Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1341
Karar No: 2020/2858
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/1341 Esas 2020/2858 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2019/1341 E.  ,  2020/2858 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

    ... Bölge Adliyesi Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davalılar ... ve ... vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde duruşmalı temyiz eden davalı Asil ... ve vekili avukat ... ... ile davacı vekili avukat ... geldi. Hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, davalı ... ile tapu iptali ve tescil davası açılması konusunda avukat olarak anlaştığını, anlaşma sonrasında tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/326 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalıyla yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yapılmadığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava karar aşamasına geldiğinde davalılardan ..."ün habersiz olarak diğer davalılarla sulh olduğunu ve feragat dilekçesi verdiğini ileri sürerek; davanının belirsiz alacak davası olarak kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00TL akdi, karşı yan dava ile icra avukatlık ücret alacağının sulh tarihi olan 02.05.2014 tarihinden itibaren tespitine, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/326 Esas sayılı dosyasının karar tarihi olan 13.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 19.9.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 80.031,03 TL akdi vekalet ücreti ve 29.406,20 TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplam 109.437,23 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 109.437,23 TL"nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu bedelin 10.000,00 TL"sine dava tarihinden itibaren, 99.437,23 TL"sine ıslah tarihi olan 19.09.2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, karar verilmiş; hükme karşı, davalılar ... ve ... istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davalıların istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı, davalı ... vekili olarak diğer davalılara karşı açtığı inançlı işlem nedeniyle tapu iptali ve tescil talepli davanın sulh ile sonuçlanması nedenine dayalı olarak akdi ve yasal vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili talebi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, 80.031,03 TL akdi, 29.406,20 TL karşı taraf olmak üzere toplam 109.437,23 TL vekalet ücretinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
    Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla "İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir... Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır" şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin anılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre, davalılar ... ve ...’un davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3-Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanunu"nun 164/4 maddesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlüdür. Dava sulh ile sonuçlandığında ise, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı) Dava konusu olayda da, mahkemenin kabulünde olduğu üzere davacının vekil olarak takip ettiği dava davalıların anlaşması üzerine feragatle sonuçlanmış olup, ihtilaf davacı avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin hangi meblağ üzerinden hesaplanacağı noktasındadır. Dairemizin uygulamalarına göre, sulh olunan miktar belli değilse mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu"nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanmalıdır.
    O halde mahkemece somut uyuşmazlıkta, yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı avukatın talebine ve vekalet ücretine esas ilgili dosya yönünden sulh olunan miktar belirlenerek bu miktar üzerinden, sulh olunan miktar tespit edilemiyorsa harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, vekalet ücretine dayanak dosyada depo edilmesine karar verilen miktar üzerinden vekalet ücreti hesaplaması yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    4-Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Kanunun 73/2 maddesinde tüketicilerin harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bu nedenle davalı tüketicinin harçtan sorumlu tutulmaması gerekirken, tüketici aleyhine harca hükmedilmesi eleştiri nedeni yapılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...’un sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2,540,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalı ... ve ..."a verilmesine, peşin alınan 1.868,92 TL harcın davalılar ... ve ..."a iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi