2523
Karar No: 2021/1716
Karar Tarihi: 01.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2523 Esas 2021/1716 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2523 Esas
KARAR NO: 2021/1716 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI: 2018/1085 Esas 2019/907 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçlu şirketin davacı müvekkili şirkete olan fatura borcundan dolayı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından asıl alacağa, faize ve ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunulması sebebiyle icra takibinin durduğunu, müvekkili davacı şirketin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalı borçludan 18.01.2018 tarihli ... numaralı faturadan kaynaklı olarak 43.999,20 TL alacaklı olduğunu, müvekkili davacı şirketin ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunun görüleceğini beyanla; öncelikle davalı şirketin malvarlığını kaçırmasına engel olmak maksadıyla davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına tedbir amaçlı itiraz edilen icra dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine, sonrasında icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte bir ticari ilişki olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirkete tebliğ edilen bir fatrua bulunmadığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan ne bir yazılı sözleşme ne de mutabakat mevcut olduğunu, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğinden ticari defterlerinde yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında bu faturaya dayalı olarak bir ticari ilişki olmadığını, davacı tarafın ticari ilişkinin içeriğinden bahsetmemiş olduğunu, salt alacaklı olduğu iddiasıyla davayı haksız ve kötü niyetli olarak ikame ettiğini, davacının iddia etmiş olduğu alacağın likit bir alacak olmadığını belirterek; davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/09/2019 tarih ve 2018/1085 Esas - 2019/907 Karar sayılı kararında; "....İddia, savunma, tespit ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlar ve ek raporlar, yukarıda anlatılanlar ile tüm dosya kapsamından, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraf ticari defterleri incelendiğinde, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, incelenen defterlere göre 20.04.2018 takip tarihi itibariyle davalıdan 44.955,00 TL alacaklı durumda olduğu, ancak davacı tarafından takibe ve davaya 18.01.2018 tarihli ... seri/sıra numaralı ve 43.999,20 TL tutarlı faturanın bedeli konu edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği fatura bedelinin 43.999,20 TL'nin dikkate alınması gerektiği, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin de T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, incelenen defterlere göre 20.04.2018 takip tarihi itibariyle davacıdan 535,00 TL alacaklı durumda olduğu, dava konusu faturanın davalı defterlerinde kaydına rastlanmadığı, ancak davalıya ait Ba formlarına göre davacı tarafından davalıya düzenlenen 18/01/2019 tarihli ... seri/sıra numaralı ve 43.999,20 TL (KDV hariç 40.740,00 TL) tutarlı faturanın davalı tarafından öncelikle kayıtlarına alınmış olduğu akabinde yapılan düzeltme ile kayıtlarından sadece bu faturayı çıkartmış olduğu, davacının işyerine gidilerek, mail kullanılan bilgisayarda Adli Bilişim incelemesi yapıldığı, buna göre karşılıklı mail ile mutabakat mektubu gönderildiği, davalıya faturanın ve mutabakat mektuplarının ve düzeltilmiş olmakla birlikte ba formların mevcudiyeti dikkate alınarak davacının teslimi ispatladığının kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi raporlarının Mahkememizce hükme esas alınabilir olarak değerlendirildiği anlaşılmakla davanın kabulü dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur...."gerekçesi ile, Açılan davanın kabulü ile, Bakırköy ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasındaki takibin 43.999,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, 43.999,20 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafından Bakırköy ... İcra Müdürlüğü ... esas sayılı takip dosyasıyla müvekkili şirket aleyhine Örnek 7 ödeme emri gönderilmek suretiyle icra takibi başlatıldığını, işbu takip neticesinde müvekkili şirket tarafından işbu takibe itiraz edildiği ve bunun üzerine davacı şirket tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde itirazın iptali davasını açıldığını,
Yerel Mahkeme yargılama sonucunda herhangi bir somut gerçeğe dayanmadan tamamen tahmine dayalı çıkarımlarla davanın kabulüne karar verildiğini, Davacının salt fatura tanzim ederek bunu e-mail yolu ile müvekkili şirkete göndermesi alacağı ispat etmemekte olup, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca malın müvekkiline teslim edildiği ile taraflar arasındaki ticari ilişki ispatı gerektiğini, Davacının salt fatura düzenlemesi alacağının varlığını ispatlamadığını, zira davacının fatura içeriğine ilişkin sözleşmenin mevcudiyetini ve sözleşmeye konu ürünlerin müvekkili şirkete teslim edildiğini kanıtlaması gerekmekte olduğunu, fakat davacı şirket tarafından söz konusu husus ispatlanamamaktadır ki taraflar arasında böyle bir ticari ilişki olmadığını, Davacının e-maillerde sevk irsaliyesi olarak göstermiş oluğu tek belge başka bir faturaya konu 20.09.2017 tarihli ... irsaliye numaralı sevk irsaliyesi olduğu, fakat davaya konu 18.01.2018 tarihli fatura incelendiğinde görüleceği üzere sevk irsaliyesi numarası olarak ... numarası belirtildiğini, taraflar arasında faturaya konu malların alımına ilişkin herhangi bir sözleşme akdedilmediğini ve davalı şirket tarafından salt fatura düzenlemesi alacağın varlığını ispatlamadığını, fakat yerel mahkeme işbu hususu herhangi bir şekilde dikkate almadan tamamen tahmini çıkarımlarla malların teslim edildiği kanaatine ulaştığını, oysa ki dosyada mübrez deliller ve alınan bilirkişi raporlarında da görüleceği üzere davaya konu 18.01.2018 tarihli faturada belirtilen ... irsaliye numaralı sevk irsaliyesi herhangi bir şekilde dosyaya ibraz edilmediği gibi müvekkiline e-mail de atılmadığı, atılsa dahi müvekkili şirketin ıslak imzası bulunmadığını, dolayısıyla davacının malları müvekkili şirkete teslim ettiği ispatlanamamış olup, ispatlanamayan davanın reddi gerekmekte olduğunu, Müvekkili şirketin BA formu ile düzeltme yoluna gitmesi ise tamamen sehven yapılan bir hatanın düzeltilmesi işlemi olduğu, müvekkili şirket sözleşme akdetmediği ve teslim almadığı ürünlerin faturasını sehven defterlerine işlemiş akabinde de sehven gerçekleştirmiş olduğu işlemin sonuçlarına katlanarak düzeltme cezasını ödeyerek BA formunu gönderdiğini, söz konusu fatura müvekkilu şirket defterlerinde mevcut olmayıp, salt davacının fatura düzenlemesi alacağın varlığına delalet değildir ki söz konusu fatura müvekkili şirket kayıtlarında yer alsa dahi davacının fatura içeriğini ispatlaması gerektiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 28.11.2008 tarihli 2008/2791 E. 2008/11670 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas No 2005/08385 Karar No 2005/09627 06.10.2005, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 30.11.1998 tarihli 1998/7170 E. 1998/8312 K.) Yerel Mahkeme kararında ise tamamen soyut ve tahmine dayalı çıkarımlarla düzeltilmiş olan ba formları ile fatura ve mutabakatların e-mail yoluyla gönderildiği dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiğini, oysa ki yukarıda da belirtildiği üzere davacı, davaya konu faturanın sevk irsaliyesini -... numaralı- sunamamaktadır ki böyle bir irsaliye ve mal teslim, bulunmadığını, nitekim 03.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda da e-mail yolu ile davaya konu faturadan bağımsız ve tamamen ayrı olarak ... sıra numaralı sevk irsaliyesinin gönderildiği tespit edildiğini, işbu nedenlerle davacının davaya konu faturaya ilişkin malları teslim ettiği ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin -davaya konu fatura nezdinde- ispatına yönelik herhangi bir sözleşme veya delil başlangıcı sayılabilecek e-maillere ilişkin bir belge sunamadığı aşikar olup, yerel mahkemenin tamamen tahmine dayalı çıkarımlarla davanın kabulüne karar vermesi usule ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerekmekte olduğunu, Öte yandan yerel mahkemenin gerekçeli kararında e-mail yolu ile mutabakat mektubu gönderildiğini gerekçe göstermesine rağmen, dosyada tarafların kaşe ve imzalarının bulunduğu herhangi bir mutabakatname formu bulunmadığını, yerel mahkemenin işbu hususu gözetmeden salt e-mail yolu ile mutabakatname gönderildiği dikkate almasının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamakla birlikte hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira aksi hali kötü niyetli şirketlerin salt e-mail ile yanlış mutabakat formu göndererek alacağını ispatladığının kabulü anlamına geleceğini, işbu nedenle yerel mahkemenin tarafların kaşelerinin ve imzalarının bulunduğu bir mutabakatname aramasının gerektiğini, Davacı taraf müvekkiline göndermiş olduğu mutabakat Mektubu'na dayanarak söz konusu davaya konu uyuşmazlıklardan biri olan faturaların tebliğ edildiğini iddia ettiğini, davacı taraf dilekçesinde 'davalı çalışanı ...'ün müvekkil şirkete (davacıya) gönderdiği maildeki excel tablosunu dikkate aldığımızda davalının dava konusu faturadan haberdar olduğu'nu ifade ettiğini, yerel mahkemenin de sadece e-maili dikkate alarak, mutabakata erildiği iddia edilen form da imza ve kaşenin bulunup bulunmadığını incelemeden hatta ve hatta davacı tarafından dosyaya herhangi bir form ibraz etmeden sadece e-mailleri göstermesine rağmen vermiş olduğu karar tamamen hukuki dayanaktan yoksun, soyut ve tahmini gerekçelere dayanan bir karar olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2011/10478 esas 2012/3045 karar 28/02/2012 tarihli ilamı) İşbu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davaya konu faturada belirtilen 12644 sıra numaralı imzalı sevk irsaliyesini bulunmamasını, hatta e-maillerde dahi olmamasını, ilgili faturanın müvekkili şirket kayıtlarında yer almamasını, müvekkili şirketin cezasını ödeyerek BA-BS formlarını düzeltmesini, mutabakatname denilen formun herhangi bir şekilde kaşe ve imza atılarak onaylanmadığını ve dosyada buna ilişkin bir belge bulunmadığı ile yerleşik Yargıtay içtihatlarını sarfınazar ederek vermiş olduğu kararın kaldırılarak, ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasındaki ticari satıma dayalı 18/01/2018 tarih ve 43.999,20 TL.lik fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, Bakırköy .. . İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasındaki takibin 43.999,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, fatura içeriği ürünün teslim edilmediği ve müvekkili şirket tarafından satın alınmadığı belirtilerek borca itiraz etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte bir ticari ilişki olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirkete tebliğ edilen bir fatura bulunmadığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan ne bir yazılı sözleşme ne de mutabakat mevcut olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalıya ait BA formlarının istenmesi için Zeytinburnu Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazıldığı, müzekkereye cevap verildiği, gönderilen kayıtlar incelendiğinde; davacı şirket tarafından kesilmiş 1 adet KDV. hariç 40.740 TL.lik faturanın 28/02/2018 tarihinde kayıtlı olduğu, davaya konu 18/01/2018 tarihli faturanın ise KDV dahil 43.999,20 TL. Olduğu, mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan ek raporda belirtildiği üzere davalıya ait BA formlarına göre dava konusu faturanın davalı tarafından 28/02/2018 onay tarihli 2018 Ocak dönemine ait BA Formu ile bildiriminin yapılmış olduğu, akabinde sadece bu faturayı kayıtlarından çıkartarak 09/04/2018 onay tarihinde BA formu düzeltme yapmış olduğunun tesbit edildiği belirtilmiştir. Somut davada, davacı ticari defter ve belgeler, BA-BS formlarına delil olarak dayanmış, Davalı da ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığını belirtmiştir. Bilirkişi incelemesinde, davacının faturalarının ticari defterlerine kaydettiğini, BS formuyla vergi dairesine bildirdiğini, fakat faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve davalının da faturayı BA formuyla vergi dairesine bildirdiği, defterlerin birbirini doğrulamadığı belirlenmiştir. Dava konusu faturanın 19/01/2018 tarihinde davalı çalışanı ... imzası karşılığında davalı tarafa teslim edildiği, Mahkemece bilişim uzmanı bilirkişiden alınan rapordaki tesbitler gözetildiğinde ...'ün davalı çalışanı olduğu tesbit edilmiştir. Davalı taraf, faturayı da içeriğini oluşturan ürünü de teslim almadıklarını, bununla beraber faturaları BA formuyla maliyeye yanlışlıkla bildirdiklerini savunmaktadır. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD' nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, mali müşavir ve bilişim uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde, davalının davacıdan aldığı dava konusu faturayı, ilgili dönemde vergi dairesine bildirdiği sabit olduğuna göre dava konusu fatura davalıya tebliğ edilmiştir. Davalının defterlerine bunu kaydetmemiş olmasının bir sonucu yoktur. İspat yükü BA formuyla bildirimde bulunan davalıya geçmiştir. BA formuyla vergi dairesine bildirilen faturayı alan davalının faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalının davaya konu faturayı ve içeriğini almadığını veya iade ettiğini veya fatura bedelini ödediğini isbat edemediği anlaşılmakla, mahkemenin kabulüne yönelik davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.005,58.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL+707,00.TL=)751,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.254,18.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi