14. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/15693 Karar No: 2012/387 Karar Tarihi: 17.01.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15693 Esas 2012/387 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2011/15693 E. , 2012/387 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş, karar Dairemizin 14.02..2001 tarihli ilamı ile "....Mahkemece, hükme dayanak yapılan bilirkişinin 21.05.2010 tarihli raporunda somut bir zararın varlığından söz edilmemiş, sadece davalının imara aykırı bazı uygulamaları bulunduğu belirtilmiştir. İmar Yasasına ve bu konudaki yönetmeliklere aykırı davranışları inceleyecek merci idari yargı yeridir. Eldeki uyuşmazlığın ise yukarıda vurgulandığı üzere Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuna ilişkin 737.maddesi çerçevesinde çözülmesi gerekir. Yapılan saptamaya göre, mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmalı, özellikle komşuluk hukukunda üzerinde durulması gereken zarar unsurunun olayda gerçekleşip gerçekleşmediği bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmeli varsa bunun giderilme yolları sorulmalı, bulunduğunun saptanması halinde sonucuna uygun hüküm kurulmalı, zarar unsuru yoksa dava reddolunmasının gerektiği...." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 28.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 4m2 alanlı duş ve kilerin , 2 metreyi aşan kısmının yıkılmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Mahkemece, ilk hükme dayanak yapılan 21.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda " davalı villasının arka bahçe kısmından deniz cephesine doğru bakıldığında, ağaçlardan denizin görülemediğinin tespit edildiği, dolayısıyla davacı tarafın arka bahçe kısmından denizi görmek de mümkün görünmemektedir. Bu nedenle depo binasının denizi görmeye engel olmadığı" bildirilmiştir. Dairemiz bozma ilamından sonra alınan 28.07.2011 tarihli bilirkişi ek raporunda ise " tek katlı depo binasının davacının görüş alanını daralttığını, denizi ve ortak alanda peyzajı yapılmış site dışındaki yeşil alanın görüş açısını kapattığını." bildirmiştir. Raporlar arasındaki farklılığın nedeni anlaşılamamıştır. Bu çelişkinin giderilmesi ve davalı vekilinin iki metreyi aşan duvar tespit edilmediği hususundaki iddiası da göz önüne alınarak mahallinde yeniden keşif yapılmalı raporlar arasındaki çelişki giderilmeli, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.