Esas No: 2019/1633
Karar No: 2021/1430
Karar Tarihi: 01.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1633 Esas 2021/1430 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ...
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI ....
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2021
Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ... ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketteki hissesini Ankara 25. Noterliğinin 20/04/2000 tarih ve .... yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi ile ...’e devrettiğini, devrin devam işlemleri gerçekleştirilmediğinden 07/06/2016 tarihinde .... şirketin ortağı sıfatıyla ödeme emri tebliğiyle şirketin 13.872,10 TL ... borcunun kendisinden talep edildiğini, ödeme emrinin iptali talebiyle Ankara 7. ... Dairesinde dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde şirket ortağı sıfatının sona ermesinden sonraki dönemde ortaya çıkan ... borcu nedeniyle sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, eski ortak olduğundan ödeme emrinin iptali için dava açma hususunda menfaati bulunmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden davanın reddine karar verildiğini, hisse devrinden sonra diğer ortaklar tarafından sanki hala davacının ortaklığı devam ediyor gibi müvekkilinin bilgileri kullanılarak ve imzası taklit edilerek 2005 yılında şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığını, sicile tescil edildiğinin sonradan öğrenildiğini, ayrıca davalı şirketin 23/01/2011 tarihinde sicilden terkin edildiğini, müvekkilinin hissesini devrederek hukuki ve fiili bağını sonlandırması ve şirketten ekonomik beklentisinin kalmaması, ortaklığın kar etmesinin terkin edilmesi nedeniyle artık imkansız hale gelmesi, yasaya uygun şekilde gerçekleştirilen hisse devrinin TTK’nın aradığı biçimde ortaklar kurulunda görüşülmemesi, karara bağlanmaması ve tescilinin yapılmaması, müvekkilinin fiili hiçbir bağının olmamasına rağmen adının ve imzasının kullanılarak usulsüz şekilde ortaklığın sermayesinin artırımının yapılması, ortaklığın amacının gerçekleştirilmesinin mevcut durumda hukuki ve ekonomik olarak imkansız hale geldiğinden müvekkilinin TTK'nın 638.maddesi gereğince limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davasını ıslah etmiş müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrıldığının tespiti ile mahkeme aksi kanaatte ise ortaklıktan çıkarılmasına ve keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap vermedikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;...... ile birlikte ortak olduğu, davalı şirketin dava tarihinden önce 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, davacının 20/04/2000 tarihinde kendisine ait şirket hisselerini ..... hisse devir senedi ile devrettiği, ancak devam işlemleri olan ortaklar kurulu kararı alınarak devrin pay defterine kaydedilmediği anlaşıldığından davacının hisse devir senedi ile ortaklıktan çıktığının tespitine ilişkin talep mahkemece yerinde görülmediği, ıslah dilekçesi ile bu istem yerinde görülmez ise ortaklıktan haklı sebeple çıkarılması talep olunmuş ise de, davacı isteminin dava tarihi itibariyle mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinde davalı şirketin sicilden terkin edildiği, yargılama aşamasında ihyasına karar verildiği, dava tarihinde iş bu davayı açmakta davacının hukuki yararı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin davalı ...nin kurucu ortağı olduğunu, şirketin 26/08/1998 tarihinde Ankara ... ... Müdürlüğünde tescil edildiğini ve sicil gazetesinde yayımlandığını, müvekkilinin Ankara 25. Noterliğinden düzenlenen 20/04/2000 tarihli ..... Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile hissesini ... Dörtgündüz'e devrettiğini, şirket ortaklığından çıkma işlemlerinin yapılabilmesi için söz konusu Hisse Devir Sözleşmesinin şirket müdürüne tevdi edildiğini, ancak hisselerin Noter sözleşmesi ile devredilmiş olmasına rağmen ortaklar kurulu kararı alınmadığı ve pay defterine kaydın bulunmadığı hususunun kendisine 07/06/2016 tarihinde ..... ... Dairesince gönderilen şirket ortağı olması sıfatıyla ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine öğrendiğini, şirketin 13.872,10 TL ... borcunun müvekkilinden talep edildiğini, bu işlemin iptali için Ankar 7. ... Mahkemesine dava açıldığını, mahkemece davanın reddedildiğini, mahkeme ret gerekçesinde dava açma hususunda müvekkilinin menfaatinin olduğunun açıkça belirtildiğini, müvekkilinin Noter Sözleşmesi ile hissesini devretmesine rağmen ortaklar kurulu kararı alınmadığı ve pay defterine kaydı bulunmadığı ortada olup, bu işlemlerin dava yolu ile yapılmayacağı Yargıtay yerleşik içtihatları ile ortaya konulduğundan TTK'nın 638.maddesi hükmü gereğince haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebi ile davanın açıldığını, davanın kabulü yerine reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin payını devretmesine rağmen diğer ortaklar tarafından bilgilerinin kullanılması ve imzasının taklit edilmek suretiyle sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığını, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu, ayrıca devam eden süreçte müvekkilinin ortak olması durumunda şirketin olası borçlarından dolayı devamlı cebri icra tehdidi altında olması sonucunu doğuracağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının şirket ortaklığından ayrıldığının tespiti, kabul görmez ise TTK’nın 638. maddesi çerçevesinde haklı sebeple şirket ortaklığından çıkmaya karar verilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin...Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının ..., davalısının ...olup, açılan davanın ...nin ihyası davası olduğu, mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına ve ...'ün tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden 20/03/2018 tarihinde kesinleştiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ...soruşturma evrakının incelenmesinde; müşteki ...’ın şüpheli ... hakkında ortağı olduğu şirkette müştekinin bilgileri kullanılarak ve imzası taklit edilerek 2005 yılında şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığı ve bu kararın sicile tescil edilerek ilan edildiğinden bahisle özel belgede sahtecilik suçundan soruşturmanın yürütüldüğü, ancak 8 yıllık dava zamanaaşımı süresi dolması nedeniyle atılı suçtan şüpheli adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
Ankara 7. ... Mahkemesi'nin...Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ...’ın Ankara ... Dairesi Başkanlığı aleyhine ortağı olduğu ... Ltd. Şti. nin ödenmeyen ... borçlarının tahsili için düzenlenen 09/09/2015 tarihli ödeme emrinin iptali davası açıldığı, davacının şirket ortağı sıfatının sona ermesinden dolayı sona ermeden sonraki dönemlere ait olan ... borçlarından şirket ortaklarının sorumlu tutulmalarına hukuken olanak bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verildiği, temyiz edilmeksizin işbu kararın 06/03/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mülga 6762 Sayılı TTK'nın 520.maddesinde; bir payın devrinin şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade edeceği, devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için ortaklardan en az 3/4'ünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az 3/4'üne sahip olmasının şart olduğu, pay devri veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı şekilde yapılacağı ve imzası Noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmeyeceği,
6102 Sayılı TTK'nın 595.maddesinde ise, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının Noterce onanacağı, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ise esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğu, devrin bu onayla geçerli olacağı, başvurudan itibaren 3 ay içinde genel kurulun başvuruyu reddetmediği takdirde onay vermiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince, davacı yanın ... numarası ile kayıtlı davalı ... .... diğer davalı ... ile birlikte ortak olduğu, davacı davalı şirketteki hissesini 20/04/2000 tarihinde davalı ... .... hisse devir senedi ile devrettiği, ancak Mülga 6762 Sayılı TTK'nın 520. (6102 Sayılı TTK'nın 595.maddesi)maddesi gereğince devam işlemleri olan ortaklar kurulu kararı alınarak devrin pay defterine kaydedilmediğinden davacının halen davalı şirketin ortağı olduğu anlaşıldığından davacının hisse devir senedi ile ortaklıktan çıktığının tespitine ilişkin talebi yerinde değildir.
Öte yandan, davacı yan, ıslah dilekçesi ile ortak olmadığının tespiti talebi yerinde görülmez ise, ortaklıktan haklı sebeple çıkarılması talep edilmiş ise de, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere her dava açıldığı tarih itibariyle mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden ve dava tarihi itibariyle de davalı gösterilen ...... ticaret sicilden terkin edildiği, terkin ile şirket ortaklığının sona ereceğinden yargılama aşamasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla ..... ihyasına karar verildiğinden davacının dava tarihi itibariyle işbu davayı açmakta da hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/12/2021
....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.